Hatırlayacaksınız CHP MYK'da yerel seçimlerde belediye başkanı veya belediye meclisi üyeliği için aday adayı olmak isteyen örgüt yöneticilerinin 15 Temmuz'a kadar görevlerinden istifa etmesi yönünde bir tavsiye kararı alınmıştı.
O karar örgütlerde tam bir soğuk duş etkisi yarattı.
Seçime henüz 9 ay varken kimse koltuğunu bırakmak istemiyor.
15 Temmuz'a 10 gün kaldı, ne istifa eden var ne de istifa etmeyi düşünen.
Aslında haksız da değiller.
Gönlünden il ya da ilçe belediye başkanlığı geçen bir örgüt yöneticisinin veya il başkanının istifa ettikten sonra ne ağırlığı kalacak?
Yerine gelen kişi adaylık yolunda ona destek verecek mi?
Genel merkezle ilişkileri eskisi gibi olacak mı?
Bütün bu sorular CHP'li aday adaylarının canını fena halde sıkıyor.
O nedenle yarınki PM'de bu tavsiye kararının geri çekilmesini ve yerel seçimlerde aday adayı olacak örgüt yöneticilerine Kasım ayına kadar süre tanınmasını istiyorlar.
Üç büyük il başta olmak üzere birçok il ve ilçe başkanının PM'den bu yönde bir karar çıkması için MYK düzeyinde kulis çalışmaları yaptığı biliniyor.
Peki Kemal Kılıçdaroğlu, MYK'da aldırdığı bu tavsiye kararından geri adım atar mı?
Bu sorunun cevabı yarın belli olur...
Çıray mı Oyan mı?
CHP Parti Meclisi birden çok sürprize gebe...
Kulislerde İzmir'in 1 yıldan uzun bir süredir devam eden MYK özleminin yarın sonlanabileceği konuşuluyor.
Malum, CHP tarihinde İzmir ilk kez MYK'da temsil edilmiyor.
CHP'nin kalesi ilan ettiği, büyükşehir ve ilçe belediyelerinin neredeyse tamamını elinde bulundurduğu kentin parti yönetiminden neden dışlandığı konusunda kimse net bir bilgiye sahip değil.
Ana muhalefet için son derece önemli olan İzmir Büyükşehir'e hükümet kanadından gelen eleştirilere gücünün yettiğince Aziz Kocaoğlu cevap veriyor.
Ancak parti içinde bir grup, Kocaoğlu'nun özellikle Binali Yıldırım'ın belediye hizmetleriyle ilgili eleştirileri karşısında gereken sertlikte cevaplar veremediğini; zaten görevi gereği kendisinden böyle bir şeyin de beklenemeyeceğini düşünüyor.
İzmir'i yeterince tanımayan MYK üyelerinin kente geldiklerinde verdikleri mesajlar ise parti tabanını tatmin etmiyor.
Bu rahatsızlık Kemal Kılıçdaroğlu'na da iletilmiş.
MYK'da Gülseren Onanç'tan boşalan koltuk hala doldurulmadı.
Kılıçdaroğlu'nun İzmir'den bir MYK üyesi ataması durumunda Aytun Çıray ya da Oğuz Oyan'dan birini tercih edebileceği konuşuluyor.
PM üyeleri Alaaattin Yüksel ve Birgül Ayman Güler'e ise daha önce MYK'da görev yaptıkları için pek şans tanınmıyor.
Tabi sürprizlere de hazırlıklı olmak lazım...
Hüseyin Aslan'a dikkat
CHP'yle başladık yine CHP'yle devam edelim.
Dün Meclis bahçesinde Ege-Koop Başkanı Hüseyin Aslan'la karşılaştım.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile randevusu varmış.
Randevu saatini beklerken uzun uzun sohbet ettik.
Bu arada Aslan'ın İzmir'de olduğu kadar Ankara'da da hayli popüler olduğunu söyleyebilirim.
CHP grup toplantısına katılan partililer, milletvekilleri ve gazetecilerle hayli sıcak ilişkiler kurmuş.
Yanılmıyorsam ayda en az bir kez Ankara'da Kılıçdaroğlu'nu ziyaret ediyor.
Sağlık Serbest Bölgesi ve kentsel dönüşüm başta olmak üzere bütün projeleriyle ilgili CHP liderini düzenli olarak bilgilendiriyor.
Seçime 9 ay kala İzmir Büyükşehir için kulislerde adının geçmesi boşa değil.
Hatta diğer aday adaylarına göre epey mesafe aldığını söylemek de mümkün.
CHP'de İzmir Büyükşehir adaylığı konusunda ilginç ve önemli gelişmeler yaşanıyor.
Önümüzdeki günlerde bu köşeden aktaracağımız detayları okuduğunuzda bana hak vereceksiniz...
Şimdilik bu kadar...
Made in Rıfat Sait
Kim ne derse desin Meclis'in en renkli ve sıradışı vekili Rıfat Sait...Ankara'nın yazılı olmayan siyaset kurallarını bazen ağır biçimde ihlal etse de bu tarz ona yakışıyor.
İlginç projeleri ve çıkışlarıyla bir şekilde gündem olmayı başarıyor.
Son bombası da tıpkı öncekiler gibi hayli ses getirecek türden.
Hafta sonlarında aynı gün içinde en az 4-5 düğüne katılan Sait, takı masraflarıyla baş edemeyince patenti kendisine ait bir proje geliştirmiş.
Gelin ve damada Türk bayrağı ve Kuran-ı Kerim hediye ediyor.
Kimileri bunu farklı yorumlasa da bence son derece isabetli ve güzel bir geleneğe öncülük etmiş.
Altının fiyatı malum.
Yaz aylarında düğünden düğüne koşuşturan bir milletvekilinin takı masraflarıyla baş etmesi öyle kolay iş değil.
Sait, bu orjinal projesiyle hem milli ve manevi değerlere gönderme yapıyor, hem de takı masraflarından kurtuluyor.
Bu projeyi öğrenen diğer vekillerin de aynı yolu takip etmesi yakındır...