• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Muhacir ailenin çocuğu olmak HÜROL DAĞDELEN

Muhacir ailenin çocuğu olmak

hurol.dagdelen@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 13.01.2017, 00:00

Rumeli türküleri hem neşelidir hem de dram yüklü... Daha çok Türk insanının yüreğinin sesidir bu türküler...
Balkan topraklarını mesken tutan Türklerin, doğup büyüdükleri ülkenin kültürüne, kimliğine ve inançlarına gösterdikleri saygının da bir sonucudur bu...
Örneğin şu dizeler...
Alişimin kaşları kare, aman/sen açtın sineme yare/bulamadım derdime çare, aman/ Görmedin mi ah civan Alişimi Tuna boyunda...
Çok ritmik ve hareketli olan türkünün dizelerindeki hasret ve acı, aslında Türk insanının yüreğinin sesidir.

KIYI EGE GÖÇMEN

Kıyı Ege insanının büyük bir çoğunluğu, göçmendir. Geçen yüzyılın başında ve ortalarında, Türkiye'ye göç edenlerin ya da göçe zorlananların önemli bir kısmı İzmir ve Bursa'ya yerleşmiştir, gerekçesi iki kentin de göç ettikleri topraklara yakınlığıdır.
Özellikle İzmir'in hem doğası, hem denizi hem de Batı'ya yakın çağdaş yaşamı, önemli tercihler arasındadır.
Bu yüzden ana toprağı Anadolu kucaklamıştır onları sevgiyle...
20. yüzyılın en önemli nüfus hareketlerinin yaşandığı bu topraklar, değişimin getirdiği hasret ve sevgiyi de beraberinde getirmiştir.
Çünkü Balkan ülkelerinde yaşayan Türkler, geçmişte her türlü iyi niyetlerine karşın çok da acılar çekmiştir.
Bu yaşananları ancak onların çocuklarına bıraktığı miras olan öykülerini okuyunca daha iyi anlıyoruz.
Ben örneğin, Makedonya- Kalkandelen'den göç etmiş bir ailenin çocuğuyum.
Çocukluğumda babaannemden, o toprakları dinledim.
Orada doğan babamla birlikte ailenin diğer üyelerinin İzmir'e göç etmelerini, yaşanan sıkıntıları delikanlı yaşıma dek dinledim ondan...
Hepsi birer film şeridi gibiydi...

BALKANLAR'DA TÜRK OLMAK

Önceki gün, bir kitap geçti elime, adı "Mübadil Oldum"... Türkiye'de doğan ve Foça'da yaşayan Gülcan Erdem adlı bir muhacir çocuğu, anne ve babasından duyduğu göç öykülerini, ailesinin yaşadığı Rumeli topraklarını, burada yaşanan acıları ve sevinçleri, trenlere doldurup göçe zorlanmalarını, çektikleri hasreti onların yöresel ağzıyla kitap haline getirmiş..
Kitabı okurken bir film şeridi gibi geçti Rumeli Türkleri'nin yaşadığı her gün gözümün önünden... Ne kadar da çok benziyor benim dinlediklerimle... Sade bir dille doğallığı bozmadan öykü tadında anlatmış Erdem her şeyi... Özellikle Balkanlar'da Türk olmanın zorluğunu, her açıdan...
Kitabın girişinde şöyle yazıyor Gülcan Erdem... "Bizi yazdım, bizleri yazdım. Kitabın içinde senin nenen, senin deden, hatta baban, annen, amcan, teyzen var. Savaşla başladılar barışla bitirdiler.
Barışı, vatan sevgisini bize miras bıraktılar. Miras yükümlülüğüm vardı, kitabımı yazdım. Gönlüm anılarıyla dolu, yazmaya devam edeceğim."

Toplumların birbiriyle birleştirip millet yapan işte bu vefa duygusudur. Geçmişi anladıkça geleceğe daha bir güvenle bakacağız.
Türk olmanın gururunu yaşayarak...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA