Biliyorum bazıları için anlamak ve kabullenmek zor...
Ama biz ne kadar bu gerçeği görmezden gelirsek gelelim, Türkiye bir Ortadoğu ülkesi...
Coğrafi, kültürel ve sosyolojik özelliklerimiz itibariyle yıllardır bir parçası olmak için çabaladığımız Avrupa'dan çok Ortadoğu'ya yakınız.
Böyle olduğu için, komşumuzdaki ateş ne kadar kendimizi sakınırsak sakınalım, bir şekilde bize de sıçrıyor...
Reyhanlı'da patlayan bombalar örneğinde olduğu gibi.
Evet, 20. yüzyılı bölgemizdeki sorunlardan izole bir şekilde geçirmeyi başardık...
Çünkü dünyanın o günkü konjonktürü buna uygundu.
Dünyaya hükmeden güçlerin Türkiye'ye biçtiği rol de zaten buydu.
21. yüzyıl, ABD'yi vuran 11 Eylül saldırılarıyla başladı.
O günden beri 'yeni bir dünya yaratma savaşı' yaşanıyor yeryüzünde.
Savaşın merkezi, sahip olduğu enerji kaynakları ve jeopolitik önemi nedeniyle Ortadoğu...
Bölgedeki gelişmelere 20. yüzyıldaki gibi sırtımızı dönme lüksüne sahip değiliz.
Hükümetin çok eleştirilen Suriye politikası aslında zamanın ve konjonktürün bir dayatması.
PKK meselesini halletmiş bir Türkiye'nin gözünü Ortadoğu'ya çevirmesi bazı komşularımızı doğal olarak çok rahatsız ediyor.
Reyhanlı bu rahatsızlığın bir dışavurumu olarak da değerlendirilebilir.
Felaket tellallığı yapmak için söylemiyorum, devamı gelecektir.
Çünkü bu coğrafyada tarih hep kanla yazıldı.
Ortadoğu'da oyun kuracaksanız ve figüranlıktan baş aktörlüğe soyunuyorsanız, böyle alçakça saldırılarla karşılaşma ihtimalini de aklınızdan hiç çıkarmayacaksınız...
Soğuk savaş döneminden kalma alışkanlıklara tehlikenin hep içerden geleceğini düşünen ve buna göre örgütlenen istihbarat birimlerimiz Reyhanlı'da sınıfta kaldı.
Yeni dünya ve yeni konjonktüre uygun bir istihbarat yapılanmasına acilen geçmek zorundayız...
Terörün sağı solu belli olmaz...
Reyhanlı'dan sonra yeni hedef turistik merkezler olabilir.
Umarım turizm sezonu başlamadan gereken önlemler alınmıştır...
CHP'li vekilden Diyarbakır uyarısı
Aziz Kocaoğlu'nun 22-23 Mayıs tarihleri arasında Diyarbakır'a yapacağı ziyaret, CHP içinde yeni bir tartışmanın fitilini ateşleyecek demiştik...
Gelişmeler bizi haklı çıkardı. Daha önce Kocaoğlu'yla beraber Diyarbakır'a gideceği açıklanan bazı rektörler ve STK'ların uçak biletlerini iptal ettirdiği haberleri düştü geçen hafta ajanslara...
AK Partili milletvekilleri Hamza Dağ, Aydın Şengül ve Rifat Sait'in birbiri ardına yaptığı Kocaoğlu'na destek açıklamaları da, geziye zaten tepkili olan bazı CHP'lileri çileden çıkardı.
Onlardan biri de İzmir Milletvekili Aytun Çıray...
İktidar partisinin çözüm sürecinin muhalefet tarafından da desteklendiği izlenimini vermek için bu geziyi istismar edeceğini savunan Çıray, "Belediye Başkanımızın iyi niyetle gerçekleştirmeyi planladığı ziyareti, Reyhanlı olayı ve Karayılan'ın açıklamaları olmadan, akil insanlar piyasa çıkmadan ve genel başkanımız partimizin bu konudaki tutumunu açıklamadan önce yapılsaydı, bir nebze su kaldırabilirdi. Ancak şimdi şartlar değişti. Gezi, zamanlaması ve konjonktür açısından iktidara altın tepsi içinde sunulan bir imkan olacaktır. İktidar partisi ve BDP, bu ziyareti İzmir gibi muhalif duruşu ve hassasiyetleri tescilli bir kentin sürece verdiği destek olarak kamu oyuna gösterecektir. Bu bugünden görünen köydür" diyor.
Çıray, açıktan Kocaoğlu'na 'Gel bu işten vazgeç' mesajı gönderiyor...
Bakalım bu mesaja ne cevap gelecek...