İtalya, İsviçre, Avusturya, canım İzmir'im, İstanbul ve ardından New York, Cleveland derken size bu satırları Miami'den yazıyorum. Önce iyi bayramlar hepinize. Dilerim gelecek bayramlara da ailemiz ve tüm şevdiklerimizle hep iyi haberlerle, mutlu bayram günleri yaşarız.Öncelikle gecen hafta size anlatacağımı yazdığım minik İtalya'dan bahsetmek istiyorum. Yollarda hani "Sizin yazılarınızı, bilhassa seyahat yazılarınızı büyük bir hazla okuyoruz" diye bana büyük haz veren kişilere, 'yine bir Milano' diye aynı seyleri yazmak adetim olmadığı için klasik Besim sohbetleri gibi karşılıklı çay, kahve sohbeti gibi yaşadıklarımı anlatmak hoşuma gidiyor, tabii sizler okuduğu sürece.
Milano'da, hele belli ticaret dallarında, bizlere en büyük kolaylıkları sağlayan bir kızımız var yıllardır, Esin Çobanoglu... Esin, çok yıllar önceden arkadaşımdır. Çok sağlam, çok iyi damarları olan çok çalışkan ve o derece düzgün bir insandır. Her gittiğimde ya telefonlaşır ya da ayaküstü görüşürdük Milano'da. Bu kez tesadüf 2 gün dolu dolu beraber olduk. Süleyman Kosif tekne baktığı için Esin onu fuarlara götürdü. Firmalarla ilişkilerini sağladı. İşini muhteşem iyi yapan kızımız İtalya'nın hemen hemen tüm şehirleriyle bağlantı halinde...
ORANIN YAŞAYANI GİBİ..
Hep söylerim her gittiğim yerde oranın insanı gibi, aynı duygularla yaşamak isterim. Ondan sonra karar veririm, buranın nasıl bir yer olduğuna... Ama genellikle her yerden ayrı bir haz duyduğum için hep mutluluk yaşarım. Milano'yu epey tanımama rağmen yepyeni bir yer keşfettirdi bize Esinciğim; 'Giannini'... Milano'nun meşhur merkez garının yolu üzerinde nefis bir antik restoran. Tüm tv yöneticileri, en medyatik isimler, en tanınmış siyasi ve sivil isimlerinin hepsi burada. Yandaki tıklım tıklım dolu 'Hollywood' gece kulübüne gelen çok renkli kişileri de dikkate alırsak renkli mı renkli, şık mı şık bir yere geldik Esin sayesinde. Bu yerin bir mühim özelliği daha var, misafirlerin çoğu medyadan olduğuna göre basın da pek rahatsız etmiyor kimseyi. Mesela o gece başbakanları Berlusconi'nin meşhur gözdesi oradaydı. Arabası ile kapıdan uğramasına rağmen, kimseyi rahatsız etmedi. Milano'da yeni mekanım diyebilirim. O gece Esin sayesinde şu anda İtalya'nın en sevilen ve en genç starı Belen Rodrigez ile tanışma fırsatını buldum. Şu anda çoğu tv programları ve reklamlarda boy boy görebiliyorsunuz Güney Amerikalı gencecik starı. Tam çıkıyorduk ki mekana gelen Luca Marin ile tanıştık. Marin meğerse İtalya'nın yüzme şampiyonu imiş. Ayrıca bu mekanın bir ozelliği daha varmış. Çok eskiden de favori bir restoranmış. Bugünlerde Milan'ın başkanının idaresinde olduğu icin hafta sonu hariç -mac olduğu için- her gece en flaş futbolcuları burada görmek mümkün. Giderseniz oranın işletmecisi Paula'yı mutlaka tanıyın ve Yeni Asır İzmir'den veya isterseniz benden bahsedin. Sizinle özel olarak ilgilenecektir. Esin sayesinde Milano'da yeni mekanım oluverdi.
ÖZEL RESTORANLAR
Genellikle, gittiğim yerlerin, hani herkesin bildiği değil de, özel mi özel yerleri sizlere tanıtmak istediğimden ertesi gece, hemen Giannini'nin yan sokağında canım arkadaşım İzi'min tavsiye ettiği Cavallini restoranı da size öneririm. Benim vazgeçilmez dostlarımdan Bahar ve Ozan Şer'le gittik. Nefis bir menü ve servisle karşılaştık. Akşam Brera'da klasik bir tur attık Bahar ve Ozan'la. Bu arada Hayri abimin favorisi 'Papermoon' tabii ki ihmal edilmedi.
Sabah erkenden İsviçre, oradan da Avusturya... Muhteşem yeni telesiyejleri gördük. Araba ile buralara gitmek çok ama çok akıl karı bence. Yemyeşil yollardan, harika bir havayı soluyarak gitmek nefis bir duygu. Avusturya'da yemyeşil tabii bir dekor içinde şinitzel yemek de ayrı bir güzellik. Her şeyi yerinde yapacaksın derler ya...
Hepinize tekrar iyi bayramlar diliyorum, tüm gezilerimde size bir şeyler kaparken her dem sizinle olduğumu hatırlatmak istiyorum.