• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Yargısız dinlemenin formülü HAKAN URGANCI

Yargısız dinlemenin formülü

hakan.urganci@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 11.06.2017, 00:00

Kadın eşine dert yanıyordu. Kendisini ilgi ve sabırla dinlemiyor, çabucak sıkılıyor, gitmesine izin verilmeyince de üstelik, sinirleniyordu adam... Kadın görünüşte haklıydı.
Adam, çevresinde iyi bir dinleyici olmasıyla ünlü biriydi.
Aynı zamanda da yargısız dinleyebilen ve bilgece öğütler verebilen biriydi.
Sadece erkek arkadaşları değil, pek çok kadın da adamın müdavimiydi.
Hani bu işi parayla yapsa yapardı, o derece...
Adam kendini bildi bileli, bu konuda iyiydi işte. Bu da eşini iyiden iyiye çıldırtıyordu.
Kocası, herkese sergilediği mahareti niye kendisine karşı sergilemiyordu?
Eğer bu işte bir kasıt yoksa, pekala kendisini dostları kadar önemsemiyordu kocası.
Var mıydı bunun başka bir izah tarzı?
Adam en azından bu paragrafı sessizce dinledi. Aslında neredeyse karısına hak verecekti. Herkese sergilediği sabrı neden karısına karşı sergileyemiyordu?
Oysa bu -mantıklı olmasa da- doğal sayılmaz mıydı?
Evlilikleri kurtarması ile ünlü nice psikoloğun evliliği tek celsede sona eriyor; pek çok başarılı pedagog, ergen çocuklarıyla düşman oluyordu.
"Terzi kendi söküğünü dikemez" atasözü geldi aklına. Ne kadar doğruydu bu...
Ama tabii eşine bunu bu kadar basit izah edemezdi. Bu kadını daha da çıldırtmaktan başka bir işe yaramazdı.
Oysa bir başka söz daha vardı: "Babadan kocadan hoca olmaz!" Sonunda şöyle açıkladı durumu adam:
- Bak, bir insanı başarıyla nasıl dinleriz, biliyor musun? İki şart var.
Bunlardan biri eksik olursa doğru iletişim, yani çözüm getiren iletişimi kurmak çok zor.
- Ee, neymiş?
- Öncelikle, dinlediğimiz insana duygusal bir yatırımımız olması gerek.
- Ne ilgisi var? Dinlediğin herkesle sevgili ya da akraba mısın?
- Öyle değil. Yani o kişi senin hayatında bir önem atfedecek.
- Tamam ama ya dinlediğin kişi bir hastan ya da danışanın olsa?
- Tamam. En basitinden o kişi bana para kazandırıyor. Yani mesleğimin bir parçası. O da bir yatırım.
Eğer yatırım yoksa, o kişiyi dinlemek için bir istek ya da sabır duygusuna sahip olamayız.
- Eh, benden iyi duygusal yatırımının olduğu bir kişi mi var?
- Tamam. Buraya kadar doğru.
Ama bu noktadan sonra ikinci şart giriyor devreye... Karşımızdaki kişinin anlattığı konuya bir duygusal yatırımımızın olmaması gerek.
- Canım olur mu öyle şey?
- Pek güzel olur. Bana anlatan kişinin derdi benim şahsi derdim değilse, yani benim hayatımı doğrudan etkilemiyorsa bu konuda görüşüm net ve bilgece olur. O zaman duygusal değil mantıklı şeyler söylerim.
- Mantıklı bir insan her zaman mantıklı konuşabilir bence...
- Hiç de değil. Elinde bir dürbün olduğunu düşün. Bu dürbünle kaliteli bir görüşe sahip olmak istersen sağlam bir zeminde durmalısın.
- Ne ilgisi var?
- Bir su yatağının üzerinden dürbünle bir yere bakamazsın.
Zeminin sağlam değildir çünkü, hareketlidir.
Duygusal zeminin sağlam değilse, sen de meseleye doğru bakamazsın.
O yüzden bizi ilgilendiren konularda her zaman başkalarına olduğun kadar sabırlı ve bilge olmamı beklemen sağlıklı bir şey değil.
Hepsi bir yere kadar.
- Sen şimdi biz sağlıklı konuşamayız seninle mi demek istiyorsun? Zaten geçen gün de...
(Adam gider, yazı biter.)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA