• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HALUK GÜNEY

Messi’yi bulmak

haluk.güney@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 08.03.2017, 00:00

Altınordu Başkanı Seyit Mehmet Özkan geçen hafta Altınordu FK resmi internet sitesinden bir yazı yayınladı...
Kendi imzasıyla... Altınordu'yu devralırken belirlediği misyonu, kulübün gelecekteki vizyonu ve bu doğrultudaki prensiplerinin altını çiziyordu... Çiziyordu da, biraz keskin çizmişti bana göre...
Başkan; sportif başarıya kendi yetiştirdiği Türk oyuncularla ulaşacağını, Süper Lig ve Avrupa hedefine giderken bu prensipten vazgeçmeyeceğini "Messi gelse, bedava oynasa, almam..." ifadesiyle vurguluyordu...
Saygı duyuyorum... Prensip prensiptir...
Ama işin bir farklı yönü de şu...
Futbolda ticari düşünüyorsanız, sadece Türkiye ile kısıtlı kalmadan futbolun dünya devleri arasına girebiliyorsunuz.
Messi'yi Messi olduktan sonra alıp oynatırsanız, Abramovic'in Chelsea'si... Khaldon Al Mubarak'ın Manchester City'si gibi "sözü parasına geçen" patronların takımı olursunuz... Messi'yi; henüz 13 yaşında keşfedip, büyüme hormonu eksikliği tedavisini karşılayamayan ailesiyle birlikte Arjantin'den İspanya'ya getirir, 17 yaşında La Liga'da oynatırsanız, Barcelona olursunuz...
Haklısın başkan... Messi bugün gelip Altınordu'da oynamak istediğini söylerse alma... Ancaaak, ileride Messi olacak çocuğu da, dünyanın neresinde olursa olsun, hangi ülkenin vatandaşı olursa olsun kaçırma...
Şu anki değeri 211 milyon Euro...

Ucuz bir hediye

Karşıyaka Belediyesi, yeşilkırmızılı kulübün uzun yıllardır kullandığı otobüse güzel bir tasarımla giydirme yaptı... Araç değişmedi ama... 2007 model eski otobüsün görüntüsünü yenilediler... Dışarıdan güzel görünüyor Allah için... Ama bana "ucuz bir hediye" gibi geldi...
Aynı model otobüsü yeniden satın alıp bu işi yapsan, 200 bin lira civarı bir maliyeti var...
Futbolculara ödeme yapılamazken, borç gırtlağı aşmışken, kimi zaman yönetim elektrik parasını bile ödemekte zorlanırken, belediyenin "otobüse makyaj" yaparak, "kulüple ilgileniyoruz" mesajı vermesi içime sinmedi...
Karşıyaka Belediyesi, KSK'nin borç batağından kurtulup ve sportif başarıya taşıyacak adımlara ön ayak olması gerek bence... Sayın Başkan; siz otobüsün gideceği yönü belirleyin...
Kaf-Kaf, yan sahalara mı, Vodofone Arena'ya mı? gidecek belli olsun... Sonrası aydınlık.
Bırakın otobüsü, 2015'te Pınar KSK'nin basketboldaki şampiyonluğunun ardından olduğu gibi uçaklara bile Karşıyaka logosunu giydirirler zaten...

Olacağı buydu

Altyapısı Türkiye'ye örnekti...
Sportif başarısı, İzmir'e yıllar sonra "Süper Lig" heyecanı getirdi... Ama bir teknik adam seçtiler, onun yaptığı transferlerle kulübün kimyası değişti....
Bucaspor'da son durum...
Futbolcular başkana küsmüş, taraftarlar futbolculara, başkan kendisine sahip çıkılmadığı için tüm camiaya sitemkar...
Buca Belediyesi, kulübe ilgisini "İdman boykotunu bitirmek için, 125 bin lira ödeyerek" gösterdi... Paranın 100 bin lirası futbolculara, 25 bin lirası aylardır maaş almayan personele dağıtıldı... Futbolcuların cebine 4'er bin lira girdi...
Buca Arena'da artık iki grup taraftar var, bir grubu futbolcuları alkışlıyor, diğer grup oyunculara tepkili... Maça "En büyük taraftar, futbolcular sahtekar" diye bağırmak için geliyorlar, Bucaspor 3-0 öne geçince stadı terk ediyorlar...
Başkan, futbolculara "İhanet ettiler" diye seslendi, yaptığı ödemeleri kulübün sitesinden açıkladı... Aralarında 18 maç oynayıp, 2 bin lira alan oyuncu da var... Yani dakikada 9 kuruş kazanmış... Bu hesaba göre maç başına 8 lira 10 kuruş geliyor.
Genel kurul yapılacak...
Ama şu ana kadar "adayım" deme cesaretini kimse göstermedi...
Belediye "gereğini yapacak" diyorlar... Herkes bekliyor...
Toplam borç yaklaşık 10 milyon lira... "Bunlar şimdi neyin nesi?" derseniz, hepsi de 2008'deki "Süper Lig" sezonunda har vurup harman savunmanın hediyesi...
Federasyon uykuda
Futbolun dünyadaki patronu FIFA, Avrupa'daki patronu UEFA organizasyonlarında, borç batağına batmış kulüp görmek istemiyor. Adamlar belli kriterler koymuş... "Eğer benim organizasyonlarımda yer almak istiyorsan, bunları yerine getireceksin" diyor. Kime diyor, Türkiye Futbol Federasyonu'na...
Yani "federasyon uyuma, kulüplerine sahip çık..." Federasyonun ne yapması lazım?..
Aynı kriterleri uygulaması lazım ki, kimse FIFA veya UEFA'ya gidip, Türk kulüplerinden şikayetçi olmasın... Ama bizim federasyon, derin uykuda...

ÖNCE UYARDILAR

Koskoca Galatasaray'ı Avrupa kupalarından attılar, "hesapsız borçlanıyorsun" diye... Attılar ama yine de UEFA önce, G.Saraylı yöneticileri çağırıp uyarı yaptı... "Mali durumu düzeltin, planınız nedir?
Böyle giderseniz Avrupa'ya çıkamazsınız" dedi. Sonra sunulan raporları, ortaya konan çözümleri yeterli bulmadığı için gereğini yaptı...Dönelim Türkiye'ye...
Profesyonel liglerde 127 takım varsa, bunlardan 110'u futbolcularına sağlıklı ödeme yapamıyor... Bütçeleri denk değil... Sezon sonu kimisi "Al takke ver külah" transfer yasağından kurtuluyor, kimisi "transfer yapmadan elindeki oyunculara sarılıp, yeni sezona da aynı sistemle.... Çünkü bizim federasyonun yaptığı tek şey, "transfer yasağı koymak..."

MERAK EDEN YOK

Denizlispor FIFA'dan ceza yemiş, Bucaspor ve Karşıyaka da öyle... Aynı Bucaspor'da futbolcular 12 gün idmana çıkmadı "Paramız ödenmiyor" diye... Federasyondan ne arayan var, ne de soran... "Ne oluyor orada?" diye merak eden yok...
Bucaspor bir örnek... Bir çok kulüp aynı durumda... Futbolcular "şikayet için" sezon sonunu bekliyor... Kulüp yöneticileri buna alışmış durumda... Yani bu işe o herkesin yıllardır beklediği "kulüpler yasasıyla" devlet el atmadan, futbolumuzun düzeni, "dön baba dönelim..."

Adamına göre

1986 Dünya Kupası'nda Maradona, İngiltere'ye elle gol attı... "Tanrı'nın eli..." dediler... Messi İspanya liginde Getafe'ye elle gol attı, Atletico Madrid'i yendikleri bir maçta golün asistini yapmadan önce topu elle düzeltti.
"O da Maradona'nın izinde... Bu da Tanrı'nın eli" dediler... 2010 Dünya Kupası Play-Off rövanş maçında Fransız Thiery Henry, İrlanda'ya attıkları golde topu elle düzelterek asist yaptı...
İrlanda Federasyonu mahkemeye gitmemek için 5 milyon Euro para aldı, üstüne üstlük adama "Hırsız" dediler...
2012 yılıydı hiç unutmam... KSK ile Rizespor, o zamanki adı PTT 1. Lig olan, şimdiki TFF 1. Lig'de Uche Kalu'nun elle attığı golle 2-2 berabere kaldı. KSK son dakikadaki golle hayati 2 puan kaybetti...
Kimse bir şey demedi...
En son Fenerbahçeli Mehmet Topal, Osmanlıspor'a attığı golde topu elle düzeltti. Faturayı hakeme kestiler, "Neden görmedi?" dediler... Demek ki bu işin yaygarası, yapanın kim olduğuna bağlı. Kimi övgü alır, kimi ceza. Kimi yandığıyla kalır... Bazen de böyle, Fair-Play'den geçilir, suçlu aranır...
Adamına göre muamele..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA