Türkiye geçmişte ilköğretim çağındaki çocuklarına leblebi tozu ve radyasyonlu fındık dağıtan bir ülkeydi. Bugünün çocukları bize göre çok şanslı. Tanesi 800 lira olan tablet bilgisayarlar dağıtılıyor onlara. Hemen belirteyim bu bir " Bakın ülkede güzel şeyler de oluyor" yazısı değil. Sadece beni çok heyecanlandıran ve ülkem adına gurur duyduğum bir projeyi anlatmaya çalışıyorum. Gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle beraber Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in konuğuyduk dün. Türk eğitim sisteminde çığır açacak FATİH Projesini anlattı bize uzun uzun. İddia ediyorum, bu proje sayesinde, Türkiye eğitimde fırsat eşitliğini sağlayan bir ülke olacak. 5-6 yıl içinde 11 milyon öğrenciye tablet bilgisayar dağıtmaktan ve 570 bin sınıfa akıllı tahta yerleştirmekten bahsediyoruz. Akıllı tahta dediğimiz, bildiğiniz bilgisayar. Yanında kara ve beyaz tahtalar da var. Vestel, Nisan ayından itibaren seri üretimine başlıyor. Kim bilir belki de yurtdışına ihraç edilecek bu tahtalar. ABD ve Japonya dahil dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir sistem yok. Ankara merkezdeki çocukla, Hakkari'nin dağ köyündeki çocuk aynı bilgisayardan aynı dersleri takip edecek. Öğretmen ders anlatırken tahtadan çocukların bilgisayarını açıp kapatabilecek. Çocuk eve gittiğinde de internete bağlanabilecek. Tabi ziyaret edebileceği içerik sınırlı olacak. Tablette çocukların çok sevdiği bilgisayar oyunları da var. Projenin maliyeti 8 milyar lira civarında. Bakan Dinçer "Her yıl çocuklara kitap dağıtmaktansa, bir kez 4 yıl kullanacakları bilgisayar vereceğiz. Maliyet önemli değil" diyor. Türkiye'nin asıl sıçramayı bu proje sayesinde yapacağını düşünüyor. Haksızda değil. Bilişim çağındayız, bilgi en pahalı ve değerli şey günümüzde. Ona ulaşmanın yolu da teknolojiden geçiyor. Türkiye o teknolojiyi henüz 11 yaşındaki çocuklarının hizmetine sunuyor. İçlerinden kim bilir ne dahiler, ne girişimciler çıkacak? Öğretmen yetiştiren eğitim fakültelerine de akıllı tahtalar gönderilecek. Böylece öğretmen adayları daha eğitim sırasında sisteme adapte olacak. Özel okulların da kendiliğinden projeye dahil olması bekleniyor. Bakan projeyi anlatırken twitter'da yapılan bir espri iletildi kendisine. Bir vatandaş " Sümerler de tablet kullanıyordu" diye dalgasını geçmiş. Bakan'ın cevabı en az bu espri kadar hoştu: " Sümerler o tabletlerle bulundukları coğrafyaya 3500 sene hükmetti." Kılıçdaroğlu İzmir'e ne mesaj verdi
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun partisinin İzmir milletvekilleriyle bir araya geleceğini yazmıştık Salı günü. O görüşme dün gerçekleşti. Aslında vekillerin kafasında daha kapsamlı ve uzun bir görüşme yapmak vardı. Ancak Ankara'nın baş döndürücü bir hızla değişen yoğun gündemi buna müsaade etmedi. Genel Merkez'de yaklaşık yarım saat süren görüşmede İzmir'e yönelik önemli mesajlar verdi Kılıçdaroğlu. Önce " Nasıl gidiyor İzmir'de işler?" diye sordu. Sonra tek tek vekilleri dinledi. Birlik ve beraberlik içinde olmaları, belediye başkanları ve örgüt ile gereksiz çekişmelere girmekten kaçınmaları konusunda uyarılarda bulundu. " Herkes kendi işine baksın ve en iyi şekilde görevini yapsın" dedi. Bu mesajı kimlere verdi bilinmez? Kurultay süreci ve delege seçimleriyle ilgili bir değerlendirmede bulunmadı. Vekillerden yaptıkları çalışmalara ilişkin ayrıntılı raporlar istedi. Artık her vekil yaptığı tüm çalışmaları bir dosya halinde ayda bir genel başkana sunacak. CHP lideri kendisine İzmir'e ilişkin bir önerisi olup olmadığını soran vekillere " O sizin işiniz, bana projelerinizi getirin ve bilgi verin" dedi. Görüşme sonrası vekiller kendi aralarında ikinci bir toplantı daha yaptı. CHP'de son durum böyle.
İlknur Denizli'ye önemli görev
AK Parti'nin bu dönemki milletvekilleri içinde Ankara'ya en çabuk alışana ve isminden en çok söz ettireni İlknur Denizli oldu. İş dünyasından gelmesi ve iletişim yeteneği Denizli'nin en önemli avantajı. Bu özellikleri ile AK Parti yönetiminin de dikkatine çekmiş olmalı ki; kendisine son derece önemli bir görev verildi. Denizli artık, partinin Halkla İlişkiler Başkanlığı biriminin iki numaralı ismi. Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz ile birlikte AK Parti'nin bu alandaki çalışmalarını o koordine edecek. Çalışma hayatı, TOBB, sanayici ve işadamları dernekleri, kadın girişimcilerin kurduğu STK'lar, muhtarlar, şehit ve gazi aileleri dernekleri, AKOFİS ve daha birçok kurum ve kuruluşla ilişkiler Denizli'den sorulacak. Bu kadar kısa bir sürede gösterdiği başarı her türlü övgüyü hak ediyor. Tebrikler İlknur Denizli.
Ali Uzunırmak'tan Engin Alan açıklaması
MHP Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak, geçtiğimiz ay Metris Cezaevinde tutuklu bulunan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ve eski milli futbolcu Cemil Turan'ı ziyaret etmişti. Beşiktaş kongre üyesi olan Uzunırmak'ın bu ziyareti nedendir bilinmez bazı çevreler tarafından farklı algılandı. Hatta işi " Aziz Yıldırım'a gitti, MHP'nin tutuklu milletvekili Engin Alan'ı ziyaret etmedi" noktasına götürenler dahi oldu. Meclis kulisinde karşılaşınca bu eleştirileri sordum kendisine. Haklı olarak epey canı sıkkındı. Spor camiasının içinden bir isim Uzunırmak. Hem Yıldırım ile hem Turan ile kişisel dostluğu var. Cemil Turan 80'li yıllarda MHP'den Kadıköy adayı olarak siyaset girdiğinde bu dostlukları daha da pekişmiş. Engin Alan'la ise bugüne kadar hiç tanışmamış. " Ancak bu kendisini ziyaret etmeyeceğim anlamına gelmez" diyor. 12 Eylül sonrası uzun yıllar cezaevinde kaldığı için içerinin havasını iyi biliyor. Zamanı gelince Alan'ı mutlaka ziyaret edecek. Ama şu an değil. Bir not da ben ekleyeyim. Hem Uzunırmak, hem MHP yönetimi Engin Alan için bugüne kadar ellerinden gelen her türlü çabayı gösterdi. Sadece bunun reklamını yapmadılar. Bu da bir siyaset tarzı. Saygı göstermek lazım.