Bir siyasi partinin başına gelebilecek en büyük felaketlerden biriydi 1993 yılında patlayan İSKİ skandalı.
Dönemin SHP'li Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen'in İSKİ'yi emanet ettiği eski arkadaşı Ergun Göknel, kurumun ihalelerini paravan olarak kurduğu şirketlere dağıtmış ve bu ihalelerde büyük yolsuzluklar yapılmıştı.
Skandal, Göknel'in sekreteri Feray Işık'la aşk yaşamasını hazmedemeyen eşinin ihbarı ile ortaya çıktı.
Sonrası malum, 1989'da yüzde 30'lara yaklaşan oy oranıyla yerelde iktidar olan SHP'nin oyları 1994 yerel seçimlerinde yüzde 13.6'ya indi.
SHP-CHP çizgisi o tarihten beri ne yerelde ne genelde iktidar yüzü göremedi.
İSKİ bir kabus gibi çöktü CHP'nin üzerine...
Bugün bile bir CHP'li iktidar belediyelerini eleştirmeye kalkınca kendisine hemen İSKİ skandalı hatırlatılıyor...
Üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen durum bu...
Şimdi önümüzde yine bir yerel seçim var.
CHP yetkilileri her fırsatta 1989'da belediyeleri silip süpürdükleri o seçimi hatırlatıyor ve 2014'te benzer bir sonuç alacaklarını iddia ediyor.
Sandıktan çıkacak sonucu bilmem ama CHP'li İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı İZSU'da hiç de hayra alamet olmayan ilginç gelişmeler yaşanıyor.
İZSU Genel Müdürü, bazı bürokratlar ve kurumdan bugüne kadar çok sayıda ihale alan bir firmanın sahibi 19 Eylül'de hakim karşısına çıkacak.
16 sanıklı dava hakkında gizlilik kararı alındığı için ayrıntılara giremiyorum.
Sadece iddianamenin duyunca çok şaşıracağınız, 'Hadi canım bu kadar da olmaz' diyeceğiniz suçlamalarla dolu olduğunu söyleyebilirim.
Dedim ya iddianamede yok yok...
Milyonlarca liralık kamu zararı, yüklenici firmanın bir bürokrata tahsis ettiği özel şoför, aynı bürokratın evinin fayans ve armatürlerinin yüklenici firma tarafından yapılması, borç meselesi nedeniyle ayağından kurşunlanan taşeronlar ve daha neler neler...
Tabii hepsi henüz iddia aşamasında...
Mahkeme, sanık ve tanıkları dinleyip, delilleri inceledikten sonra bir karar verecek.
Belki sanıklar beraat edecek belki de suçları sabit görülüp çeşitli cezalara çarptırılacak.
Gizlilik kararı kaldırılınca bu konuyu daha geniş bir şekilde ele alırız...
Burada asıl üzerinde durulması gereken, CHP'li bir belediyenin tam da seçim sürecinde yolsuzluk iddialarıyla gündeme gelmesi.
Üstelik o belediye İzmir Büyükşehir olunca işin rengi biraz daha değişiyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu 'çete lideri' suçlamasıyla ve 397 yılla yargılanıyor.
Bürokratları hakkında açılan davalar da cabası...
İZSU davasından çıkacak olası bir mahkumiyet kararı CHP'nin 'yerelde iktidar olma' iddiasına ciddi bir darbe vuracaktır.
Mahkeme seçime kadar neticelenmese bile CHP bir kez daha İSKİ skandalı benzeri suçlamaların muhatabı olacaktır.
Sadece İZSU değil CHP'nin başını ağrıtan.
Büyükşehir davasında 10 Eylül'de yapılacak duruşmada mahkeme yeni bir bilirkişi tayin edecek.
Bu sürecin en az 3-5 ay daha uzaması anlamına geliyor.
CHP, İzmir adayını belirlerken bu davalardan çıkacak olası sonuçları da mutlaka hesaba katacaktır.
Şubat ayında açıklanacak bir mahkumiyet kararı bütün dengeleri yerle bir edebilir.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve kurmayları da en az bizim kadar bu gerçeğin farkındadır diye düşünüyorum...