Bir yaz daha bitiyor. Uzun bir bayram tatili sonrası yine günlük sonbahar ve kış dönemi telaşı başlayacak.
Yaz dönemi; hem tatil yapmak isteyenler için hem de tatil döneminde okuyamadıkları kitapları okumak isteyenler için bir fırsat oldu. Yeni yazarlar, yeni kelimeler ve fikirlerler ile tanışmak, farklı dünyalarda kaybolmak ve kendini bulmak.
Farklılıkların gittikçe daha fazla ortaya çıkarıldığı günümüzde; en iyi evrensel birleştirici gücün kitap ve müzik olduğuna inanıyorum. Çıkarımları, hissettirdikleri, düşündürdükleri kişiye özel olsa bile empati kurabilmek, anlayabilmek, anlatabilmek ve ruhu dinlendirmek için en iyi araç. Bütün yazı okuyarak geçirdim.
Yaz bitmeden uzun bayram tatili öncesi yeni kelimeler ve cümleler ile tanışmak isteyenlere için okuduklarımın bir kısmını paylaşmak istiyorum. Belki kalan sürede okumak istersiniz...
Bir Nefeste Dünya Mitolojisi - Mark Daniels - Avusturya Aborjinleri, Sümerler, Mısırlılar, Çinliler, Amerika yerlileri, Güney ve Orta Amerikalılar, Maoriler, Yunanlar, Romalılar ve Norslara ait mitolojilerin kadim hikayelerine bir Midas dokunuşu...
Satranç - Stefan Zweig hiçliğin içinde biri, entellektüel ölüm. Bir gemide karşılaşan 3 kişi. Bir oyun, tutku, ruhsal gelgitler, geçmiş, hesaplaşmalar, veda...
İç Dünyamdan Notlar - Paul Auster 'Önceleri her şey canlıydı, en ufak nesnelere pır pır çarpan kalpler bahşedilmişti ve bulutların bile adı vardı diye başlıyor. Çocukluk, kovboy filmleri, aydedeye bakış, savaş sonrası yıllar, film, müzik, ahlak, siyasal, düşünsel yolculuk...
Yok Yere- Ryu Murakami- Yeraltı edebiyatı, Japonya, Japon kültürü, gerilim, kötülük, seks adına her şeyin pazarlandığı, evsizlerin kol gezdiği bit başkent, kayıp ruhlar, alt üst olmuş değerler...
Sevgili- İnci Aral- Devrimci bir sanatçı, genç bir kız, geçmiş, çalkantılı bir dönem, bütün zorluklara rağmen bitmeyen bir aşk, hapishane günleri, sürgün, umut, sadakat, acı, kurguya dayalı bir anlatım...
Gitme Zamanı- Aret Vartanyan- 'Yürüdüğün yollar hep aynı yere çıkıyorsa, yeni bir yol bulmak gerekir'. Yaşadığımız dünya ve bizim ötemizde olan dünya. Bir yanda kalp kırıklıkları, aldatma, aşk diğer tarafta felsefe, ruhani sırlar, kadim bilgiler ve bilgeler. Aynı kitap içinde sanki iki kitap... Farklı bir yazım tekniği...
Kabalst- Geert Kimpen- 'Kesin olan tek şey, hiçbirşeyin kesin olmadığıdır'. 'İnandığımız şey ile yaşadığımız dünyayı inşa ederiz'. Neden buradayız?
Yaradılışın sırlarını arayan Chaim Vital. Büyük bir aşk, tutku, bir görev, bir öğreti.
Kendileriyle Savaşanlar- Stefan Zweig 'Dostum, kendimi tanımıyorum, hele insanları hiç tanımıyorum'.
Hölderlin, Kleist ve Nietzche'nin hayatları, üç farklı yazar, ortak bir nokta : bitmek bilmeyen bir iç mücadele.
Çağdaşları Goethe'nin hayatından kesitler, trajedi, bir yolculuk...
Kalan- Leyla Erbil- 'Hem yeraltının hem yerüstünün ruhunu taşıyan bu merhametsiz kentin insanlarıyız ve yakında çok yakında zalim zamanın bir hiçi kadar yakında biz de aşağıya gideceğimizi bilerek şimdilik dolaşıp durmaktayız toprağın üzerinde'. Şiir metin, Lahzen, geçmişin kalıntıları, merhamet, toprak, ölü kentler...
Batılı Gözler Altında- Joseph Conrad- Siyasi roman, devrim öncesi Rusya, bir casusluk şebekesi, bir üniversite öğrencisi, suikastlar, siyasi baskı, başkaldırılar...
Şeytan Ayrıntıda Gizlidir- Ahmet Ümit- Komiser Nevzat, İstanbul, suç manzaraları, katiller, gizli hayatlar, ironik öyküler...
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu- Stefan Zweig- Kimi aşklar sessiz yaşanır. Öyle sessizdir ki sadece bir mektup şahit olur. Bir erkek, gönderenin adının olmadığı bir mektup, 'Sana, beni asla tanımamış olan sana'...Tek başına bir aşkı yaşamaya razı olan bir kadın... Yitip giden bir çocuk, mutlak aşk...
Bazen her şey aynı kalır, inat eder, direnir, mücadele eder zamanın getirdiği değişimlere.
Kelimeler ve cümleler sayfalarda, kendi ritmi ile dans ederken ve bu dans okuyucuda kendine göre anlam bulurken aynı kalmak mümkün mü?