Washington, DC 100 Constition Avenue, NY adresinde bulunan United States Capitol (Amerikan Kongre Binası), içini süsleyen eski Yunan ve Roma freskleri ve dış çizgilerinin neoklasik mimarisinin etkileyici görünümü ile birlikte özellikle Dünya Savaşları sonrası dönemde demokrasinin sembol binalarından birisi olarak kabul edilir. Senato ve Temsilciler Meclisi üyelerinin resmi ofis ve oturum salonlarını içerdiğinden tam anlamı ile Amerika Birleşik Devletleri'nin yönetim merkezidir. Başkent Washington DC'nin Capitol Hill bölgesinde bulunur ve National Mall'un da doğu ucundadır.
TEMELİ WASHINGTON ATTI
Temel taşı 18 Eylül 1793'te kurucu Başkan George Washington tarafından dikildi. Thomas Jefferson'un organize ettiği bir yarışma ile seçilen eser sonrasında inşaat başladı. Esasında yarışma Stephen Hallet'in birinci gelmesi ile sonuçlandı ama maliyet yüksekliği ve tasarımın realize edilemeyeceği gerçeğinden hareketle başka bir mimar olan William Thornton'un 31 Ocak 1793'te sunduğu çizimler esas alındı. Zamanla orijinal olmayan yapılarla mimar Benjamin Latrobe gözetiminde eklektik bir hale geldi.
DEĞERLERİN SEMBOLÜ
Paris'teki Pantheon'u hatırlatan çift kubbesi (ki bu kubbe 108 pencereli ve 4.041.145 kilogramlık demirden yapılmıştır), heykeltraş Thomas Crawfort'un tasarımı özgürlük anıtı, Thomas U. Walter'ın çizimlerini yaptığı ve Kristof Kolomb'un karaya ayak basmasından kolonizasyon dönemine ve bağımsızlık bildirgesine kadar Amerikan tarihinin en önemli olaylarını anlatan fresklere, Amerikan kurucu başkanlarının heykellerinin bulunduğu koridora ve Brumudi salonlarına kadar Amerika'yı Amerika yapan tüm değerleri yansıtır. 540 odalı komplekste, Senato ve Temsilciler Meclisi üyelerinin ofis odaları, Kongre ve Temsilciler Meclisi genel oturum salonları, ABD Yüksek Mahkeme binası (US Supreme Court), dünyanın sayılı olanlarından Kongre Kütüphanesi (Library of Congress) dahil, ABD demokrasisi için en elzem kurumlar bulunur.
İLKİ İNGİLİZ BASKINIYDI
Bunları yazmamın nedeni, birkaç gün önce Donald Trump taraftarlarınca basılan Kongre Binası'nın 'Amerikan Ruhu' için ne anlama geldiğini biraz olsun açıklayabilmek. Buna benzer olay, 1814'te Amerika'nın bağımsızlığını ilan etmesini takip eden süreçte, İngilizlerle yapılan savaşlar döneminde gerçekleşmişti ve İngilizler binayı işgal edip ateşe vermişlerdi. İngilizler vandalca harekat ederek Kongre Binası ve Beyaz Saray dahil, kentin tüm resmi yapılarını yakmışlar, 1814'de kenti terk ettiklerinde, Kongre binasından görkemli mermerlerinin kirece döndüğü harap bir bina kalmış, dönemin Başkanı James Madison ve Senato üyeleri, uzun süre Blodgett Hotel'de çalışmalarına devam etmek zorunda kalmışlardı.
PORTO RİKO'YA ÖZGÜRLÜK
Trump taraftarlarının baskını ile vefat eden 5 vatandaş ise bana, 1 Mart 1952'de Kongre Binası'nda 5 Temsilciler Meclisi üyesinin öldürülmesini hatırlattı. 'Porto Riko için özgürlük' diye bağırarak ateş açan saldırganlar, Alvin Bentley, Ben Jenson, Cifffort Davis, George Fallon ve Kenneth Robert isimli meclis üyelerini katletmişti. Dünya CNN ekranlarında darbe teşebbüsü haberini gördüğünde, hiçkimsenin aklına, bu olayın Amerika'da olduğu gelmemiştir herhalde. Baskının gerçekleştiği anlarda, Kongre Binası'nda seçimler ile oluşturulan eyaletler İkinci Seçmenler Kurulu üyeleri toplantı halinde idi ve Biden'ın Başkanlığının tescili için son onay oylarını veriyorlardı. Trump, tam da bu sırada partililerine çağrı yaptı ve Kongre'ye gidin diye hedef gösterdi. Sonrası tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşti. Washington'da Başkanlık Yemini'nin yapılacağı tarihin bir gün sonrasına kadar yani 21 Ocak'a kadar sokağa çıkma yasağı ve Olağanüstü Hal ilan edildi.
DEMOKRASİ TRAVMASI
Seçim sonuçlarını başından beri kabul etmeyen, hile iddialarını ortaya atan Trump, yardımcısı Pence'i de sürekli kendisi gibi davranması için baskılayıp taraftarlarını kışkırttı ve fanatiklerini Washington'a akın ettirmeye devam etti. Sonuçta da Amerikan demokrasisi için en büyük travmayı yaratan Başkan olarak tarihin karanlığına defnedildi.
SİYASİ BİR 11 EYLÜL
Biden, 'Amerikan kutsal toprakları ve değerleri kirletildi' derken restorasyonun da ne kadara zor olacağını acı ile dile getirmekte kuşkusuz. Kamale Harris'in, "Ülkemizin karşı karşıya kaldığı bu durum, kuşkusuz ki birkaç kişinin eyleminden çok daha fazla ama en çok da işlemeyen bir adalet sistemini nasıl dönüştüreceğimiz ile ilgilidir" derken, sanırım sadece kendi ülkesinin değil tüm dünya devlet adamlarının alacağı bir dersi dile getiriyor. ABD'de bugün işsizlik yüzde 14. Sadece bir ayda 22 milyona yakın Amerikalı işsizlik davası açtı. Binlerce şirket kapalı. Tarım sektörü bitap. Borsa'nın kara pazartesileri bitmiyor. Yani Biden- Harris yönetimini çok ciddi bir sosyoekonomik restorasyon çalışması bekliyor. Sosyal Medya'nın digital algoritmik trol propagandasının desteği ile Başkanlık koltuğuna oturan Trump, ülkesine siyasi 11 Eylül'ü yaşattıktan sonra, sadece twitter ve internet dünyasından değil ABD demokrasisinden de silinen bir figür olarak tarihin çöplüğüne utançla atılıyor.
ZEKİ HOZER