Bakan Başkan'ı Ankara'ya bekliyor
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve DSİ arasındaki arıtma tesisi kavgası karşılıklı suçlamalarla tırmanıyor. Önceki gün Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'yla bu kriz üzerine sohbet etme fırsatı buldum. Bakan, arıtma tesisindeki gecikmeden DSİ'nin sorumlu tutulmasına fena halde içerlemiş. Aziz Başkan'ın bu konuda yanlış bilgilendirildiğini, 2006 yılında İZSU ile DSİ arasında imzalanan protokole göre tesisin Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılması gerektiğini söylüyor. Büyükşehir'in tesisi yapamaması durumunda bakanlık olarak işi üstlenebileceklerini açıklayan Eroğlu, "Bizim için arıtma tesisi yapmak çocuk oyuncağı. En kısa sürede İzmir'e modern bir tesis inşa eder ve vatandaşlarımıza memba suyu kalitesinde içme suyu getiririz" diyor. Yeni Asır aracığıyla Aziz Başkan'ı Ankara'ya davet eden Bakan Eroğlu'nun açıklamaları özetle şöyle: "Bizim kapımız Aziz Bey'e her zaman açık. Gelsin, konuşalım ve bu meseleyi halledelim. Burada sorun kesinlikle bizden kaynaklanmıyor. Kendisine daha önceki görüşmemizde, "Başkan, arıtma tesisi için ne gerekiyorsa söyle destek olalım. Sen yapamayacaksın bize bırak" teklifinde bulundum. Ancak 'Her şey hazır, ben yapacağım' dedi. Kusura bakma ama her şey hazırsa yap artık şu tesisi. Biz bırakın engel çıkarmayı, kendisine her konuda yardımcı oluyoruz. Metro'daki keşif artış talebine bütün bakanlar imza attık. Aslında böyle bir usul yok. Binali Yıldırım bakanımızın ricasıyla imzaladık. Hükümet olarak 11 yılda İzmir'e yaptığımız yatırımlar ortada. Aziz Bey illa 'Bu tesisi ben yapacağım' diyorsa, buyursun yapsın. Ama yapamayacaksa söylesin, biz devreye girelim. İzmirliyi susuz bırakmaya kimsenin hakkı yok." Değnekçiye para vermeyin!
Başlıktaki çağrının sahibi İçişleri Bakanı Muammer Güler. CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun, büyükşehirlerdeki değnekçi terörüne ilişkin soru önergesine verdiği cevap, hepimizi yakından ilgilendiriyor. Bakan Güler, park ücreti adı altında sürücülerden para toplayan, vermeyeni döven ya da arabasına zarar veren değnekçileri " bize bildirin" diyor. Vatandaşı canından bezdiren değnekçi ve korsan otoparkçılara 6 aydan 2 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar para cezası verildiğini kaydeden Güler, büyükşehirlerde park ücreti almaya yetkili tek idarenin büyükşehir belediyeleri olduğunu hatırlatıyor. Buraya kadar bakanın uyarı ve önerilerine itirazım yok. Ancak vatandaş 5 lira için canına ve malına kast eden bu magandaları nasıl ve kime şikayet edecek? Hava karardıktan sonra arabanızı park ettiğiniz her sokakta karşınıza dikilen bu karanlık tiplerle mücadele etmek öyle kolay mı? Polis gelene kadar canınıza ya da arabanıza yapılacak bir saldırıya nasıl karşı koyacaksınız? Değnekçilik deyip geçmeyin. Büyükşehirlerde yıllık 70-80 milyon lira rant elde edilen ve organize suç örgütleri tarafından kontrol edilen yasadışı bir sektörden bahsediyoruz. Değnekçilik 2003 yılında "ulusal tehdit" sayılarak İç Güvenlik Strateji Belgesine dahi girmişti. İçişleri Bakanlığı'nın bu konudaki sorumluğu vatandaşa yıkmak yerine, değnekçiliği tamamen ortadan kaldıracak tedbirler alması gerekmiyor mu?
Meclis'te Balıkesir dayanışması
CHP'nin 2014 yerel seçimlerinde en iddialı olduğu illerden biri Balıkesir. Milletvekilleri Ayşe Nedret Akova, Namık Havutça ve Haluk Ahmet Gümüş'ün Balıkesir'den ziyaretçileri hiç eksik olmuyor. İlin Ankara'dan çözüm bekleyen sorunlarını birlikte hareket ederek aşmaya özen gösteren vekiller, eski vekillerin tecrübelerinden yararlanmayı da ihmal etmiyor. TBMM'nde iki dönem Balıkesir'i temsil eden Önder Kırlı ve Orhan Sür'le birlikte çektirdikleri bu fotoğraf, yeni vekillerin tecrübeye ve dayanışmaya verdikleri önemin bir göstergesi olarak kayıtlara geçiyor...