CHP'de adaylar açıklandıktan sonra kopan aşırı abartılı kavga sizi yanıltmasın.
Bu kavganın tüm aktörleri, oynanan acımasız oyunun kurallarını da bundan sonra gelecek hamleleri de aslında çok iyi biliyor.
Bugün tasfiye olan ekip savaşı ta 2012 yılındaki İzmir İl Kongresi'nde kaybetti.
Dolayısıyla Aziz Kocaoğlu da aslında o zaman kazandı.
O kongrede Kocaoğlu'nun adayı Ali Engin 239, Mehmet Ali Susam ile Karşıyaka ve Bornova belediye başkanlarının desteklediği Levent Eyipişiren 152, dönemin MYK Üyesi Birgül Ayman Güler'in adayı Tacettin Bayır ise 72 oy aldı. 89 oy geçersiz, 70 oy da boş çıktı.
Eyipişiren ve Bayır ekipleri birleşebilseydi, kongreyi Ali Engin'in alması imkansızdı.
Ali Engin'in il başkanı seçilmesi İzmir'deki dengeyi tamamen Kocaoğlu lehine çevirdi.
Bugünün kaybedenleri ikinci golü aynı yıl içinde toplanan CHP kurultayında yedi.
CHP'nin 60 kişilik Parti Meclisi listesini Ankara, İstanbul ve İzmir il başkanları hazırladı.
İzmir'den PM'ye ve YDK'ya girenlerin neredeyse tamamı Kocaoğlu'nun ekibindekiler oldu.
Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi.
Ne ekibin dışındaki milletvekilleri, ne başkanlar Kocaoğlu'na karşı sağlam bir ittifak kuramadı.
Üçüncü ve maçın kaderini tayin edecek golü de yiyeceklerini anladıklarında bir araya geldiler ama iş işten geçmişti.
Belediye başkan adaylarını da, meclis üyelerini de yine Kocaoğlu belirledi.
Bundan sonra ne mi olur?
2012'den beri ne olduysa, 2015'te de o olur.
Değişmez kuraldır...
Kendi düşen ağlamaz...
Güler'in adaylığı
Hafta sonunda CHP'ye fazlasıyla yakın bir sitede Birgül Ayman Güler'in DSP'den İzmir büyükşehir adayı olabileceği yazıldı.
Bu yazının neden kaleme alındığı, ne amaçla kurgulandığı çok açık.
Birgül Ayman Güler, yerel seçim sürecinde Aziz Kocaoğlu'nun en çok çekindiği aday adayıydı.
Hoca'nın büyükşehre aday olacağını 2011'de ilk yazan gazeteciyim.
Kocaoğlu o günden beri hep bir tehdit olarak gördü Güler'i.
İkilinin arasındaki ipler 2012'deki il kongresinde tamamen koptu.
Bugünü anlamak için kongre sabahında yaşanan bir olayın bilinmesinde fayda var.
O sabah CHP lideri Kılıçdaoğlu'nu kaldığı otelden kongre salonuna götüren minibüs tarzındaki aracın içinde şoför hariç 4 kişi vardı.
Kılıçdaroğlu, MYK üyeleri Erdoğan Toprak, Birgül Ayman Güler ve Kocaoğlu.
Güler yolda Kocaoğlu'nun kongreye müdahale etmemesi gerektiğine dair bir söz etti.
Kocaoğlu'nun cevabı sert oldu.
"Sen İzmir'i nereden bileceksin? Piyangodan vekil oldun, bir de bana nasıl davranacağımı mı söylüyorsun!"
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun önünde yaklaşık 5 dakika Güler'e bağırdı Kocaoğlu.
Kılıçdaroğlu hiç tepki vermeden izledi bu manzarayı.
Sonrasını zaten biliyorsunuz.
Güler, kurultayda PM'ye ancak bilim -yönetim kontenjanından o da kendi çabasıyla girebildi.
MYK'ya ise bir daha alınmadı.
İnternet sitesindeki yazıyı okuyunca Güler'in Kocaoğlu tarafından hala bir tehdit olarak görüldüğüne iyice kanaat getirdim.
Yanılıyor muyum?
Gazetecilik ölmüş ağlayanı yok
Türkiye'de gazeteciliğin sonunu internet medyası getirecek.
Çok iyi ve hızlı haber verdiklerinden değil, parayı bastıranın tetikçiliğine soyundukları için.
Yerel seçim sürecinde sadece İzmir'de kaç tane internet sitesinin kurulduğuna ve buralarda ne tip haberler üretildiğine bir bakın.
Ortalama 1000-1500 liraya kurulan uyduruk internet siteleri, siyasi rakiplerini bertaraf etmek isteyenlerin yalan haber üretim merkezleri gibi çalışıyor.
Tehdit, şantaj ne ararsanız var bu arkadaşlarda.
İçlerinden biri CHP'nin adaylarını açıkladığı gün, İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, Gürsel Tekin, Adnan Keskin ve danışmanı Yurdal Gültekin hakkında ipe sapa gelmez bir iddia ortaya attı.
İnsan onuru, gururu, haysiyeti bu kadar çabuk ve acımasızca ayaklar altına alınmamalı.
Gerçek bir gazeteci elinde belge olmadan böyle iftiraları haber diye okuyucunun önüne koymaz.
Gazetecilik etiketiyle bu tip kirli oyunların taşeronluğunu üstlenenlere yazıklar olsun demekten başka bir şey gelmiyor elimizden.
Hele bir tanesi var ki içlerinde...
İzmir'in başına gelmiş en büyük felaketlerden biri kendisi.
En son numarası CHP'nin adaylarından birine yaptığı fotoğraflı şantaj.
Ağabeylerinden aldığı talimatla bu adayın çekilmesini sağlamaya mı çalışıyor, yoksa para sızdırmaya mı bilmiyorum.
Ama yaptığı tek kelimeyle rezillik...
Ne yazık ki, bu arkadaşın en büyük destekçisi yine CHP'liler.
Günü gelince kendilerini de satacağını, fırsatını bulduğu anda şantaj dahil her türlü numarayı çekeceğini sanıyorum bilmiyorlar.
Ya da bilmezden geliyorlar.
Olan da gazeteciliğe ve gerçek gazetecilere oluyor.