Türkiye 2014 yılında yurt genelinde iki büyük ve önemli seçimi geride bırakmıştır. Mart sonunda yapılan yerel seçimler ile Ağustos ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri ülke çapında huzur ve güven ortamında gerçekleştirilmiştir. Yüksek katılımla ve büyük olgunlukla gerçekleştirilen seçimlerin sonuçlarına herkes saygı göstermeli, siyasi tartışmalar artık geride bırakılmalıdır.
Seçimler öncesi siyasi arenada bazı gerginliklerin yaşanması doğaldır. Ancak seçimlerden sonra bu gerginlikler sonlandırılmalı, ekonomik sorunlarla mücadeleye öncelik verilmelidir.
YAPISAL SORUNLAR
Türkiye'de seçim atmosferi nedeniyle siyasetin gölgelediği ekonomi gündeme alınmalı, 2015 yazında yapılacak genel seçimlere kadar olan yaklaşık 10 aylık zaman dilimi iyi değerlendirilmelidir. Bu süreçte ekonomik sorunların çözümüne ve reel sektörün gelişimine dair çalışmalara daha fazla ağırlık verilmelidir.
Aksi takdirde ekonomide belirsizliklerin ve tereddütlerin yaşanılması kaçınılmaz olacaktır. Belirsizlik havası ise yatırımların ertelenmesine, piyasalardaki nakit akışının kesilmesine, genel üretimin düşmesine ve işsizliğin artmasına neden olabilecektir.
Türk ekonomisinin; dış ticaret açığı, cari açık, artan dış borçlar, işsizlik, istikrarsız büyüme gibi yapısal sorunları bulunmaktadır. Ekonomide yaşanan bu olumsuzluklar, ancak köklü önlemlerle çözülebilecektir.
POZİTİF AYRIMCILIK
Türkiye, başta eğitim sisteminin yenilenmesi, mesleki eğitiminin ön plana çıkarılması, Ar-Ge ve teknolojiye aktarılan kaynakların artırılması, reel sektör yatırımlarını cazip hale getirecek iklimin oluşturulması, ülkenin reel üretim gücünün geliştirilmesi gibi, yeni bir bakış açısıyla hayata geçirilecek önlemlere ihtiyaç duymaktadır.
Türk ekonomisinin yapısal sorunlarının ertelenmeye tahammülü bulunmamaktadır. Öte yandan ekonomik birimlerin en zayıf halkası olan esnaf sanatkarlar, ağır ekonomik sıkıntılardan en fazla etkilenen kesimi oluşturmaktadırlar.
Bu nedenle ekonominin rahatlatılması için düşünülecek önlemlerde küçük işletmelere pozitif ayrımcılık yapılmalıdır.
Türkiye'deki esnaf teşkilatlarının ortak beklentisi; alınacak ekonomik kararlarda sınırlı sermaye yapısına sahip olan esnaf sanatkarların gözetilmesi ve korunmasıdır.
Unutulmamalıdır ki, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 173. maddesi de, 'Devlet, esnaf ve sanatkarı koruyucu ve destekleyici tedbirleri alır.' şeklinde düzenlenmiştir.
SAĞDUYULU ÇALIŞMALAR
Türkiye üreterek büyümelidir. İstikrarlı büyüme için de sosyal barışın hakim olduğu istikrarlı ortamlar sağlanmalıdır.
Bu çerçevede, üretim maliyetlerini düşürecek, yerli malı tüketimini artıracak, kayıtdışı ile mücadeleyi ön plana çıkaracak, yatırımları özendirecek ekonomi politikaları, reel sektör temsilcilerinin görüşleri de dikkate alınarak bir an önce hayata geçirilmelidir.
Özetle, Türkiye yaşanan seçimler sonrasında çok daha dinamik ve üretken bir ekonomik yapı oluşturmak adına sağduyu içerisinde çalışmalar yapmalı, ülkenin tüm kesimleri bu yönde yapılacak çalışmalara katkı koymalıdır.