Referandum bitti ama Sezen Aksu kavgası bitmedi. Bir sanatçının vatandaş olarak kendisini de ilgilendiren bir konuda fikir beyan etmesi neden bu kadar tartışılıyor anlamak zor. Sanatçı sıra dışı düşünen, üreten, aykırı insandır. Öyle olduğu için sanatçıdır çünkü. Sezen Aksu'nun bugün kendisini acımasızca eleştirenlerin tamamından çok daha demokrat, çok daha devrimci olduğunu düşünüyorum. 2002 Nevruz'unda onca tehdit ve baskıya aldırış etmeden Diyarbakır'dan barış ve kardeşlik mesajları veren o değil miydi? Ya Erdal Eren'in son fotoğrafındaki son bakışından etkilenerek yaptığı o şarkı... İzmir'den adını silmek isteyenlerin tamamı, onun yarısı kadar bu ülkenin demokratikleşme mücadelesine katkı koyabilmiş midir acaba? Geçtiğimiz hafta bir gazeteci olarak yaşanan gelişmelerle ilgili görüşlerini almak istedim. Yazılı olarak ilettiğim sorulardan biri, "İzmir'e kırgın mısınız?" şeklindeydi. Menejeri vasıtasıyla, "Bu tartışmaların kendisini çok üzdüğünü ve bir süre görüş belirtmek istemediğini" bildirdi. Mesaj açık. İzmir, adı kendisiyle özdeşleşmiş bir değerini fena halde kırmış. Tamiri için bir şeyler yapılmalı. Merhum Ahmet Priştina, İzmir'e Sezen'in bir heykelini dikmek istiyormuş. Tabela ayıbından sonra sanatçıyı arayarak özür dileyen Aziz Başkan, bu hayali gerçekleştirir mi acaba? CHP'deki referandum çatlağı
Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP Genel Başkanı seçildiği kurultayın üzerinden daha 4 ay bile geçmedi. Ancak partide her zaman olduğu gibi kurultay rüzgarları esiyor. Referandumdan sonra Türkiye'yi 3'e ayrılmış gösteren haritalar çizildi. O haritaların bir benzeri CHP için çizilse yeridir. Parti, Önder Savcılar, Baykalcılar ve safını henüz belirlememişlerden oluşan üçlü bir görüntü veriyor dışarı. İzmir'e bakınca bile dağınıklığı görmek mümkün. Sav'ın sağ kolu Abdurrezzak Erten, Kemal Anadol, Güldal Mumcu ve Oğuz Oyan bir tarafta. Bu isimlere kurultayın toplanmasına karşı olduğunu açıklayan Ahmet Ersin'i de dahil edelim. Baykalcılar cephesinde kişisel olarak pek anlaşamasalar da, Selçuk Ayhan ve Canan Arıtman var. Bu ikiliye yeni isimler eklenmesi an meselesi. Mehmet Ali Susam ve Bülent Baratalı şu ana kadar gelişmeleri izlemekle yetindi. Ya da dışarı verdikleri görüntü bu. İzmir böyleyse gerisini varın siz düşünün. Genel seçime 1 yıldan az bir süre kala ana muhalefet partisinin yine kendi iç çekişmelerine dönmesi ne kadar da anlamlı değil mi?
Emeklinin gözü promosyonda
Bankaların memurlara yaptığı promosyon ödemelerinden yararlanmak isteyen emeklilerin gözü kulağı hükümette. Miktar belki küçük ama, emekli için taşıdığı anlam büyük. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın SGK aracılığıyla bankalarla yaptığı görüşmelerden bugüne kadar bir sonuç çıkmadı. Bankalar, "Emekli maaşlarından kar etmiyoruz" iddiasında. Ancak Bakan Ömer Dinçer'in konuyla yakından ilgilendiğini biliyorum. Emeklinin verilmeyen promosyonu muhalefetin de gündeminde. CHP Muğla Milletvekili Fevzi Topuz, bankaların yıllık tutarı bin lirayı bulan promosyonlarından emeklilerin de yararlanma hakkı olduğunu belirtiyor. Topuz'un önerisi emekliye, çalışınlar ne alıyorsa, o kadar promosyon verilmesi yönünde. Bankalar bu öneriye ne der bilinmez. Ancak hiçbir meselede uzlaşamayan iktidar ve muhalefetin bile aynı yönde görüş belirttiği bu konuyla ilgili daha fazla kulaklarının üzerine yatmasalar iyi olacak. Çalışanlardan yeterince kar ediyorlar, emekliden de etmeyiversinler. Ne kaybederler?
Bakan, deniz altından canlı yayında
Yarın 3. Deniz Kültürü Festivali'nin ilk günü. İzmir'de Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından açılacak festival, 5 gün sürecek ve İstanbul'da sona erecek. Organizasyonun İzmir'deki bölümü de renkli etkinliklere sahne olacak ama, işin asıl eğlenceli kısmı İstanbul'da. Kabinenin çalışkan ismi Yıldırım, festival kapsamında deniz altından canlı yayınlanacak bir TV programına konuk olacak. Gönderilen bilgi notunda, "İlk kez denizaltından yapılacak canlı yayında Ulaştırma Bakanı, deniz kültürüne, çevreye ve denizlerdeki güvenliğe neden önem vermemiz gerektiğine ve denizciliğin bir ülke için neden önemli olduğuna dikkat çekecek açıklamalar yapacak" denmiş. Organizasyon yetkililerini arayıp, bakanın bu açıklamaları deniz altında hangi şartlarda yapacağını sordum, ancak net bir yanıt alamadım. Sadece programa balık adam kıyafeti ile katılacağını söylemekle yetindiler. İlginç bir yayın olacağı kesin. İzlemek keyifli olacak.