• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ZAFER ŞAHİN

Unutulanlar dışında yeni bir şey yok

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 21.06.2012, 00:00
Dağlıca, Aktütün, Üzümlü ve diğerleri. Tamamı 1930'lu yıllarda bölgedeki kaçakçılık faaliyetlerine engel olmak için kurulmuş sınır karakolları. Nerede kuş uçmaz kervan geçmez bir dağ başı varsa oraya bir karakol kondurmuşuz. PKK'nın canı istedikçe, elini kolunu sallayarak gelip bastığı karakollar bunlar. Hiçbir askeri düşünce dikkate alınmadan kaçakçıların kullandığı yolları kapatacak şekilde konumlandırılmışlar. Çukurların, vadilerin dibinde hantal binalardan oluşuyorlar. İçerisinde ne kadar personel ve askeri mühimmat olursa olsun bu karakolların kendisini savunması imkansız. Bölgenin sarp ve dağlık coğrafyası nedeniyle açık hedef konumundalar. 1993-95 yılları arasında Hakkari Dağ ve Komando Tugayı Komutanlığı'nı yapan Osman Pamukoğlu, anılarında bu karakolları bakın nasıl anlatıyor. "Sınır karakollarına PKK'nın özel bir taarruz düzenlemesine gerek yok. Roketatarları omuzlarında iki militan gelip birer roket atsalar, şansları iyi giderse bununla bile iyi sonuçlar alabilirler. Bunlar sınırı mı koruyor, teröristlerin geçişlerine mi mani mi oluyor? Saldırı hedefi olmaktan öteye gidemiyorlar. Çünkü sabitler. Karakollar eski kültüre ait bir kurum, zaman onu eskitmiş. Muharebe hareket ve sürattir. Gayrinizami harp daha çok hareket ve sürat gerektirir." Pamukoğlu anılarını yazalı 20 yıl oldu. Bu süre içinde aynı sınır karakolları kaç kere basıldı, kaç şehit verdik? Önceki gün 8 askerimizi kaybettiğimiz aynı Dağlıca'da 2007'de de 12 askerimizi şehit vermemiş miydik? Öyle cilalı laflara, 'kanları yerde kalmayacak' edebiyatına artık karnımız tok. PKK'nın Kuzey Irak'taki kamplarını yerle bir ederken tek bir kayıp vermiyor bu asker. Ama küçücük karakollar her seferinde Mehmetçiğe mezar oluyor. Hatalarımızdan ders almayı ne zaman öğreneceğiz? Hani TOKİ sınır bölgelerinde güvenlikli karakollar inşa edecekti, ne oldu o proje?

Dersim mağdurlarına tazminat önerisi

CHP'li Erdal Aksünger, Dersim olaylarını araştırmak için kurulan alt komisyonda görev yapıyor. Mesaisinin önemli bir bölümünü bu konuya ayıran CHP'li vekil, Dersim'de yaşananlara ilişkin farklı ve çarpıcı bilgilere ulaşmış. Yazılmamak kaydıyla bana anlattıkları ortaya çıktığında sanıyorum hepimiz Dersim konusunda bildiklerimizi yeniden gözden geçirme ihtiyacı duyacağız. Aksünger, bugüne kadar görüştükleri Dersim mağdurlarının dışında olaylara şahit olan ancak komisyona başvuruda bulunmayan çok sayıda kişiyle temasa geçmiş. Dersim'in Cumhuriyetle ortaya çıkan bir sorun olmadığı, Osmanlı'nın da bölgeyle hiçbir zaman sağlıklı bir ilişki kuramadığını söylüyor. Devletin özür dilemesinin yaşanan acıları hafifletmeyeceğini vurgulayan Aksünger "Devlet bu işte samimiyse öncelikle Alevilerin inançlarını ve kültürel değerlerini özgürce yaşamlarının önündeki engelleri kaldırsın.Kuru kuruya özür olmaz, olaylarda mağdur olanların maddi kayıpları karşılanmalı ve bu kişilere tazminat ödenmeli" diyor.

AK Parti'de Ege rüzgarı

Sonbaharda yapılacak kongrede parti yönetimde köklü bir değişime gidecek AK Parti'de, yeni vekillerin performansı genel merkez tarafından dikkatle takip ediliyor. Halkla İlişkiler Başkanlığı 26 milletvekilinin katkısıyla " AK Parti iktidarında yapılan hizmet ve çalışmalar" konulu bir sunum hazırladı. Tüm teşkilatlara gönderilen sunumda 26 ayrı konu başlığında 10 yılda hangi çalışmaların gerçekleştirildiği anlatılıyor. Her üç ayda bir güncellenecek çalışmada 5 Egeli vekil görevlendirildi.
Partinin konut politikalarını Aydın Şengül, ticari hayata ilişkin çalışmaları İlknur Denizli, turizmi Nihat Zeybekçi, çalışma hayatını İsmail Kaşdemir, Vakıflar konusundaki gelişmeleri ise Bilal Uçar kaleme aldı.
Kongre öncesindeki bu görevlendirmeler 5 vekil için önemli ve olumlu bir işaret.

Fethiye'de tsunami Meclis gündeminde

Geçtiğimiz hafta 6 şiddetinde depremle sarsılan Fethiye'deki tsunami paniği bölgedeki vatandaşları hayli korkuttu. AK Parti'nin Fethiyeli milletvekili Ali Boğa, hemşerilerinin uykularını kaçıran depremi Meclis gündemine taşıdı. " Fethiye'de korku tsunamisi oluştu" diyen Boğa, abartılı yorumlar ve panik havası nedeniyle turizm sektöründe rezervasyon iptallerinin başladığını vurguladı. İlçenin 1957'deki depremde neredeyse tamamının yıkıldığını ve yeniden inşa edildiğini hatırlatan Boğa, " Biz depremlerle beraber yaşamaya, depremlere uygun yapıları imal etmeye mecburuz. Bu deprem sayesinde gördük ki, Kaş ile Köyceğiz arasını içine alacak cep bir deponun oluşturulmasına ihtiyaç var. Deprem kışın gerçekleşseydi çadır taleplerini ilk anda karşılamakta sıkıntı yaşayabilirdik" dedi. Son derece yerinde bir tespit bu. Yeni bir depremi beklemeden bu deponun yapılmasını sağlama görevi ise Muğla milletvekillerini düşüyor.

CHP'nin Japonya seferi

Yeni CHP iç politikada olduğu kadar dış politikada da farklı bir çizgiyi takip ediyor. Parti yönetimi Japonya parlamentosunda açılan 4. Dünya Uygur Kongresi'ne gözlemci olarak iki milletvekili gönderdi. Haluk Ahmet Gümüş ve Malik Ejder Özdemir'in katıldığı kongre nedeniyle Japonya ve Çin'in arası fena halde açıldı. Yıllardır Uygur Türklerini baskı altında tutan Çin'in kongreyi engelleme çabaları sonuçsuz kaldı. Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet Gümüş, Japonya dönüşünde izlenimlerini aktardığı bir bilgi notu göndermiş. Jeopolitika ve strateji uzmanı Gümüş'ün gözünden Uygur Kongresi izlenimleri şöyle: Çin, Uygur Türklerine insan haklarına aykırı yöntemlerle asimilasyon uyguluyor. Kongrede artık bir dünya devi haline gelen Çin'in insan hakları ve demokratikleşme konularına özen göstermesi gerektiği vurgulandı. Beklentimiz Uygur Türklerinin kimliklerini ve temsil haklarını daha özgür bir şekilde gerçekleştirebilecekleri bir Çin manzarasıdır."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA