Tasarım yapmak, sıfırdan ürün ortaya çıkarmak oldukça zor bir süreç. Zaman içerisinde farklı tasarımlarla birlikte yeni koleksiyonlar oluşturmak ise biraz vakit istiyor. Bunu bir kadın olarak başaran ve oldukça iyi koleksiyonlara imza atan Gizem Kiracı, moda eğitimini tamamlayarak kendi markasını oluşturdu ve başarısını koleksiyonlarıyla taçlandırdı. Sürdürülebilirliğin son zamanlarda fazlasıyla meşhur ve gerçekten de üzerinde durulması gereken bir konu olmasının yanı sıra Gizem Kiracı, tüketim çılgınlığını da engellemek istiyor. Spor stilinde farklı bir tarz deneyen ve hatta yaz ayları için özel tasarımlarla mayolar hazırlayan Kiracı, kadın olarak birden çok parçaya bölündüklerini ve başarılı bir iş insanı olmak için uğraştığını belirtti. Tekstilci bir aileden gelen ve markalara koleksiyonlarını gönderen Gizem Kiracı, kullandığı kumaşları özel olarak getirttiğini, bu konuya çok önem verdiğini dile getirdi.
HER AMACA UYGUN
■ Genç bir tasarımcısınız. Moda eğitimi aldınız. Bu alana nasıl yöneldiniz?
Tekstilci bir aileden geliyorum. Çocukluğum, Türkiye'nin tek kadından kadına bırakılan 3. kuşak aile şirketinde geçti. Annem Nermin Kiracı inanılmaz vizyoner ama bir o kadar da otoriter bir kadındı. Onun için iş, hep öncelikti ve hayatın geri kalanı mutlaka işi ile entegre gitmeliydi. Ben de bu bakış açısı ile yetiştirildim. Kumaşlar, aksesuarlar, sanayi makineleri, uluslararası fuarlar ise benim oyun alanımdı.
Moda, sürekli update olmanız ve markanızı ya da şirketinizi yaşayan bir organizma haline getirmeniz gereken bir sektör. İş seyahatlerinde annemin katılacağı bir toplantı için ekstra efor sarf ettiğini, sürekli giyeceği kıyafetler için bir düzen arayışı olduğunu gözlemlemiştim. Onun konforunu sağlamak adına hep hayalimde seyahat ettiği kıyafetlerle toplantılarını yapabileceği daha doğrusu official görünebileceği yatırım parçaları tasarlamak vardı.
YENİ ŞEYLER İHTİYAÇTAN DOĞAR
■ Tasarımlarınızı yaparken nelerden ilham alıyorsunuz?
Bir kadın tasarımcı olarak birçok şeyden besleniyoruz. Trend raporlarını takip ettiğimiz online ve fiziki platformlar, uluslararası fuarlar , moda haftaları ve defileler sürekli update olmamızı sağlıyor. Fakat tasarım yaparken bunlarla sınırlı kalmamız imkansız. Ben her tasarımın bir ihtiyaçtan doğduğunu düşünürüm. İzlediğim bir film, okuduğum bir kitap, yeni gördüğüm bir ülke ya da günlük rutinimde gözüme çarpan bir detay bana farklı kapılar açabiliyor.
FEMİNEN AMA SADE KADINLAR
■ Kendi markanızı kurmaya nasıl karar verdiniz? Nasıl geri dönüşler aldınız?
Bizim markamız aslında Portekizce'den gelen 'sağlığına' gibi güçlü bir ifadeyle yola çıktı. Her şeyin çok çabuk tüketildiği, hızlı moda akımının tavan yaptığı, küresel çevre sorunlarında moda sektörünün sesinin yükseldiği bu zamanda gerçekten dikkatli davranmak gerekiyor. Bütün bu bileşenler beni yeni dünya düzeninde doğa ve kadın için bir fayda sağlamak hissiyatıyla buluşturdu. Feminen ama sade kadınlar için tasarlıyorum. Dişi olmanın verdiği gücü ve bu cesur hissiyatı rahatlıktan ödün vermeden, doğallığı abartısız lüksle birleştirerek tasarlamak beni inanılmaz heyecanlandırıyor.
'ÇOK HASSAS BİR KONU'
■ Sürdürülebilirlik konusunda rol model aldığınız isimler var mı?
Bu soruya tek bir cevap vermek cidden çok zor. Sürdürülebilirlik ucu çok açık ve çok hassas bir konu. Sürekli geliştirmeniz gerekiyor. Üstelik maalesef ki suiistimal edilmeye çok müsait. Bizler, İstanbul çevreye duyarlı adımlar atarken, ürün kalitesiyle birlikte ürün yaşam döngüsünü uzatmayı, kullandığı kumaş ve materyallerle birlikte çevre üzerinde minimum etkiye sahip olmayı hedefliyor ve her kararımızı sürdürülebilirliği özüne koyarak almaya çalışıyoruz.
KADINLAR İÇİN TEK PARÇA KONFORU
■ Bir ürün, tasarım nasıl ortaya çıkıyor?
KADIN olarak birden fazla şapkamız var. Birçok şeye bölünüyoruz. Kendimize olan bağımızla ilgili sorumluluk sahibiyiz. Sağlıklı beslenmek, spor yapmak, fit görünmek ve daha iyi bir yaşam kalitesi amaçlıyoruz. Başarılı bir iş insanı olmayı hedefliyoruz. Gün içerisinde birden fazla kriz yönetmek ve doğru hamleler yapmak zorundayız. Aileye ve gündelik yaşama dair yapmamız gerekenler; market alışverişi yapmak, çocuğu kreşten almak, köpeğimizi gezintiye çıkarmak gibi sorumluluklarımız var. Bütün bu trafiğe ek olarak ise sosyalleşmek, kendimizi mental olarak beslemek istiyoruz. Sahip olduğunuz bir parça ile spor yapabiliyor, bir blazer ile kombinleyip işe gidebiliyor, Stiletto ile birlikte gece dışarı çıkıp şık bir görünüm elde edebiliyorsunuz. Tek parça ile günü tamamlamak! İnanılmaz bir konfor değil mi?