• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Yeni Yatırım Teşvik Paketi’nden esnaf sanatkarların beklentileri ZEKERİYA MUTLU

Yeni Yatırım Teşvik Paketi'nden esnaf sanatkarların beklentileri

zekeriya.mutlu@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 23.02.2012, 00:00
Cari açık, işsizlik, bozuk gelir dağılımı ve yoksulluk, Türkiye ekonomisinin çözüm bekleyen öncelikli sorunları arasında yer almaktadır.
Cari açık sorununun çözümü için dış ticaret açığının azaltılması, işsizlik ile yoksulluk sorununun çözümü için ise yeni istihdam kapasitesi yaratılması gerekmektedir. Bu birbirinden farklı gibi görünen sorunların çözümüne katkı sağlayacak ortak nokta, ülkemizde yatırım ve üretimin teşvik edilmesi olacaktır. İşte bu nedenle Hükümetin açıklayacağını duyurduğu yeni yatırım teşvik sistemi, ülkemizin insanları ve yarınları için kritik bir önem taşımaktadır.

DENEYİM KAZANILDI

Türkiye planlı kalkınma dönemine geçtiği 1963 yılından itibaren yatırım teşvikleri konusunda önemli deneyimler kazanmıştır. Bu süreç incelendiğinde başlangıçta sektör, sonra mekan (gelişmişlik düzeyine göre iller), daha sonra mekan ve sektörleri entegre eden yatırım teşvik sistemlerinin uygulamaya konulduğu görülmektedir.
2009 yılında yaşanan küresel ekonomik kriz sürecinde ise, mekan-sektör-proje entegrasyonlu teşvik sistemine geçilmiş olup, bu sistem halen uygulanmaktadır.
Bu sistemde Türkiye, istatistiki bölge birimleri sınıflandırması ve sosyo-ekonomik gelişmişlik seviyeleri dikkate alınarak dört farklı bölgeye ayrılmıştır. Yatırım teşvikleri (destekleri) bölgelere göre farklı araç ve yöntemler içermiştir.
2009 yılında daha çok yaşanan krize karşı bir önlem olarak gündeme gelen ancak ekonomik yapıyı sektörel ve bölgesel bazda da yeniden şekillendirmeyi amaçlayan yeni teşvik sistemi öncekilerden daha geniş ve daha bütünsel bir amaç sistematiğine sahiptir. Ancak bölge tanımlamasında yapılan bazı tercih hatalarının olumsuz etkiler yarattığı da görülmüştür. Nitekim yeni teşvik uygulamasında İzmir'den sadece 30 km uzaklıkta yer alan Manisa'ya avantaj sağlanması İzmir'deki olası yatırımları olumsuz yönde etkilemiştir. Benzer bir durum Adana-Osmaniye, Bolu-Düzce için de geçerlidir. Böylece, daha çok sosyal ve kısmen de siyasi amaçlarla yapılan il ayrımı komşu illeri birbirine rakip hale getirmiştir.

İESOB'NİN ÖNERİLERİ

Bugünlerde yeni yatırım teşvik sistemi hazırlanırken yarım asırlık deneyimlerden etkin olarak faydalanılması ve ülkemizde yeni bir ekonomik sıçrama yaratacak iklimin oluşturulması gerekmektedir.
Bu bağlamda esnaf ve sanatkar teşkilatı olarak önerilerimiz şunlardır:
1- Yeni teşvik sisteminde de sektör-bölge-proje entegrasyonu korunmalıdır. Ancak, mekan olarak gelişmişlik düzeyine göre iller değil, organize sanayi bölgeleri(OSB) ile küçük sanayi siteleri(KSS) referans alınmalıdır. Bununla birlikte sektörel öncelikler belirlenirken illerin gelişmişlik düzeyi referans olarak kullanılabilir. Örneğin tüm OSB ve KSS'leri teşvik kapsamına alınırken buralarda teşvik verilecek sektörler belirlenebilir.
2- OSB-KSS ve iller entegre edilirken, daha az gelişmiş illerde bir taraftan mevcut potansiyeller kullanılmalı, diğer taraftan da işsizliğin azaltılması için emek-yoğun üretim yapan sektörler ön plana çıkarılmalıdır.
3- Yeni sistem iller arasında rekabeti değil, tamamlayıcılık ilişkisini geliştirmeyi hedeflemelidir. Bu başta lojistik olmak üzere bağlantılı sektörlerde de büyüme sağlayacaktır.
4- OSB'ler ile daha çok esnaf ve sanatkarlarımızın bulunduğu KSS arasında işbirliklerini artırmaya yönelik ortak girişimlere de destek verilmelidir. Özellikle dış girdi bağımlılığını azaltmaya imkan verecek faaliyetlere ve üretimlere vergi ve enerji teşviki sağlanmalıdır.
5- İnovasyona yönelik yatırımlar il ayrımı gözetilmeksizin teşvik kapsamına alınmalıdır. Bu aşamada Kalkınma Bakanlığı ve TÜBİTAK ile aralarında birliğimizin de bulunduğu odalar ve diğer sivil toplum örgütleriyle etkin bir işbirliği yapılmalıdır.
6- OSB ve KSS siteleri dışında faaliyet gösteren işletmelerin bu bölgelere taşınmasını teşvik edecek bazı önlemler de devreye sokulmalıdır. Böyle bir yöntem, kayıtdışı ekonominin azalmasını sağlayacak etkileri doğuracaktır.
7- Teşvik sistemi sadece yatırımların artırılması vizyonuyla gündeme gelmemelidir. Aynı zamanda makro-ekonomik iklimin rekabetçi üretimine imkan verecek şekilde dizayn edilmelidir. Bu çerçevede kurların yerli firmaların rekabet gücünü olumsuz etkilemesine izin verilmemesi, enerji maliyetlerinin rakip firmaların ülkelerindeki düzeye çekilmesi, yatırım ve işletme kredisi faizlerinin sübvanse edilmesinin de üretim ve yatırımları teşvik edeceği unutulmamalıdır.
8- Yeni yatırım teşvik sisteminde kesimsel ayrışmaya da gidilmesi, bunun için KOSGEB ile entegre edilerek esnaf sanatkar ve KOBİ'lere makine-teçhizat alım desteği gibi bazı özel teşvik önlemlerine de yer verilmesi uygun olacaktır.
Sonuç itibarıyla, yeni teşvik sisteminin Türkiye'nin ekonomik sorunlarının çözümüne katkıda bulunmasını ve ülkemizdeki yaşam kalitesini yükseltmesini temenni ediyoruz.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA