• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ZAFER ŞAHİN

Ve Baykal sahada

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 05.02.2013, 00:00
CHP'nin nasıl kaynayan bir kazana döndüğünü görmek için, partinin eski lideri Deniz Baykal'ın son dönemdeki açıklamalarına bakmak yeterli. Kılıçdaroğlu'nun kameralar önünde fırça attığı, kurmaylarının sırayla ve aynı ifadelerle eleştirdiği Birgül Ayman Güler'e, o sahip çıktı: "Birgül Hoca'nın konuşmasının doğru olduğunu düşünüyorum." Yılların kurdu Baykal'ın durup dururken topa böyle girmesi pek hayra alamet değildir. Aynı konuşmasında Kılıçdaroğlu'na da mesaj veriyor: "Bu tartışmalar partiyi uçuruma götürür, böler! Kemal Bey'in en başından bu konuda tavrını koyması lazımdı." Bu sözleri mesaj olarak görmek de, 'Aba altından sopa gösteriyor' diye yorumlamak da mümkün. Gittiği her yerde genel başkan gibi karşılanan ve öyle konuşan Baykal'daki hareketlenmeyi iyi okumak lazım. Hüseyin Gülerce'nin 2012'nin son günlerinde yaptığı "Baykal'ın sırrı bende saklı. Kendisi bence bir demokrasi kahramanıdır" açıklamasıyla başlayan bir süreç işliyor. Baykal'ın en önemli özelliklerinden biri belgelerle konuşmayı sevmesidir. CHP Genel Başkanlığı'ndan istifa etmek zorunda kaldığında, bir komploya kurban gittiğini söylemişti. Yakında bu iddiasını destekleyecek bir belge ile kameralar karşısına çıkması beni hiç şaşırtmaz. CHP'deki asıl fırtına da işte o zaman kopar. Baykal'ı izlemeye devam...

Hotel Ruanda'yı izle- izlet

"Irkçılık bizim iğrenç günahımız, putperestliğimiz, çılgınlığımızdır." Erich Fromm, muhtemeldir ki bu sözü ettiği günlerde Hitler Almanya'sını terk etme hazırlıkları yapıyordu. Ne savaşlar, ne yüzyıllar boyunca dünyayı kasıp kavuran veba, insanlığa ırkçılık kadar zarar vermedi. Bu öyle bir virüs ki, bünyeye girdikten sonra tedavisi asla mümkün olmuyor. İnsanlığın bu iğrenç günahının yakın tarihte en yoğun şekilde işlendiği ülkelerden biri Ruanda. 1994'te ülkedeki iki etnik grup arasında sömürgecilerin neden olduğu ırk tartışmaları nedeniyle iç savaş çıktı. 100 günde tam 800 bin insan katledildi. 90'larda ırkçılığın sebep olduğu bir büyük katliamda Balkanlarda yaşandı. Son 1 ayda Meclis'te yaşanan tartışmalara bakınca 'Hadi Ruanda bize uzak da, Balkanlardan neden ders almıyoruz?" diye düşünmeden edemiyor insan. Birgül Ayman Güler'in sözleriyle başlayan, BDP'li Sırrı Sakık"ın "Kafkaslardan, Balkanlardan gelenler, siz bu ülkenin sahipleri değilsiniz. Haddinizi bileceksiniz" çıkışıyla yeniden alevlenen ırkçılık illetini körükleyenler ateşle oynuyor. Bizim medya uzun yıllar "Türkiye İran olur mu?" sorusuna cevap aradı. Bu kıvılcım bir tutuşursa Türkiye, İran değil ama Ruanda olacak, kimse farkında değil. 30 yıldır devam eden iç savaşın yaşandığı bir ülkede herkes ne konuştuğuna dikkat etmeli. En başta da sorumluluk sahibi olanlar. Biri aslında öyle demek istememiş, diğeri hatasını anlayıp twitter'den özür dilemiş vs. Söz ağızdan çıktıktan sonra dilenen özrün bir anlamı yok. Tansiyonu ne kadar düşürür bilmem ama şu sıralar bir TV kanalının Ruanda'da 1994'te yaşanan katliamı anlatan "Hotel Ruanda" filmini göstermesinde fayda var. Emin olun bu filmi izleyen, bir daha o iğrenç günahı işlemez.

Konuş talimatı Kemal Bey'den

Birgül Ayman Güler'in Eskişehir Belediyesi'ne operasyon yapıldığı gün TBMM'de basın toplantısı yapması, bazı CHP'liler ve köşe yazarları tarafından çok eleştirildi. Hoca'ya hala bu konuda serzenişte bulunanlar olduğunu görüyorum. Benim bildiğim kadarıyla Güler o toplantıyı bizzat Kemal Kılıçdaroğlu'ndan gelen talimatla yaptı. Tamam şu sıralar Güler'e kızmak moda ama kamuoyunun bu gerçeği bilmesinde de fayda var.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA