Değişen hava sıcaklıkları ile birlikte halsizlik, nezle ve grip gibi hastalıklar da kendini göstermeye başladı. Peki bağışıklık sistemimizi güçlendirerek bu hastalıklardan korunabilmek mümkün mü? İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü'nden Uzm. Dyt. Sinem Usuk, sağlığı korumak ve güçlendirmek için yüksek besin değeri olan "gerçek besinleri" tüketmenin temel hedefimiz olması gerektiğini belirtti. "Vücudumuzda tüm sistemlerin besin öğelerine ihtiyacı vardır. Besin öğelerini, besinlerin içerisine saklanmış esas süper kahramanlar olarak düşünebiliriz" diyen Uzm. Dyt. Sinem Usuk, "Bağışıklık sistemi söz konusu olduğunda ön plana çıkan öğeler ise vitaminler ile çinko minerali oluyor. Omega-3 yağ asitleri de yine immün sistemin en güçlü destek kuvvetlerinden biri" dedi.
YUMURTA VE SÜT
A vitamininin özellikle solunum sistemi enfeksiyonlarından koruyucu rolüyle etkisi kesin olarak kanıtlanmış bir vitamin olduğunu belirten Usuk, "Hayvansal kaynakları arasında karaciğer, yumurta, süt ve tereyağı yer alırken bitkisel olarak ise özellikle, koyu yeşil yapraklı sebzeler ile turuncu renkli sebzeleri tüketeceğiniz bir diyetin; A vitamini ihtiyacınız konusunda yeterli olacağına emin olabilirsiniz" dedi.
GÜNDE 2 MANDALİNA
En temel koruyucularımızdan olan C vitaminini, suda eriyen ve vücudumuzda depolanamayan bir vitamin olduğu için günlük olarak almamız gerektiğini belirten Usuk, "Yetişkin bir bireyin günlük ortalama 90 mg C vitamini alması gerekiyor. Sabah kahvaltıda 3 adet yeşil biber ve gün içinde 2 adet mandalina tüketerek günlük C vitamini ihtiyacımızın üstüne dahi çıkabiliyoruz" diye konuştu. Çinkonun güçlü bir antioksidan mineral olduğunu da sözlerine ekleyen Usuk, "Besinsel çinko kaynaklarına baktığımızda ise özellikle hayvansal besinler, kırmızı et başta olmak üzere iyi birer çinko kaynağı. Yağlı tohumlar, koyu yeşil yapraklı sebzeler de çinko açısından bizi destekliyor" dedi.
SU TÜKETİMİNE DİKKAT
Yeterli su tüketiminin, bağışıklık sistemi elemanlarının sorunsuz çalışması için çok değerli olduğunu da sözlerine ekleyen Usuk, "Kışın gelmesiyle birlikte, su tüketimimiz artması gerekirken ne yazık ki azalıyor. Ancak özellikle enfeksiyon durumlarında su tüketiminin ekstra özenli bir şekilde arttırılması gerekiyor. Kronik yorgunluk da hastalık riskini arttıran faktörlerden biri" dedi.