• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ZAFER ŞAHİN

Seçim bir Türkiye gerçeği mi?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 19.01.2010, 00:00
Yeni bir 10 yıla daha erken seçim tartışmaları ile girdik. Dünya üzerinde Türkiye kadar seçimi konuşup, enerjisini bu denli tüketen bir millet herhalde yoktur. Bunda seçim sever siyasetçilerimiz kadar, mevcut kanunların da payı büyük. 2010-2020 arasında yasal takvime göre tam 6 kez sandığa gideceğiz. Bu her 1.5 yılda bir Türkiye'de seçim yapılacağı anlamına geliyor. Temmuz 2011'de milletvekili genel seçimi, Ağustos 2012'de Cumhurbaşkanlığı seçimi var. 2013'ü boş geçip, 2014'te mahalli idareler seçimi yapacağız. 2015'te milletvekili genel seçimi için yine sandık başındayız. 2016'da seçim yok. 2017'de yeni Cumhurbaşkanımızı seçeceğiz. 2019'da ise milletvekili genel seçimleri ve mahalli idareler seçimi var. Anayasa gereği o yıl iki seçim birlikte yapılacak. Bu tabloya bakınca ümitsizliğe kapılmamak mümkün mü? Neredeyse her yıl seçim yapılan bir ülkede siyasi ve ekonomik istikrar nasıl sağlanacak, doğrusu merak ediyorum.

Meclis regl iznini tartışacak
Son günlerin en renkli tartışması tekstil sektöründe çalışan kadınlara ayda 5 gün "Regl izni" verilmesi meselesi. Tekstil ve konfeksiyon sektöründe çalışanların yüzde 44'ünün kadın işçilerden oluştuğunu belirten işverenler, yönetmeliğin uygulanması halinde firmaların zor durumda kalacağı görüşünde. SANKO Holding Başkanı Abdülkadir Konukoğlu bu yönetmelik nedeniyle, 4 bin kadın işçinin işine son vereceğini şimdiden açıkladı. Çalışma Bakanlığı yönetmeliği değiştirmek için çalışmalara başladı. CHP ise, "yönetmelik uygulansın" diyor. CHP'li Ahmet Ersin, TBMM Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu'na başvurarak bu izni uygulamayıp işçi çıkanlara yaptırım uygulanmasını istedi. Tekstil sektöründe günde 11-12 saat çalışan kadın işçilerin "Regl izninden" faydalanması gerektiğini savunan Ersin, "Sektördeki kadın işçilere yıllardır bu hakları kullandırılmıyor. Komisyon derhal bu konuda bir kanun teklifi hazırlasın" diyor. Bakalım bu renkli tartışmanın sonucu ne olacak?

Egemen Bağış'ın futbol diplomasisi
Spor medyasını anlamak gerçekten çok zor. Futbol Federasyonu 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası'nı Türkiye'ye getirmek için toplantı üstüne toplantı yapıyor. Gazetelerin spor sayfalarında bu konuyla ilgili tek satır haber yok. Varsa yoksa içi boş transfer balonları. Türkiye 2016'yı alırsa aralarında İzmir'in de bulunduğu 8 şehre resmen piyango vuracak. Milyarlarca dolarlık ekonomik getirisini bir yana bırakın, turizme ve ülke tanıtımına sağlanacak katkının parasal değerini hesap etmek bile zor. 2012 yılında yapılacak şampiyonanın Ukrayna ile birlikte ev sahipliğini üstlenen Polonya, 4 yılda tam 20 milyar dolarlık yatırım yaptı bu organizasyonu gerçekleştirmek için. Medya görmezden gelse de federasyon bu konuda örnek bir çalışma içinde. 15 Şubat'ta UEFA'ya verilecek sunum dosyası her yönüyle mükemmel. Aldığım bilgilere göre Başbakan Erdoğan, hazırlıkların her safhasını takip ediyor. Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Birliği ülkelerinde kulis çalışmalarına çoktan başlamış durumda. UEFA'nın kararını vereceği 28 Mayıs'a kadar Bağış, Avrupa'da futbol diplomasisi yapacak. Rakiplerimiz arasında en güçlüsü Fransa. Türkiye'yi AB içinde görmek istemeyen Sarkozy'ye, 2016'yı alarak verilecek cevabın anlamı çok büyük olacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA