• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Giriş Tarihi: 02.07.2017, 00:00

Bu haftaki köşemi, kendi dünya görüşüm ve kendi kurguladığım bir yazı yerine yaşanmış bir öyküden oluşturmak istedim.
Çünkü az sonra okuyacağınız satırların sizi de bu sıcak yaz gününde en az benim kadar etkileyip düşündüreceğinden eminim; en azından benim okurum için öyle olacağını umuyorum.
1980'lerin başında geçirdiği baypas ameliyatı sırasında verilen kandan HIV virüsü kapan efsane Wimbledon tenisçisi Arthur Ashe, AIDS hastalığından ölmekteydi (Şimdilerde ilaçlarla oldukça uzayan yaşam seviyesi nedeniyle artık duyulmayan Aids, o yılların en korkulan hastalığıydı)...
Dünyanın her köşesinden ünlü sporcuya mektuplar yağıyordu. Bunlardan birinde şöyle bir soru yer alıyordu: "Acaba neden Tanrı böylesine korkunç bir hastalık için seni seçti?" Tabii o yıllarda homofobinin daha yaygın olduğunu biliyoruz.
AIDS hastalığı da eşcinsel hastalığı olarak lanse edildiği için bu sorunun pek de iyi niyet içermeyen ve bir ceza iması taşıyan birinden geldiğini bile düşünebiliriz.
Arthur Ashe'in cevabı inanılmaz etkileyici ve neredeyse bir ders niteliğindedir:
"Tüm dünyada 50 milyon çocuk tenis oynamaya başlar.
5 milyonu tenis oynamayı öğrenir.
500 bini profesyonel tenisçi olur. 50 bini yarışmalara gider, 5 bini büyük turnuvalara erişir. 50 kadarı Wimbledon'a kadar gelir.
4'ü yarı finale, 2'si ise finale kalır.
Elimde şampiyonluk kupasını tutarken ben Tanrı'ya hiç "Neden ben?" diye sormadım. Ve bugün acı çekerken Tanrı'ya "Neden beni seçtin?" mi demeliyim?
Mutluluk insanı tatlı yapar.
Zorluklar insanı güçlü yapar.
Yenilgi mütevazı yapar.
Hüzün ise sizi insan yapar.
Başarı insanı ışıldatır ama yalnız Tanrı yolumuza devam etmemizi sağlar.
Tanrı'ya asla neden ben diye sormayın. Ne olacaksa o olacak. Onun kendine has usulleri ve her işinde çeşitli hikmetleri vardır. Siz inancınızı koruyun, yeter!"

İKİ OKUMA ÖNERİSİ

Ramtha-Sihirli Kitap:
Spiritüel kitapları severler için, içimizdeki tanrısallığı anlatan; yargılarımızdan kurtulmamızı öğütleyen, "yapmaktan" çok "olmamızı" öneren, deneyimin önemini vurgulayan tam bir baş ucu kitabı. Hızlı okumayı değil özümsemeyi, satırların altını çizmeyi sevenlere...
Tevfik Urgancıoğlu -Dost Sensin: Oyuncu ve senarist Urgancıoğlu'nun ilk kitabı, klasik kişisel gelişim kitaplarından sıkılan ama konuya kayıtsız da kalamayanlara yazılmış gibi.
"Meleklerden mi Allah'tan mı istemeliyiz? " gibi çarpıcı başlıklar da içeren kitap, Kur'an'dan ayetlerle, aslında kişisel gelişim denen kavramın kutsal kitapta da olduğunun ve yeniden paketlenip karşımıza çıkarıldığının altını çizen bir çalışma olmuş. Urgancıoğlu, bu ilk kitabıyla sade ve samimi bir dille okuyucuya sesleniyor ve "Acaba bir de roman mı yazsa?" dedirtiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA