İzmir, hayatımızın şehri, Ege mücadelemizin başkenti...
Selanik'te doğup İzmir'de yeşeren Yeni Asır, 122 yıl boyunca Ege insanının sesi oldu, bir marka olarak emek verdiği kentinin gelişmesinde de pay sahibi oldu. Bugün İzmir Türkiye'nin en demokrat, en çağdaş kentiyse bunda Yeni Asır'ın katkısı inkar edilemez.
Dile kolay tam 122 yıl mücadele içinde geçti. Bunun değerini okuyucularımız pek fark edemese de, biz çalışan gazeteciler için, önemli bir değerdir bir asırı aşan bir tarih...
Yani üç yüzyıla tanıklık etmek... 1895 yılında, o zaman Osmanlı toprağı olan Selanik'te, İslamiyete ve Türk'e düşman güçlere karşı savaşmak için kurulan Yeni Asır, daha sonra geldiği İzmir'de bu misyonunu hiç unutmadı. Yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin büyüyüp gelişmesine öncülük etti, Kurtuluş Savaşı'nın her karesini sütunlarına taşıdı, demokrasimizin çok partili hayata geçişine öncülük etti, tam bağımsızlığı savundu. Bugün elinize alıp sayfalarını çevirdiğiniz bütün gazetelere ilham kaynağı oldu. Basın ilkelerinin temelini attı.
Dün de çekemeyeni çoktu, bugün de...
Ama o yolundan hiç dönmedi, gazetecilik ilkelerini savundu, bölgesel gazeteciliğin lideri oldu. Bir gazetecilik okuluydu, yüreğinden çıkardığı pek çok gazeteci, ulusal gazetelerin yazarı, editörü, genel yayın yönetmeni oldu.
Ve kabına sığamayan bu asırlık çınar, 1 Mart'tan itibaren sadece Ege Bölgesi'nin değil, Türkiye'nin gazetesi, sesi, nefesi oldu. Bugün artık, Türkiye'nin her şehrinde Yeni Asır okunuyor.
BU BİR DEVRİM
ilktir... Bunun anlamı, bu gazetenin okuru için, ne yüce bir değerse, çalışanları için ise kutsal bir emanettir. Hele benim gibi 28 yılını bu gazetede devirmiş, her kademesinde görev almış bir gazeteci olarak bir "ilkesel" mücadeledir.
Kuşkusuz bu atılım, 80'lı yıllarda da denendi. Yeni Asır'ın, Dinç Bilgin yönetiminde, birçok ulusal gazeteye öncülük ettiği yenilikleri getirdiği, rakiplerinin gıptayla izlediği atılımları gerçekleştirdiği süreçte, İstanbul'da bir ay ulusal ölçekte basılan ve dağıtımı yapılan Yeni Asır, rakiplerinin saldırıları ve dağıtım tekelini elinde bulundurmaları nedeniyle bu amacını daha fazla sürdüremedi. Ama Dinç Bey için böyle bir durum kabul edilemezdi, 1985 yılında yayın hayatına başlattığı Sabah Gazetesi'ni kurdu ve kısa sürede zirveyi kaptı, rakiplerine nal toplattı.Yeni Asır'ın bu atılımcı, savaşçı, çağdaş, demokrat, aydın ve gerçekçi kimliği içinden doğan o güneş, Sabah'ı da kuşattı ve yıllarca zirvede tuttu.
TÜRKİYE ÇAPINDA
1989'da Yeni Asır'da başladığım gazetecilik mesleğimde, gazetemin kendini aşma Türkiye çapında yayın yapma hayaliyle yaşadığını hep hissettim. Bu yüzden Yeni Asır, yıllardır sadece Ege değil bir Türkiye gazetesi olarak yayın yapıyor.
Gerek bölgesel haberci kimliği gerekse yurt çapındaki gelişmeleri objektif bir gazetecilik anlayışıyla okurlarına ulaştırma pratiği, bizlere bu günleri hazırladı.
Bu yüzden heyecanım tarifsiz...
Yeni Asır'ın 122 yıllık tarihinde binlerce gazeteci görev aldı, onun "Ege'nin Sesi" olmasında kuşkusuz o gazetecilerin de büyük payı ve emeği var. Ben nasıl, Genel Yayın Yönetmenimiz Ercan Demir'in "Yarından itibaren tüm Türkiye'de yayındayız" müjdesiyle havalara uçtuysam, onların da aynı duyguları yaşadığını biliyorum. O tutkuyla Yeni Asır'da gazetecilik yapan ve ebediyete göçüp giden büyüklerimizin de bu duyguyu hissettiğini...
Dostlardan aldığım olumlu mesajlar da cabası... Çünkü onlar bu okuldan yetiştiler.
İşte bu yüzden iki gündür, Sivas'tan, Diyarbakır'dan, Kars'tan, İstanbul'dan, Ankara'dan, Konya'dan, Yeni Asır okurken fotoğraf çekip bize mesaj atan yeni okurlarımızın yaşadığı heyecanın iki katını yaşıyoruz.
Artık sorumluluklarımız daha büyük, emanetimiz daha yüce...
İyi ki varsın YENİ ASIR...