AK Parti kongresinin tamamlandığı an itibariyle Türkiye'de ana gündem artık seçimdir.
Eskilerin deyimiyle seçim sath-ı mailine girmiş bulunuyoruz...
Üstelik öyle bir mevsimliğine filan da değil, en az 2.5 yıl seçimle yatıp seçimle kalkacağız.
2013 mahalli idareler, 2014 cumhurbaşkanlığı ve 2015 genel seçimleri için kum saati işlemeye başladı.
Hem iktidarın hem de muhalefetin kantara çıkacağı ilk durak 27 Ekim 2013'teki yerel seçimler.
AK Parti'de 3 dönem milletvekilliği yapanların belediye başkanı, belediye başkanlığı yapanların da milletvekili olmasının önünde bir engel kalmadı.
Başbakan Erdoğan'ın 3 dönem mağduru olup da parti yönetimine almadığı bakanlar için büyükşehir adaylığı artık neredeyse tek alternatif olarak görünüyor.
Hemen hepsi siyaseten genç sayılabilecek yaşlardaki bakanların bunca tecrübenin ardından bir köşeye çekilmelerini beklemek eşyanın tabiatına aykırı.
Erdoğan da zaten onları nadasa bırakmayı düşünmüyor.
AK Parti'nin seçim çalışmalarına sandıkların açılıp oy sayma işleminin tamamlandığı andan itibaren başlamak gibi son derece doğru bir alışkanlığı var.
Anketler, kamuoyu yoklamaları, teşkilat raporları 2009'dan beri düzenli olarak genel merkezde toplanıyor.
Yani Başbakan'ın elinde şu anda kimi, nereden aday göstermesi gerektiği hususunda kendisine yol gösterecek kapsamlı bir veri analizi mevcut.
Ankara'da kongreden hemen sonra MKYK'ya alınmayan bakanlar için büyükşehir kulisleri dönmeye başladı.
Bakanlar arasında siyasi geleceği en çok edileni şüphesiz Binali Yıldırım.
Genel kanaat Erdoğan'ın kabinenin başarılı ismi Yıldırım'ı İzmir'den aday göstereceği yönünde.
Ancak Ulaştırma Bakanı için İstanbul da en az İzmir kadar ihtimal dahilinde görünüyor.
Uzun yıllar İDO Genel Müdürü olarak görev yapan ve kentin toplu taşıma projelerinin önemli bir bölümünde imzası bulunan Yıldırım, megakent için ideal bir aday.
Hele CHP'nin İstanbul adayı Mustafa Sarıgül olursa bu ihtimalin gerçekleşme olasılığı daha da artar.
Erzincanlı Yıldırım ve Erzincanlı Sarıgül...
Bu ikilinin kaderi birbirine bağlı gibi görünüyor.
İstanbul için adı geçen bakanlardan biri de Egemen Bağış.
O da MKYK listesinde yok.
Bir de Fatma Şahin gibi parti yönetimine girip rotası büyükşehire dönük bakanlar var.
Şahin'in Gaziantep'ten aday gösterilmesi bekleniyor.
Erdoğan'ın kimine göre sürpriz, kimi içinse beklenen kararı İdris Naim Şahin'i MKYK'ya almamak oldu.
Kabinenin en şahin bakanı İdris Naim Şahin, bir dönem kısa bir süreliğine de olsa Sakarya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliği görevinde bulunmuştu.
Milliyetçi damarın hızlı attığı, Karadenizli hemşerilerinin yoğun olarak yaşadığı Sakarya ile adının bu kadar sık anılması belki de bu yüzdendir.
Ve Ankara...
Melih Gökçek son bir dönem daha aday olmak istiyor.
Partide buna karşı çıkanların sayısı tahmin edilenin çok ötesinde.
Ankara için Ali Babacan'ın ismi bir süredir kulislerde geçiyor.
Babacan, Ankara'nın köklü ailelerinden birine mensup.
Henüz 45 yaşında.
Bir 3 dönem mağduru olarak da büyükşehir adayı gösterilmesi kimse için sürpriz olmaz.
2009'da MHP'den yarışa giren ve yüzde 30'ları zorlayan Mansur Yavaş'ın AK Parti'ye göz kırptığını yeri gelmişken bir kulis bilgisi olarak paylaşalım.
Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın Kayseri'den, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç'ın ise Samsun'dan büyükşehir adayı yapılması bekleniyor.
Sürprizleri seven Erdoğan'ın, Suat Kılıç'ı 2013 yılında Akdeniz Oyunlarına ev sahipliği yapacak Mersin'den de aday gösterebileceğine dair bir şehir efsanesi de var ama ben buna pek ihtimal vermiyorum.
AK Parti'de bakanlık koltuğuna oturup 3 döneme takılan ve adları hiçbir büyükşehirle anılmayan ağır ağabeyleri de unutmayalım.
En başta Bülent Arınç.
Büyükşehir adaylığını düşünmediğini, emekliliğini beklediğini açıklayan tek isim o oldu şu ana kadar.
Eski bir belediyeci olan Nihat Ergün, parti sözcüsü Hüseyin Çelik, Çalışma Bakanı Faruk Çelik ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdag da 2015'te yoklar.
Erdoğan'ın onlar için düşündüğü bir B planı var mı bilinmiyor.
Kesin olan tek bir gerçek var:
Bütün değişimler sancılı olur.