Yerel seçime 7 ay kala sosyal demokrat bir belediye işçilerle arasına aşılmaz duvarlar örmekten çekinmiyor!
Yüksek Hakem Kurulu (YHK) hukuk ve Yargıtay kararlarını hiçe sayarak 'grev kırıcılığına' soyunuyor!
CHP Genel Merkezi'nin sorunu çözme girişimleri, telkinleri ve tavsiyeleri ilginç bir şekilde görmezden geliniyor!
Sendikacılara göre YHK'nın işveren başvurusuyla grevi engellemesi grev hakkına yönelik hukuk dışı bir uygulama...
Haksız değiller çünkü ellerinde daha önce benzer durumlarda Yargıtay tarafından verilmiş kararlar var.
Yargıtay geçmişte Eskişehir ve Ankara belediyelerinde yaşanan benzer gelişmeler karşısında grev hakkını koruyan kararlara imza atmıştı.
Bu kararlar ortadayken İzmir'de YHK ve belediye el ele verip işçilere unutamayacakları bir gol attı.
Kaç gündür CHP'den bu konuyla ilgili bir açıklama gelecek mi diye bekliyorum.
En çok da CHP'nin siyasete girmeden önce DİSK Genel Sekreterliği yapmış İzmir Milletvekili Musa Çam'dan...
Niyeyse beklenen açıklamasını basına yapmadı Çam...
Onun yerine pazartesi günü facebook sayfasından kısa ama zehir zemberek bir mesaj yayınladı.
Lafı hiç eğip bükmeden işçilere yapılan haksızlığı sert bir üslupla dile getirdi.
Hem YHK hem de Aziz Kocaoğlu'na verdi veriştirdi...
CHP'de lafa geldi mi mangalda kül bırakmayan, emeğin en yüce değer olduğu üzerine parlak nutuklar atan çok sayıda milletvekili var.
Ama hiçbirinden bu konuda bir ses çıkmadı.
Onlara bir katkısı olur diye Çam'ın mesajını özetleyerek veriyorum.
"Sendika ile İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında 7 aydır sürdürülen toplu iş sözleşme görüşmeleri YHK tarafından hukuk ve Yargıtay kararları yok sayılarak imzalandı.
Yasa işverenlere YHK'ya gitme yetkisi verse de, sol / sosyal demokrat bir belediye başkanı bu yolu tercih etmemeli.
Her şeye rağmen toplu iş sözleşmeleri sendikayla ve masada müzakere edilerek bağıtlanmalı.
İzlenilen yol ve takınılan tavırlar emekçi kardeşlerimizi ve bizi derinden yaralamaktadır.
Emekçi kardeşlerimizin bu tür olumsuz süreçleri birlik, mücadele ve dayanışma içinde aşacağı inancındayım..."
Adaylık bize düşmez
Salı akşamı Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın gazetelerin Ankara temsilcilerine verdiği iftar davetindeydik. 2014 yerel seçimleri için adı İzmir ve İstanbul'la birlikte anılan Yıldırım'ın yol haritası doğal olarak çok merak ediliyor.
İftardan sonraki sohbet faslında Ankaralı gazeteciler Yıldırım'a 'büyükşehir belediye başkanlığına aday olacak mısınız?' diye sordu...
Bu işe talip olan çok arkadaşımız var, bize düşmez. Ben kendi adıma iyi kötü işimi yapmaya çalışıyorum...
Yıldırım'ın şakayla karışık bu cevabından 'aday olmayacak' sonucu çıkmaz.
Ancak adaylık hesaplarından çok bakanlığının projelerine kafa yorduğu, bu konunun en azından şu aşamada gündeminde olmadığı her halinden belli.
"Sadece Türkiye'nin değil dünyanın en büyük projelerini gerçekleştiriyoruz...
Yap- işlet- devret modeliyle hayata geçireceğimiz 7 projenin toplam yatırım tutarı 150 milyar lira...
5 yıl içinde Türkiye'nin yüzde 40'nın yaşadığı 14 büyükşehri hızlı trenle birbirine bağlayacağız.
Burada bırakacak değiliz...
2018, 2023 ve 2035 hedeflerimizi belirledik, koşar adım yürüyoruz..."
Bu kadar büyük ve iddialı projelere imza atan bir siyasetçiyi belediye başkanlığı keser mi?
AK Partililer Yıldırım'ın aday olup olmayacağından çok bu soruya cevap aramalı...