"Dost kapısı belediye..."
Büyükşehir belediye başkanı seçilirse yapacağı icraatları, belediyeyi nasıl yöneteceğini, hangi ilke ve prensipleri benimseyeceğini anlattığı kitabın adı bu...
"Kenti bu kitapta yazdığım şekilde yöneteceğim" diyor. Kesinlikle bir seçim beyannamesi olmadığının da altını çiziyor. Daha çok İzmirliye resmi taahhütte bulunduğu bir belge olduğunu vurguluyor. Türk siyasetinde pek alışık olmadığımız bir tarz bu. Aslında kendisini diğer aday adaylarından farklı kılan tek şey bu kitap değil.
Adeta kapı komşusu yaptığı Ankara'ya her gelişinde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve parti üst yönetiminin karşısına yeni bir İzmir projesiyle çıkıyor. Bunu yaptığı için de adaylık çalışmalarını sadece kapalı kapılar ardındaki kulis çalışmalarıyla sınırlı tutan rakiplerinin bir adım önüne geçiyor. CHP'nin İzmir aday adayları içinde parti üst yönetimiyle ilişkileri en iyi olan isim Hüseyin Aslan dersek yalan olmaz.
İki yıldır iğneyle kuyu kazarak, taş üstüne taş koyarak önemli mesafe aldı. Sadece parti yönetimiyle kurduğu ilişkilerle yetinmiyor. İzmir'deki tüm sivil toplum kuruluşları ve muhtarlarla sık sık biraraya geliyor. Aday gösterilir ya da gösterilmez; bu CHP'nin bileceği iş... Ancak tüm aday adaylarına önemli bir ders verdiği kesin.
Eğer bir kenti yönetmeye talip oluyorsanız projelerinizle adınızdan bahsettireceksiniz. Çünkü yerel seçimlerde ideolojiler, içi boş siyasi demagojiler değil projeler yarışıyor. Vatandaş belediyelerden ideolojik gövde gösterilerinden çok hizmet bekliyor. "İzmir'in artık beklemeye tahammülü yok. 'Başkan seçileyim sonra icraata başlarım' demek olmaz. Mazbatayı aldığın gün projelerin hazır olmalı" diyor Hüseyin Aslan.
İki yıl önce bu işe soyunurken bir araştırma yaptırmış. İzmir'in en önemli sorunu nedir, belediye hizmetleri açısından kentte yaşanan sıkıntılar hangileri? diye sordurmuş. Tahmin edeceğiniz gibi İzmirli en çok ulaşım, altyapı ve çöp meselesi ile işsizlikten muzdarip olduğunu belirtmiş. Aynı araştırmada İzmirlinin kendisine nasıl baktığını da sordurmuş.
Çıkan sonuçları gördükten sonra da "Ben bu işi yaparım" diyerek uzun yürüyüşüne başlamış.
"O günkü anket sonuçları bize umut verdi. Ama aynı araştırmayı şimdi yaptırsam rakamları ikiye katladığımdan eminim" diyecek kadar kendine güveni tam. Giderek daha ilginç bir hal alan İzmir'deki adaylık mücadelesine renk getirdi Hüseyin Aslan.
Bakalım bunca emek ve çabanın karşılığını alabilecek mi?
AK Parti, CHP'nin adaylarını sorduruyor
Bir süredir hep CHP'nin adaylarını konuşuyoruz. Çünkü AK Parti'de deyim yerindeyse yaprak kımıldamıyor.
"Aslında İzmir'i almayı istemiyorlar" safsatasına hiç inanmayan bir gazeteci olarak bunun fırtına öncesi sessizliği olduğu görüşündeyim. Zaten iktidar partisinin hafta başında toplanan MYK'sından yansıyan kulis bilgileri de bu görüşümüzü destekliyor.
Partinin yaptırdığı ankete göre İzmir'de CHP ile aradaki fark 8 puana kadar inmiş.
Hatırlayacaksınız bu fark 2009'da yüzde 25'ti. İktidar partisinde bu sonuçlara bakarak "İzmir'i alabiliriz" umudunun yeşerdiğine eminim..
Tabii bunun yolu iyi bir aday bulmaktan geçiyor. Herkesin hatta CHP'lilerin bile aklındaki isim Binali Yıldırım... Ancak daha önce defalarca kez yazdığımız sebeplerden Yıldırım'ın adaylığı pek olası görünmüyor.
AK Parti belki bu yüzden belki de CHP'nin adayını görmek istediğinden İzmir'de farklı bir strateji takip ediyor.
Edindiğim bir kulis bilgisine göre şu sıralar tıpkı CHP gibi AK Parti de İzmir'de anket yaptırıyor. Ancak bu ankette kendi adaylarını değil, CHP'nin adaylarını vatandaşa soruyorlar. Muhtemeldir ki büyükşehir ve ilçelerde gösterecekleri adayları tespit ederken bu sonuçlardan yararlanacaklar. 8 puan seçim döneminde kapanması hiç de zor olmayan bir fark. Hele de Başbakan Erdoğan gibi oylarını her seçim döneminde 4-5 puan artırmayı başaran karizmatik bir lideriniz varsa...
Ve İzmir'de heyecan yaratacak bir aday gösterebilirseniz...
Erdoğan seçim startını bu hafta sonundan itibaren başlatacağı büyükşehir mitingleriyle veriyor.
Ege'deki ilk durağı 28-29 Eylül'de gideceği Denizli olacak. 12-13 Ekim'de İzmir, 9-10 Kasım'da Aydın, yıl sonuna kadar ise Muğla ve Manisa'da mitingler düzenleyecek. Bu arada AK Partinin artık gelenekselleşen Kızılcahamam Kampı da 1-2-3 Kasım tarihleri arasında toplanacak. Uzunca bir süredir beklenen kabine revizyonu ve 3 dönem kuralı nedeniyle belediyelere kaydırılacak bakanların durumunun bu kampta netleşmesi bekleniyor. Benim tahminim odur ki; AK Parti'nin İzmir adayı Kızılcahamam kampından sonra açıklanacak.
Ve o aday herkes için büyük bir sürpriz olacak...