• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ZAFER ŞAHİN

Pamuk'lu, Şafak'lı Ermeni açılımı

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 22.09.2009, 00:00
Kürt ve Ermeni açılımları nedeniyle bir süredir dünyanın gözü üzerimizde. Kimse Türkiye'den yumuşak karnı olarak gördüğü iki konuda, bu kadar net ve cesur adımlar atmasını beklemiyordu. Görünen o ki, önümüzdeki günlerde dünyayı şaşırtmaya devam edeceğiz. Siyasi ve diplomatik açılımları kültürel açılımlar takip edecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı aralarında Orhan Pamuk ve Elif Şafak'ın da bulunduğu ünlü Türk yazar ve şairlerinin eserlerini Ermeniceye çevirmeye hazırlanıyor. Aynı şekilde Ermeni şair ve yazarların eserleri de Türkçeye çevrilecek. İki ülke arasında futbol diplomasisi ile normalleşmeye başlayan ilişkilere "edebi ikmal" yapacak proje Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ermenistan Kültür Bakanlığı ve Erivan Kültür Derneği tarafından yürütülecek. Pamuk ve Şafak dışında Nazım Hikmet'in eserleri de Ermeniceye çevrilecek. Kültür Bakanlığı yetkililerinin, "Bizim yazarlarımız ve şairlerimiz Ermenistan'da bilinecek, Ermenistan'ın yazar ve şairleri de Türkiye'de. Edebiyatımızdan, tarihimizden, folklorumuzdan, kültürümüzden haberimiz olacak. Bundan tüm bölge yararlanacak" diye anlattığı proje heyecan verici. Umarım arkası gelir...

Kongre mevsimi
Önümüz sonbahar. Kimileri için hüzün ve ayrılığın bir ifadesi olan "hazan mevsimi" siyaset açısından hayli hareketli geçecek. Siyasi partilerin mevcut yönetimlerinde köklü değişiklikler ve ayrılıklar olabilir. İktidar partisinin de aralarında bulunduğu 4 partinin büyük kongreleri Ekim ve Kasım aylarında gerçekleştirilecek. Ak Parti'nin 3'üncü Olağan Büyük Kongresi 3 Ekim Cumartesi günü Ankara ASKİ Spor Salonu'nda toplanacak. Başbakan Erdoğan'ın parti yönetiminde kapsamlı bir değişime gitmesi olasılık dahilinde. DTP ise 4 Ekim'de Selim Sırrı Tercan Spor Salonu'nda 3'üncü olağanüstü kongresini gerçekleştirecek. Demokrat Parti ve Anavatan'ın kongrelerinin 31 Ekim ya da 1 Kasım'da toplanması planlanıyor. Büyük bir sürpriz olmazsa, Anavatan kongresinde DP'ye katılım yönünde bir karar alınacak ve bir dönemin iktidar partisi tarih olacak. Sonbaharda büyük kongresini toplayacak partilerden biri de MHP. 8 Kasım'daki olağan büyük kongrede muhalifler gövde gösterisi yapmaya hazırlanıyor. Bakalım kongre mevsimi siyasetteki dengeleri nasıl etkileyecek?

O eski bayramları kimler yaşadı?
Her bayram olduğu yine "nerede o eski bayramlar" klişesi ile başlayan çok sayıda muhabbeti dinlemek zorunda kaldım. 34 yaşındayım, 80'li yılların bayramlarını az çok hatırlarım. Ama hep özlemle anılan o eski bayramların atmosferini maalesef yaşayamadım. Galiba biraz daha eskilere gitmek gerekiyor bu özleyişin kaynağına inebilmek için. Aşağıdaki satırlar 1921 yılında İstanbul'da doğan gazeteci-yazar Aydın Boysan'ın 'İstanbul Esintileri' kitabından. Bakın büyük usta 70 yıl önceki bayramları nasıl anlatıyor: "Bayramlar bizim çocukluğumuzda, paraca refaha kavuştuğumuz günlerdi. Cebimiz para görürdü. Amcalar, teyzeler ancak bayramlarda eli açık olurdu. Sesimiz kısılıncaya kadar dondurma yiyebilirdik. Maceranın sonu mu vardı? Hatta tramvaya binip Sultanahmet'e kadar gider, beş kuruş verip meydan çevresinde motosikletle tur atardık. Hangi bayram olursa olsun bol şekerleme ve çikolata yeme fırsatına kavuşurduk. Gözümüz de doymazdı. Yumruk kadar lokumları ağzımıza atmaya çekinmez, çiğneme payı kalmadığından ağzımızı açıp kapayamaz, lokum kendisi bir derece eriyinceye kadar konuşamazdık. Canı çıkmış zavallı yük arabası atları bayramlarda eyerlenir, biz onlara binince kendimizi kahraman süvari sanırdık.
Çamaşır ipinden yapılma salıncakta sallanmak, ipe asılmış makaraya tutunarak beş on metre kaymak bile keyif kaynağımız olurdu. İp cambazı Abdullah ip üstünde semaverle çay pişirir, içer ya da ip üstünde kurban keserdi! Tepeden tırnağa yepyeni, gıcır gıcır giysiler içinde girerdik bayramın ilk sabahına. Peder merhum yeni ayakkabıların altını ahşap merdivenlerde kaymasın diye, çakı ucuyla çizerdi. Böyle giyinmek keyifli falandı ama haşarılığın pervasızlığı içinde olan biz, bu yeni giysiler içinde kalıplanmış gibi tedirgin olurduk. Bayram ziyaretlerinde çocuklara verilmesi adet olan mendilleri ceplerimize tıka tıka, yine de fiyakamız bozulurdu."


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA