• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HALUK GÜNEY

Koşmayan adamın kosan takımı...

haluk.güney@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 15.03.2017, 00:00

Dün yazı işleri toplantısında konuştuk... Hakikaten güzel muhabbetti, paylaşayım istedim... Şu Sergen Yalçın... Alem adam...
Kayserispor'un başına 8 hafta önce geldi... Bu süreçte kümede kalma mücadelesi veren takımın tek yenilgisi, o da Sergen'in ilk geldiği hafta Başakşehir'e... Diğer maçlarda 3 galibiyet, 4 beraberlik...
Galibiyetlerde F.Bahçe, G.Saray ve Çaykur Rize önünde.... Akhisar ve Bursa ile golsüz berabere kalmış, diğerlerinde toplam 14 gol atmış... Yani takım müthiş bir tempoyla oynuyor, gol üretiyor...

Kendi söyledi

Zaten soru işaretleri de orada başlıyor... Sergen Yalçın gibi futbolculuk yaşamında koşmayı sevmeyen ki; "Koşsam Barcelona'da oynardım" sözü kendisine aittir, takımı nasıl koşturuyor?...
Sergen Yalçın gibi "antrenman sevmeyen" bir adamın takımı, nasıl oluyor da bu kondisyona ulaşıyor....
Hayret... Bunun tek açıklaması var... Ya antrenmanda kaytarma tekniklerini kendisi iyi bildiği için, "Kişi kendinden bilir işi..." örneği oyuncularının kaytarmasına izin vermiyor. Ya da onlara, "Bakın bana, koşsaydım Barça'da oynar, kazandığım parayı 5'e katlardım" diye yol gösteriyor... İkisinden biri...

TUDOR BİLMİYOR

Herkes yükleniyor çocuğa... Oysa elinden geleni yapan, efendiliğini bozmayan bir futbolcu Sabri Sarıoğlu...
Görev verilince nesi var, nesi yoksa sahaya koyuyor, verilmediği zaman hiç ses çıkarmıyor...
Milyon Euroları alan yabancılar sahada çam devirirken ses yok, Sabri bir hata yapınca, ortalık yıkılıyor... İnternette Sabri geyiği dolu... "Sabri İstanbul'un fethinde topçu olsaymış, İstanbul yerine Adapazarı'nı fethederdik..." diye yazdılar... "Takımdan ayrı koşu yaparken kayboldu..." bile dediler... Beşiktaş, Dinamo Kiev'den 6 gol yediğinde, siyah-beyazlı takımın kalecisi için "Fabri Sarıoğlu" yazdı bir gazete... Aldırmadı işine baktı...

Hepsi mi yanılıyor?

Ben de şöyle bir kara kaplıya baktım... Sabri Sarıoğlu'nu 2002-2003 sezonunda Mircea Lucescu almış A Takıma...
Henüz 19 yaşında... Sonra Terim gelmiş oynatmış... Hagi gelmiş oynatmış... Gerets, Skibbe, Bülent Korkmaz, Feldkamp bile gelmiş oynatmış... Rijkaard oynatmış... Hamza Hamzaoğlu, Mustafa Denizli, Riekerink oynatmış... 11 Teknik adam... Hepsi "Sabri" demiş... Şimdi Tudor gelmiş, sezon sonu gönderileceklerin başına Sabri'yi yazıyor....
Tudor'dan daha kariyerli 11 teknik adam Sabri'yi tutuyor, Tudor gönderiyor...Şimdi düz mantık yürütüyorum... Bu Tudor; futbolu bilmiyor...

DERTLERİ ZEVK EDİNDİM

Yıllardır "ekonomik kriz" haberleriyle gündemde Bucaspor...
Sarı-lacivertli kulüple ilgili haberlerde, attığımız başlıkları şöyle bir hatırlamaya çalışıyorum, "Bucaspor şokta... Bucaspor'a bir darbe daha... Bucaspor'a transfer yasağı...
Bucaspor'a FIFA'dan transfer yasağı... Bucaspor borç batağında...
Bucaspor'da tesislerin elektriği kesildi... Bucaspor'da futbolcular antrenman boykotu yaptı..." Abartmıyorum... Tablo bu...
Sonunda Başkan Çetin Kayışlı "Tükendim... Benden bu kadar" demedi mi?... Buca Belediyesi 125 bin liralık bir cansuyu verdi, futbolcular "Onurumuz için sezon sonuna kadar oynayacağız" diye açıkladı ama, belediyeden gelecek destek henüz net değil... Üstüne üstlük, Bucaspor Yönetimi ile Buca Akademi, yani altyapı organizasyonu arasında "Ben sana bakıyorum" kavgası var... Kulüpte çıkan yemeğin, alınan ekmeğin hesabı yapılıyor...
Tüm bunlara rağmen 17 veya 24 Mart'ta yapılacak genel kurulda şimdiden 3 kişi "başkan adayıyım" diye ortaya çıktı... Vallahi bravo...
Üç tane cesur yürek... Sabahtan akşama sorun çözmeye aday üç Bucaspor sevdalısı... Her babayiğidin altına giremeyeceği yükü omuzlamaya aday üç babayiğit...
Onların Bucaspor aşkını, "Bu ne sevgi ahhhh... Bu ne ızdırap" diye anlatmış Hasan Bayrı, Abdullah Yüce'nin bestelediği dizelerde...
İşin içine girdiklerinde yaşayacaklarını ise Sırrı Uzunhasanoğlu yazmış;
"Dertleri zevk edimdim... Ben de neşe ne arar" diye...

"ORGANİZE İŞLER"

Abdülkadir Bitigen Göztepe-Ümraniyespor maçında Göztepe'nin net penaltısını vermedi... Serkan Tokat, Yeni Malatya-Şanlıurfa maçında Malatya ekibi lehine penaltı uydurdu...
Göztepe Başkan Vekili Talat Papatya ise düzenlediği toplantıda, "Birbiriyle bağlantılı iki maçta böyle tezat kararlar verilmesi manidar..." dedi ve "Organize işler..." imasında bulundu... İyi de şimdi ne olacak...
Önemli olan bu hakemlerin, yaptıkları hataların faturasını ödemesi... Ceza alması... Göreceğiz bakalım, ne ceza verilecek... Aksi taktirde Göztepe'nin feryadı, "Organize İşler" filmde Yılmaz Erdoğan ile Tolga Çevik arasındaki diyaloga benzer... O filmde oto hırsızlık çetesinin başını canlandıran Yılmaz Erdoğan, kendi mesleğine çekmek istediği Tolga Çevik'e çalıntı bir araba vermiş, arabayı müşteriye, "Parasını yarın alırız" diye teslim eden Çevik ile aralarında şöyle bir diyalog geçmişti.... "Araba nerede?... Para nerede?..." Yani bunu Göztepe'nin durumuna uygulayacak olursak, "Puan nerede?... Hakem nerede?..." Haaa, bir de buna şu eklenebilir; Rakipler nerede?...

ELLERE DİKKAT

Fırat Aydınus , Galatasaray-Gençlerbirliği maçında 3 penaltı verdi.
Üçü de elle oynama sonucu.
4. dakikada Ahmet Oğuz'un, 67'de Chedjou'nun, aynı dakikada bu kez Tolga Ciğerci'nin topa elle müdahalesini affetmedi...
Üç büyüklerden biri aleyhine 2 dakikada iki penaltı verme cesareti göstermesi güzel... Peki elle oynamaları nasıl atlamadı... Geçen hafta Mehmet Topal'ın golden önce topu elle düzeltmesini atlayan Alper Ulusoy'un başına gelenleri gördükten sonra, bu hafta büyük hakemlerin gözü ayaklarda değil, ellerdeydi de ondan...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA