Bugün Türkiye'nin dört bir yanında işçiler meydanlarda olacak. 1 Mayıs'lar 2008 yılından beri ülkemizde ' Emek ve Dayanışma Günü ' adıyla kutlanıyor. Emek boyutu tamam ama işçilerimizin dayanışma içinde olduğunu söylemek pek mümkün değil. Her yıl olduğu gibi bu yıl da sol-sosyalist çizgideki sendikalar 1 Mayıs'ı Taksim'de, sağ görüşlü işçilerin örgütlendiği sendikalar ise farklı bir alanda kutlayacak. Türkiye'de acilen el atılması gereken kurumların başında bu sendikalar geliyor. Düzenleri bozulmasın diye işçilerin alın teri üzerinden solculuk-sağcılık oynamaya devam ediyorlar. Fabrikalarda, atölyelerde omuz omuza çalışan işçiler, sıra 1 Mayıs'ı birlikte kutlamaya gelince ayrı düşüyor. Çünkü sendika ağaları öyle istiyor. Türkiye'de işçi sınıfı böylesine bölünmüş ve parçalı bir yapıda olduğu sürece kaybetmeye mahkum. Bu bayram gününde kimsenin canını sıkmak istemem ama bu ülkenin işçilerinin 1 Mayıs'ta dahi yan yana gelememesine isyan ediyorum. 70'li yıllardan kalma siyasi takıntılarla işçileri kamplara bölen bu sendikalar mı kıdem tazminatının kaldırılmasına karşı çıkacak? Giderek ağırlaşan çalışma koşullarına, tedbirsizlik ve ihmaller nedeniyle meydana gelen iş kazalarına bunlar mı 'dur' diyecek? Emekçilerin insan onuruna yaraşır bir hayat standartına kavuşması Mercedes'e binen sendika ağalarının ne kadar umurunda? Bayramı kutlarken bu soruların cevaplarını da bir zahmet düşünün. Bütün çalışanların 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun.
DUVAR
" Bir kez olsun aynı şeyleri hissetmeyi başarabilen iki insan, birbirini hep anlayacaktır."
Tarkovski
CHP çarşafa karşı!
Hatırlayacaksınız CHP'nin tüzüğü Şubat ayında yapılan iki ayrı kurultayda değiştirildi. Parti yönetimine göre 'demokratikleştirildi.' Kavga dövüş kabul edilen o değişiklikler arasında parti içi seçimlerde çarşaf listenin esas alınması kararı da vardı. Ancak çifte kurultaylardan sonra başlayan ilçe kongrelerinde ilginç bir şekilde tüzük değişiklikleri uygulanmadı. Kemal Kılıçdaroğlu'nun çarşaf liste sözüne rağmen genelde blok listeler ile seçime gidildi. Yani eskiden olduğu gibi genel merkez ne dediyse o oldu. En son Ankara il kongresinde Nihat Matkap'ın desteklediği aday ve ekibi blok liste ile seçildi. CHP bir kez daha teoride kalıp, pratikte yoğunlaşamadı! Sırada İstanbul ve İzmir kongreleri var. Kurultaylarda çarşafı dilinden düşürmeyen parti yönetiminin bu iki ilde de tıpkı Ankara'da olduğu gibi blok listeden yana tavır alması bekleniyor. İzmir'de şu ana kadar gerçekleştirilen ilçe kongrelerinde sadece Foça'da çarşaf liste ile seçime gidildi. Diğerlerinin tamamında blok liste kararı alındı. Genel merkez 'hani çarşaf liste' diye soranlara ' delegenin takdiri' cevabını veriyor. Tabi yerseniz. Gelelim İzmir'deki il başkanlığı kulislerine. Levent Eyipişiren ve Ali Engin il başkanlığı için diğer adaylara göre daha şanslı kabul ediliyor. Kılıçdaroğlu, il başkanlarının etnik ve mezhepsel kimliğinin sosyal demokrat kimliklerinin önüne geçmesini istemiyor. Bu yeni il başkanının mümkünse Alevi olmayan biri olacağı anlamına geliyor. Ancak bildiğim kadarıyla Engin de Eyipişeren de Alevi. Büyükşehir ve Alaattin Yüksel- Mustafa Moroğlu ekibinin desteği Ali Engin'den yana. Eyipişeren'in arkasında ise biri hariç büyük metropol ilçelerinin belediye başkanları var. Mehmet Ali Susam'ın da tercihini ondan yana kullanacağı tahmin ediliyor. Parti Meclisi üyesi Eyipişiren aynı zamanda Nihat Matkap'ın da yardımcısı. İstanbul'daki işini İzmir'e aldırdığı ve başkanlık için yoğun bir mesai harcadığı biliniyor. Kimse kendisine şans tanımasa da Tacettin Bayır da yarışta iddialı. Kim bilir İzmir'deki güç dengeleri belki de ibreyi yeniden ona çevirecek