Kaçak içki ve sigaraya kim dur diyecek?
CHP Aydın Milletvekili Metin Lütfü Baydar, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'e Türkiye'de 2011 yılından bugüne ele geçirilen kaçak içki ve sigara miktarlarını sormuş. Gelen cevaplar ürkütücü. Bakan Şahin'in verdiği bilgiye göre son 1.5 yılda yapılan operasyonlarda 370 bin 896 şişede 188 bin 921 litre kaçak içki ele geçirilmiş. Emniyet kayıtlarındaki kaçak sigara istatistikleri içkiden daha da beter. 2010 yılında 73 milyon 734 bin 880 paket, 2011'de ise 109 milyon 476 bin 880 paket kaçak sigara yakalanmış. Rakamlardan anlaşılacağı üzere getirisi yüksek bir iş bu. Öyle olmasa yakalanan mal miktarı bir önceki yıla göre bu kadar artmaz. Ankara'nın göbeğinde Kızılay'da dahi tezgahlar kaçak sigaralarla dolu. Anadolu'daki tablo nasıldır diye düşünmek dahi istemiyor insan. Son yıllarda hızla artan kaçak içki ve sigara ticaretinden en büyük payı terör örgütlerinin ve en başta da PKK'nın aldığı bir sır değil. "Vatandaş kaçak içki ve sigara tüketmesin" demek giderek büyüyen bu sorunu çözmeye ve anlamaya yeterli olmuyor. Özellikle turizm sektörü kaçak içki nedeniyle bu yıl ciddi darbe aldı.
Geçen yaz kaçak içki nedeniyle Bodrum'da hayatını kaybeden Rus turistleri biz unuttuk ama Ruslar pek unutmuşa benzemiyor. Bu turizm sezonunda Rusya'dan gelen turist sayısındaki düşüşte kaçak içki olayının hiç mi etkisi olmadı sizce? Su gibi içki tüketen Ruslar için, kaçak içki servis edilen Türk otelleri elbette ki birinci tercih olmayacaktı! Ucuz diye kaçak içki ve sigaraya yönelen vatandaş maalesef verdiği paranın terör örgütünün kasasına gittiğinden bihaber. Bu işe engel olacak yetkililer ise yakaladıkları kaçak malları basına teşhir etmekle görevlerini yaptıklarını zannediyor! Acı ama gerçek bu!
Müşteri ayrımı yapan bankaya uyarı
Türkiye'de vatandaşların en çok şikayetçi olduğu konuların başında bankaların haksız uygulamaları gelir. Bankalar mevzuattaki boşluklardan yararlanarak müşterilerine hesap işletim ücreti, kredi kartı aidatı, havale masrafı gibi küçük sürprizler yapmayı çok sever. İtiraz ettiğinizde alacağınız cevap bellidir: "Sözleşmede öyle yazıyor." O sözleşmelerin karınca duası boyutundaki maddelerine gizlenmiş ayrıntılardan genelde bihaber olmamız onları ilgilendirmez. Bankaların vatandaşı çileden çıkaran bir uygulaması daha var. Diyelim ki, elektrik ya da su parası yatırmak için bir bankanın kapısından içeri girdiniz. Öncelikle bir sıra numarası almanız gerekiyor. Eğer o bankaya ait bir kartınız varsa şanslısınız. Çünkü banka önceliği kartlı müşterilerine veriyor. Kartınız yoksa uzun ve çileli bir beklemeye hazır olun. Bankalarda 1 saati aşan bekleme süreleri artık vakayı adiyeden sayılıyor. MHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut, vatandaşlardan gelen şikayetler üzerine bu sorunu TBMM gündemine taşımış. Bankaların hangi yasal gerekçeyle böyle bir uygulamaya gittiklerini sormuş. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'dan gelen cevaba göre, bankaların müşterileri arasında ayrım yapmasına imkan tanıyan herhangi bir yasal düzenleme yok. Yani tamamen keyfi bir uygulama söz konusu. Umarım bu cevap bankalara yeterli olur ve sıra numarası eziyeti bir son bulur. Futbol gazisi vekil
AK Partili vekiller Aydın Şengül ve Hamza Dağ, Meclis futbol takımında birlikte top koşturuyor. (Dağ'a göre top koşturan kendisi, Şengül genelde yedek kulübesinde oturuyor.) Söz konusu futbol olunca tatlı bir rekabet içerisine giren vekiller, hafta sonunda halı sahada karşı karşıya gelmiş. Baklavasına oynanan müsabakada Hamza Dağ'ın takımı sahadan 7-5 galip ayrılmış. Şengül'ün twitter'dan paylaştığı resme bakılırsa maç oldukça sert geçmiş. "Futbol değil sanki boks maçı yaptık" yaptık diyen Şengül'ün şu twitt'ine dikkat: "Hamza bütün kasapları toplamış. Bir sonraki maçta görüşürüz."