• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Eşim bir çamaşır makinesi HAKAN URGANCI

Eşim bir çamaşır makinesi

hakan.urganci@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 14.05.2017, 00:00

Kadın dediğin varlık, içinde zehir tutamıyor. Erkek gibi duygularını mühürleyip beden şişesinde tutamıyor.
(Hoş, belki de o yüzden erkekten genellikle uzun yaşıyor.) Her an konuşarak, anlatarak kendini ifade etme peşinde.
Çözüm falan da aramıyor. Biri onu samimiyetle dinlesin, yeter.
Ancak erkek beyni böyle çalışmıyor. Ortada bir problem varsa, bu somut bir problem olmalı. Birkaç saat içinde erkek beyin o probleme bir çözüm bulur/ üretir.

SORUN ARTTI

Eğer bulamıyorsa işin peşini bırakır. Kabullenir.
Anlatıp durmaz. Bu yüzden erkek teknolojisi(!), dişisinin aynı çözümsüz (ve ona göre dişinin kovuğunu doldurmayan) sorunu neden saatlerce evirip çevirip gündeme getirdiğini anlayamıyor. Fonksiyonel bulmuyor. (Ki erkek için fonksiyonel değilse gereksizdir).
Eğer soruna bir çözüm varsa sorun yoktur. Eğer soruna çözüm yoksa, artık onu sorun etmenin gereği yoktur. O zaman da sıkılıyor. Kaçmak, uzaklaşmak istiyor. Bu da kadının çok ağırına gidiyor.
Artık kadının iki sorunu oldu.
Bir- Orijinal sorunu.
İki- Sorununu dinlemeyen erkeği sorunu... Başlıyor şikayet etmeye!
Vay efendim bu erkekler neden böyle?
Oysa erkekler camiasında da aynı sorun var, sadece öznesi değişik...
Öncelikle kadını- erkeği, iki cins de bilmeli ki;
Hayat arkadaşlarınız sizi tatmin etmek üzere hayat tarafından seçilip önünüze getirilmediler.
Onu tamamen öznel nedenlerle, siz seçtiniz.
Eşler, bu yüzden hep hayal kırıklığı yaratır. Sizi tamamlayacak sevgili ifadesi, ihtiyaçlarınızı getirip size sunacak kişi anlamına gelmiyor.
Bu tamamen sizin yorumunuz.
Eşiniz, aksine, size ayna tutmak üzere sizin tarafınızdan belirlendi.
(Tabii siz de ona ayna olacaksınız.) Eksiğinizi, içinizdeki zaafları özellikle size gösterecek zıddınız o.
Ruhsal olarak gelişebilmeniz için belirlenmiş negatifiniz.
Bir meydan okuyucu.
(Biliyorum, bunu duymak hoşunuza gitmedi.)

İKİ SEÇENEk VAR

1. Aynaya iyice bakıp kendinizle yüzleşmek ve ders almak, kendini geliştirmek.
2. Görüntünüzden hoşlanmadığınız için aynayı kırmak. (İkinci seçeneği tavsiye etmem. Çünkü bu kez de başka bir ayna seçeceksiniz. Ta ki dersinizi alana dek...) O yüzden, sevgilinizle uzun uzun dertleşmek fantezisini bir yana bırakın.
Eğer eşinizi sadece eleştiriyorsanız anne/ babasına dönüşürsünüz.
Eşinizi sadece dinliyorsanız bu kez de terapisti oluyorsunuz.
Bırakın bunu!
Derdinizi anlatın.
Fikrini alın.
İşinize yaradıysa teşekkür edip uzaklaşın.
Anlaşamıyorsanız yine uzaklaşın.
En iyi arkadaşınızı arayıp onunla dertleşin.
Enerjinizi oraya boşaltın.
Çünkü kadınların ana amacı sorunu çözmek değil, bir şekilde onları ele geçiren duyguyu konuşa konuşa soğutmak, etkisiz hale getirmek.
Eğer bunu ısrarla eşinize yapmaya devam ederseniz elinizde iki ayrı sorun olacağını bir kez daha hatırlatayım.
Düşünün ki kocanız bir çamaşır makinesi.
Elinizde çamaşır varsa durmayın, ona koşun.
Yok, eğer elinizdeki bulaşıksa, onu ısrarla çamaşır makinesine koymayın. Sonra cam eşya da kırlır, siz de kırılırsınız.
Çamaşır makinesi de bozulduğuyla kalır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA