Kadın, ülkenin başbakanıdır, önemli reformlara imza atmakta, gece gündüz demeden çalışmaktadır. Haklı olarak evini ihmal etmektedir. O bir ev kadını değildir veya mesai saatleri belli olan bir çalışan anne. Dolayısıyla hem ev işleri hem de çocukların dersleri veya diğer sorunlarıyla çok fazla ilgilenememektedir. İşinden eve geldiğinde, eğer çocuklar uyumamışsa biraz sohbet etme imkanı bulabilmekte, onları öpüp koklamaktadır, o kadar. Birlikte aynı sofraya oturmak da giderek imkansız hale gelmektedir.
Tıpkı aynı görevi üstlenen erkek başbakanlar veya erkek siyasetçilerin evinde yaşandığı gibi. Onlar da çocukların dersleri ile ilgilenmeye vakit bulamazlar, veli toplantılarına katılamazlar, gece eve geç gelirler, birlikte yemek yemeye vakit bulamazlar. Bütün babalar böyle midir, Hayır. Mesai saatleri belli olan babaların çoğu anneleri kadar olmasa da çocuklarıyla daha yakın bir iletişim kurarlar.
EŞLERİN DESTEĞİ
Ama başbakanlık daha farklı bir görevdir ve kadın veya erkek, eş ve anne baba sorumluluklarının yanı sıra başka sorumlulukları da vardır ve burada diğer aile üyelerine düşen görev, o kişilere destek olmaktır.
Bu başbakanların çoğu erkek olduğu için bu görevi kadın olan başbakan eşleri üstlenirler ve çok memnun olmasalar da yakınmak yerine destek olmayı tercih ederler. Gördüğümüz örnekler hep böyledir ama işte başbakan kadın olunca birden cinsiyeti ön plana çıkar ve kadınlık/annelik/eşlik görevleri öne çıkmaya, ihmal ettiği bu görevi hatırlatılmaya başlanır.
Sözünü ettiğim örnek "Borgen" adlı bir dizide geçer. Danimarka gibi kadın-erkek eşitliğinin daha ileri olduğu bir ülkenin başbakanıdır Birgitte. Borgen adı da, Danimarka'da hükümet, parlamento ve yüksek mahkeme binalarını içinde barındıran ve şato anlamına gelen kompleksten geliyor. Evlidir ve iki çocuk sahibidir. İlk köstek eşinden gelir. Eve geç geldiği, eskisi gibi sık görüşemedikleri için kendini ihmal edilmiş olarak görür ve boşanmak ister. Kadın yarattığı hayal kırıklığını üzerinden atamamış ve bu şoku işine yansıtmamaya çalışırken kızının psikolojik sorunlarıyla sarsılır.
CİNSİYET TARTIŞMASI
Ve kızıyla yakından ilgilenmek için bir süreliğine izne çıkar. Kızının yanında olmak ister. Ama muhalefet boş durmaz ve ülke sorunlarının beklemeye gelmeyeceğini hatırlatarak, bir annenin kızıyla ilgilenmesi gerektiğinin de altı çizilerek istifa etmesi istenir. Televizyonlarda, basında bu konu tartışılmaya başlanır. Bir televizyon kanalı başbakana bu konuyu konuşmak için röportaj teklif eder. Brigitte ise bu teklifi reddeder. Bunun üzerine muhlafet partisi lideri çıkar ekrana ve başbakanın cinsiyeti üzerinden eleştirilerini sürdürür.
Kızının giderek iyileştiğini gören Birgitte Nyborg, kimsenin beklemediği bir anda işinin başına döner ve hükümet programını sürdürmeye devam eder, Meclis'e gidip, reform paketini sunar ve kabul oyu alır. Teşekkür etmek için kürsüye geldiğinde, Meclis'e giren ilk kadın milletvekillerini örnek göstererek, kendisinin onların açtığı yoldan geldiğini ve artık kadınların milletvekili veya başbakan olup olmayacağının tartışılmasının gereksizliğini hatırlatır. "Ne bekliyordunuz, istifa edip ev kadını olacağı mı?" diye sorar ve asla cinsiyetinin tartışılmasına izin vermeyeceğini belirterek, "Beni kadın olduğum için değil, icraatlarımla düşürün" der. Nokta.