• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Giriş Tarihi: 01.01.2017, 00:00

Düzenli olarak kitlelerle buluşmaya onun sayesinde Yeni Asır'da başladım.
Yani tüm özellikleri bir yana, benim için bir milattır Şebnem Bursalı...
Henüz onu tanımadığım bir zaman diliminde, bir toplantıda sunumunu yapmıştım. Hızlı adımlarla sahneye gelirken arkamdan bağırdığını duymuş, şaşırmıştım:
'Bayan değil, kadın kadın!' O güne kadar bayan-kadın ayrımı pek yapılmazdı. Şebnem Bursalı bu konunun fanatiğidir.
İşte o gün, bana da öğretmişti.
Tük medyasının ilk kadın (bayan değil) Genel Yayın Yönetmeni, nam-ı diğer medyanın topuk sesleriydi o.
Türk siyasetinin niteliği, karakteri, cinsi erkektir. Yükseklerde hep onlar vardır, erkekler.
Bir kadın olarak ciddiye alınmanız için onlardan beş kat fazla başarılı olmanız gerekir. Siyaset etmeye gelen kadınlarımız da bunu bilirler ve kadınsı yönlerini ön plana çıkarmazlar. Sadece içlerindeki 'ana' ya müsaade vardır, çok çoğu. Tabii bu onun da başına geldi. Medya gibi siyasetle iç içe olan bir alanda eril özelliklerini ön planda tuttu. Kadın kısmı için ise kala kala 'ana' kaldı. Nitekim Ali Eyüboğlu, geçenlerde bir yazısında, onun için 'Modern Nene Hatunlardan biri' diyecekti...
Kastettiği Şebnem'in cesur, sözünü sakınmayan, vatanını milletini düşünen yanıydı.

İLERİ GİTMEDEN DURAMAZDI

Gelinen yolun sonunda, İzmir'in uyuşturan o tatlı havasından etkilenmeye de müsaade etmeyecekti Şebnem. O hareket etmeden, ileriye gitmeden duramazdı ve bazen ilerinin yolu da geriden geçiyordu; tam da geldiği noktadan. Ankara'dan, Sabah'tan gelmişti ve yolu yine yuva ile kesişmişti.
Artık ATV Haber Ankara Temsilcisi'ydi. Mücadeleye bu kez kendi sahasında devam edecekti.
Bütün bunlar sizin de bildikleriniz.
Şebnem Bursalı. Çalışkan.
Azimli. İnatçı. Yeri geldiğinde külhan. Düşmanlarının dahi saygı duymak zorunda kaldığı kadın. Saydığım özellikleri, Bursalı'nın yıkılmasını önleyen özellikler. Acaba yaralandığında ayağa kalkmasını da gücü mü sağlıyordu? Bence görünmeyen Şebnem orada saklıydı.
Bir kız çocuğu gibi gülen, içinde gizlediği ve küçücük bir şeye sevinebilen tarafıydı bence yola devam etmesini sağlayan.
Ben, kısacık bir an içinde bile olsa gördüm onu. Özellikle gideceğinin ipucunu verdiği gün, sesindeki yumuşaklık, beden dilindeki rahatlık ve gözlerindeki savaşa ara vermiş birinin ışıltısıyla yakaladım Şebnem'in sakladığı küçük kızı.
İşte orada duruyordu, tam da sahne ışıklarının önünde...

GÖZLERİ DENİZLE BULUŞUNCA

Çok sevdiği sahnede şarkı söylerken, ralli arabasının co-pilot koltuğunda gülümserken ve elbette bir teknenin dümeninde gözleri denizle buluştuğunda...
Şebnem! Başkent'te denizi ve tekneyi bulamayacaksın ama atlarla daha yakın ol. Denizden eksilttiğini onlarla tamamla.
Belki de bir vakit ayırıp Durul Gence'den yarım kalan derslerini tamamlayıp, bateri çalarsın bir gün... Kitap yazarsın en azından...Ama yok, vazgeçtim.
Kitap kalsın.
Kitaba daha var. Sen yapmak için varsın. Sen yap, başkaları anlatsın. Biz yazılarınla hasret gideririz. En çok da içinde siyaset değil annen olan, baban olan yazılarınla. Berke'nin halası, Mete'nin teyzesi olarak...
Güle güle küçük kız çocuğu, güle güle savaşçı, güle güle Şebnem.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA