• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ZAFER ŞAHİN

Sav'a rağmen kurultay olur mu?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 05.10.2010, 00:00
Yukarıdaki sorunun yanıtının "tabii ki hayır" olduğunu havada uçan kuşlar bile biliyor. Ama CHP'de hala "Bitmesin bu rüya, sonu kurultay olsun" diyen hatırı sayılır bir kitle var. Bakmayın siz "Tüzük değişsin, partinin önü açılsın" edebiyatına, burada asıl savaş tasfiye olmamak ve yeniden milletvekili seçilebilmek için veriliyor. Baykal'ın siyasi bir beklenti içinde olmadığına inanıyorum. Ama yakın çevresi için aynı düşüncede değilim. Bu grubun partide yeniden söz sahibi olma planları hafta sonu bir kez daha Önder Sav engeline takıldı.
Önce il başkanları, sonra Parti Meclisi tüzük değişikliğini reddetti. Sav tarafından şekillendirilmiş bir yapıdan, seçime bu kadar kısa bir süre kala aksi bir sonuç çıkarmayı düşünmek Baykal'ın siyasi tecrübesine yakışmadı. 53 yıllık dostunun işini şansa bırakmayacak bir kurt olduğunu en iyi onun bilmesi lazımdı. Sav, Baykal ile 2 saat 5 dakika görüşen Kılıçdaroğlu ile tam 4 saat 20 dakika süren bir konuşma yaptı. Bu ilk hamlesiydi. Sırada bir süredir Baykal ekibinin markaja almaya çalıştığı il başkanları vardı. O cephede zaten bir sorun yaşanması beklenmiyordu ama Sav işini asla şansa bırakmazdı.
Cumayı cumartesiye bağlayan saatlerde genel merkezin çevresinde uçuşan kuşlar bile kontrol altına alınmış durumdaydı. Pazar günkü Parti Meclisi ise derin CHP'nin Kılıçdaroğlu'na gücünü bir kez daha hissettirdiği platforma dönmüştü. CHP lideri türban ve yeni anayasa konusundaki çıkışlarından dolayı ağır biçimde eleştirildi. O eleştirilere bizzat kendisi tarafından Parti Meclisi'ne aldırılan isimlerin dahi sessiz kalması anlamlıydı. Görünen o ki, CHP'de bu saatten sonra içerisinde Baykal'ın bulunduğu hiçbir formülün yaşama şansı yok. Peki Baykal ne yapacak? Elbette köşeye çekilip beklemeyecek. Bundan sonraki strateji "Vuruşarak çekilme" üzerine kurulursa kimse şaşırmasın.

Kurtulmuş Çeşme'de
Siyasette gözler Necmettin Erbakan'ın "Babadan oğula siyaset" hevesi nedeniyle Saadet Partisi'nden kopmak zorunda kalan Numan Kurtulmuş'un üzerinde. Tüm işaretler halkta ciddi bir karşılığı olan Kurtulmuş'un Erbakan'a inat siyasi arenada varlığını sürdüreceği yönünde. Kendisi de buna inanıyor olacak ki, Milli Görüş'ün 7. partisini kurmak için hazırlıklara vakit geçirmeden başladı. Hafta sonunu yakın kurmaylarından Hüsamettin Korkutata'nın Çeşme'deki yazlığında geçiren Kurtulmuş'un, içerisinde DP'nin de bulunacağı geniş tabanlı bir seçim ittifakı üzerine çalıştığı bilgisini aldım. Tabii bu çalışmalar henüz proje aşamasında. Seçim yaklaştıkça Kurtulmuşlu senaryolar daha çok gündeme gelecek.

Genç DP'linin mektubu
DP'de Cindoruk dönemi artık sona eriyor. Gerçi kendisi ve arkadaşlarının gizli gündeminde kongreyi ertelemek olduğu iddiaları yüksek sesle dile getiriliyor ama bu kadarına herhalde cüret edemezler diye düşünüyorum. Partinin mevcut durumu ne yazık ki, içler acısı. Bu durum DP'ye gönül vermiş milyonlarca insanı üzüyor. Onlardan biri de Adalet Partisi Uşak eski Milletvekili Galip Çetin'in torunu. Dedesi ile aynı adı taşıyan genç Galip Çetin'in mektubunu DP yönetiminin de okumasında fayda var. DP'nin ne denli köklü bir çınar olduğunu belki hatırlarlar.
"DP 1 milyon 750 bin üye sayısı ile Türkiye'de en çok üyesi olan ikinci partidir. Girdiği son seçimde Türkiye'nin 7 bölgesinden de oy almıştır ve 160 belediyeye sahiptir. Bugün ayağımızı bastığımız asfaltta, musluktan akan suda ve yanan elektrikte DP'nin imzası vardır. Türkiye'de üst üste üç defa tek başına iktidar olan tek partidir. DP'nin bittiği yönündeki yorumlar ve değerlendirmeler bizleri üzmektedir. DP asla bitmiş bir parti olamaz. Milletin gönlünde DP'nin sarsılmaz bir yeri olduğunu herkes çok iyi bilmelidir. Cindoruk'un Genel Başkanlığa seçilmesiyle parti üyeliğinden istifa eden Aydın Menderes mutlaka partiye kazandırılmalıdır.
Aydın Menderes yakın tarihin canlı şahidi olup Türkiye'nin gerçeklerini iyi bilen biridir. Demokrat çizginin temsilcisi olan, her partide her kademede görev almış bir siyasetçidir. Şehit Başbakan Adnan Menderes'in yaşayan tek oğludur... Şimdiye kadar yaptıklarıyla, yazdıklarıyla memlekete faydalı olmuştur. Sayın Menderes'in yeri DP'dir, Menderes'siz DP olmaz."



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA