Resort koleksiyonları her ne kadar seyahat gardolapları olarak planlansa da iş uygulamaya gelince bu koleksiyonların anlamı çok daha derin.
Çıkış noktası üst sınıf müşteriler ve lüks tatil planlarına yönelik ihtiyaçlar için olsa da zamanla yön değiştirip, daha önemli bir pozisyona bürünüyor.
Şöyle ki resort koleksiyonlarından bir şey çıkmaz diye düşünen moda çevresi, artık bu koleksiyonlardan ipucu yakalamaya çalışıyor.
YENİ ÜRÜN BEKLENTİSİ
Tabii ki bu duruma modasever tüketicinin yeni ürün beklentisi içine girmesinin katkısı büyük. Yani yılda iki koleksiyon hazırlamak artık tüketicinin beklentisini karşılamıyor. Her şeyi hızlı yaşıyoruz, özellikle de moda sektörü bu hızı oldukça etkin bir şekilde hissediyor. Yeni bir ürün mağazaya girdiği andan itibaren eski konumuna düşüyor. Ve tüketici hemen yeni ürün beklentisi içine giriyor. Bu durum da üretimi kamçılıyor. Onun içindir ki resort koleksiyonlarına bir de bu açıdan yaklaşmak lazım. Tabii sadece mesele bu değil. Mağazalarda en uzun süre kalan koleksiyonların resortlar olduğunu hesaba katarsak, en yüksek satışların da haliyle bu parçalardan olduğunu da söyleyebiliriz. Hatırlıyorum da Michael Kors 'Resortlar, en iyi sattığımız sezon haline geldi' demişti bir röpörtajında. Yine lüks mağaza zinciri Barneys'in başkan yardımcısı Jennifer Sunwoo sezon satışlarının yüzde 60'ını resortların oluşturduğuna dikkat çekmişti.
MODA GÜNLERİ GİBİ
Açıkcası lüks modaevlerinden, hazır giyim markalarına kadar, sektörde olan herkes resort koleksiyonları üretiyor. Sosyal medyanın hayatımızda oldukça büyük yer kaplaması ile de resort koleksiyonları, gerek reklamları gerek lansmanları hatta defileleri ile birlikte birer moda günlerine dönüşüyor. Kıştan bahara olan bu geçiş döneminde, resort koleksiyonlarından ben de bir iki tüyo yakaladım. Şimdi sizlerle madde madde paylaşayım...