• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Kadın parlamenterler anlatıyor

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 16.04.2014, 00:00
Kadınlar açısından bakıldığında bir seçimi kazanmakla bitmiyor iş. İster belediye meclis üyesi olsun, ister belediye başkanı, ister milletvekili olsun, esas zorluk koltuğa oturduktan sonra başlıyor. Siyaset o kadar erkeklerin tekelinde ki, kadınların varlığı orada bulunan erkekleri rahatsız ediyor. O koltuklarda ereklerin oturması gerektiğine o kadar yürekten inanılıyor ki, o kadını veya kadınları oradan kaldırmak ve evine geri göndermek için herşey yapılıyor. Örnek mi? AK Partili bir kadın üye bakın neler anlatıyor: "Toplantıları bana bildirmezlerdi. Ben öğrenirdim ama hiç alınganlık yapmadım, bana haber vermedikleri için sitemde bulunmadım. Önemsemedim. Önemser ve bunu onlara hissettirirsem, ellerine bir koz vermiş olurum. Bu parti kimsenin partisi değil, teşkilat da kimsenin değil, benim de değil. Her toplantıya gittim, yapılanları üstüme alınmadım. Niye haber vermediklerini biliyorum. Orada olmamızı istemiyorlar. 'Gelmenize gerek yok, biz hallederiz, bilgileri size iletiriz' diyerek bizi uzak tatmaya çalışırlar."

ERKEKLER ÇOK ANLAYIŞSIZ
Bir başka kadın. Yine AK Parti'den bir belediye meclis üyesi. O da şunları söylüyor: "Partili erkek arkadaşlarım çok anlayışsızdı. 'Eşitlik mi diyorsunuz, hadi bakalım işte size eşitlik!' diyorlar. Bunu acımasızca ve hınçla söylüyorlar. Aslında gene kafalarında eşitlik yok. Toplantılarımız gece yarılarına kadar sürebiliyor. Yöneticiyken erken saatte yapılmasını istediğim veya erken gitmek istediğim zamanlar oldu. Çünkü ilgime muhtaç küçük bir çocuğum vardı. Eşim de askerdeydi, gecikmeli olarak gittiği bir dönemdi. Annem hastaydı ve komadaydı. 'Arkadaşlar ben gideyim, grup sözcüsü burada, benim sonuna kadar kalmam gerekmiyor' dediğimde hiç anlayış göstermediler. 'Hayır, biz konulara tam adapte olamadık. Siz ilgileneceksiniz' dediler. Belki de görevi bırakmam için beni zorladılar. Önce babamı, ardından annemi kaybettim. Çok büyük stres altındaydım ama çok büyük anlayışsızlıkla karşılaştım."

ÖRGÜTLER TEPKİLİ
Partiler arasında bir fark yok. İster AK Parti ister CHP ister DSP ister MHP olsun. Genelde hep aynı bakış açısı hakim. İstanbul'da yaşarken başka bir şehirden aday olan bir kadın, parti örgütünün kendisine hiç yardımcı olmadığını anlatıyor: "Kıyametler koptu. Muhtarlarla otobüslere binip Ankara'ya genel merkezin önüne geldiler ve 'biz bu kadını istemiyoruz' dediler. Oysa o ilden ilk kez bir kadın böyle liste başına konmuştu. Sonuçta listeler değişmedi ama her gün aleyhimde şikayet mektupları gitti merkeze."
Sırada cinsiyetçi rol dağılımının parti örgütlenmesinde de model alındığını söyleyen bir CHP'li kadın var: "Kadınlara uygun görülen görevler onların uzmanlığı dikkate alınmaksızın, kadın işi olan alanlarla sınırlıdır. Örgütten sorumlu olamazsınız. Paradan da. Parti genel sekreteri olsanız bile bu işlerle ilgilendirmezler sizi. Genel sekretersiniz ama örgüt yok, teşkilat yok. Hangi işleri yapacaksınız? Elektrik işlerini mi? Sökülmüş lambaları mı takacaksınız?"
Durum böyle işte. Bu bilgileri Serpil Çakır'ın Versus Yayınları'ndan çıkan "Erkek Kulübünde Siyaset/Kadın Parlamenterle Sözlü Tarih" adlı kitabından aldım. Okumanızı öneririm.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA