• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HALUK GÜNEY

Faturadan anlarlar

haluk.güney@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 26.04.2017, 00:00

Sahada işini yapamayanlar, dışarıda işini yapanlara saldırdı Çaykur Rizespor-Başakşehir maçından sonra. Olayın özeti şu; "Emre Belözoğlu'na maç sonrası bir taraftar küfür etmiş. Emre Belözoğlu çılgına dönüp adamın üzerine saldırırken, Başakşehirli diğer futbolculardan bazıları olayı görüntüleyen A Spor muhabiri Selman Kutlu ve kameramanı Ahmet Çağlar'a kızmış.
Sonrası boğaz sıkma, tekme, yumruk, arbede..." "Bu neyin öfkesi" diyeceğim, neyin öfkesi olduğu belli. Sahada kaybedilen 2 puanın. Haftalardır kaybettikleri puanlarla kaçan şampiyonluğun ve dolayısıyla kaybettikleri paraların. Yeter artık. Bu ilk değil.
Ama son olması için birşey yapılması lazım.

GÖZLER FEDERASYONDA

Birincisi işin adli yönü. Nasıl bir vatandaş sokakta başka birine, polisin gözü önünde tekme tokat dalıp, elini kolunu sallayarak gidemiyorsa, gazeteci döven futbolcu da gidemeyecek. Ne oldu, futbolculara "dokunulmazlık" verildi de bizim haberimiz mi yok. Tamam iş adli makamlara intikal etti.
Ama şimdi özür diliyor, alttan girip, üstten çıkıp bu işi kapatmaya çalışıyorlar. Olmaz.
Olamaz, olmamalı. Bu arkadaşlar yaptıklarının hesabını, hakim karşısında vermeli.
Bunun için de meslektaşlarımız Selman Kutlu ve Ahmet Çağlar'ın arkasında sadece çalıştıkları kurum değil, yöneticileri ve avukatlarıyla meslek örgütleri de olmalı. İkincisi işin sportif yönü. Medipol Başakşehir Kulübü Başkanı Göksel Gümüşdağ'ı kutlamak gerek. Gereğini yaptı. Saldırgan futbolculardan Ufuk Ceylan ve Yalçın Ayhan'ı kadro dışı bıraktılar. Milli kalecileri Volkan Babacan'a da gereken fatura kesilecek ama, federasyonun ve adli mercilerin yapacağı tahkikatı bekliyorlar...
Türkiye Futbol Federasyonu tepkiler üzerine alel acele bir karar aldı.
Emre Belözoğlu'na 50 bin lira para cezası kesti. Volkan Babacan'a bir, Ufuk Ceylan ve Yalçın Ayhan'a 5'er maç ayrıca 13'er bin lira para cezası. Bence federasyon "top benden gitsin" dedi.

KULÜBÜ DE YAKTILAR

Bir de işin profesyonellik yönü var tabii...
Başakşehir Kulübü bu oyunculara avuç dolusu para ödemiyor mu? Bu arkadaşların kupada yarı final oynayacakken, ligde de zirve mücadelesi verirken, durduk yerde ceza almaya ne hakkı var? Başakşehir Kulübü, belki bu futbolcuların yüzünden lig şampiyonluğunu, belki de kupa şampiyonluğunu kaybedecek. Kulübün uğradığı zarara bak, kendilerini savunma adına verdikleri ifadeye bak. Yalçın Ayhan demiş ki; "Ben otobüste oturuyordum, arkadaşlarım saldırıya uğradı diye düşündüm, otobüsten indim, sonra gözüm döndü, ne yaptığımı hatırlamıyorum..." Yani özürleri, kabahatlerinden daha büyük. Medipol Başakşehir Kulübü, onlara maddi anlamda büyük bir fatura kesmelidir.
Kesmelidir çünkü saldırının görüntülerini izlerken, vicdani değerlerinden şüphe ettiğimiz bu kişiler, ancak maddi cezadan anlar.

GURURLUYUZ


İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin geleneksel olarak düzenlediği Hasan Tahsin Gazetecilik yarışmasında spor kategorilerinin tümünde Yeni Asır birinciliği aldı.
Spor haberinde Şerafettin Çıracı, spor fotoğrafında Gökhan Özyurtlu, spor haberi teşvik kategorisinde Görkem Türkyılmaz ödüle layık görüldü.
Spor haberinde Murat Arabacı ise Jüri Özel Ödülü'ne layık görüldü. Bu kategoride Yeni Asır, Yeni Asır ile yarıştı yani.

HABERLERİN ÖYKÜSÜ

Gelelim bu haberlerin öyküsüne. Şerafettin Çıracı'nın ödül aldığı haberi "Başkanın gazabı" manşetiyle duyurduk ilk. Süper Amatör Küme ekibi Poyracık Bilir Altay'ın başkanı, Play-Off'a kalan oyuncularının kendisiyle prim pazarlığı yapıp, bunu tehdit unsuru haline getirmesine kızmış, son maçta Seferihisar'ın karşısına 12 yaş altı takımını çıkarmıştı. "Böylesi görülmedi" manşetiyle verdiğimiz o haberde ise iki takım oyuncuları arasındaki büyük yaş farkının yarattığı ilginç görüntüler sayfaya yansımıştı.
Murat Arabacı'ya aynı kategoride jüri özel ödülü getiren haber ise Altay Kulübü'nün Gaziemir Kutlu Aktaş Tesisleri'nde, profesyonel takıma ayrılan odalar ile altyapıya ayrılan odalar arasındaki çarpıcı fark anlatılıyor, aynı binada profesyoneller lüks yaşarken, altyapının nasıl kötü şartlarda barındığı vurgulanıyordu. O nedenle "Altta kalanın canı çıksın..." dedik. İyi ki demişiz, herşey düzeldi biliyor musunuz?.
Başkan Özgür Ekmekçioğlu el koydu.
Spor Teşvik'te Görkem Türkyılmaz'a ödülü getiren haber ise KSK taraftarının Bugsaş yolunda yaşadığı macera anlatılıyor, İzmir'den maçın oynanacağı stada iki otobüs değiştirip, bir süre de kamyon kasasında seyahat etmek zorunda kalan KSK sevdalılarının, herşeye rağmen o maça gelemeyenlere, cep telefonlarıyla nasıl yayın yaptıkları da belirtiliyordu.

ÇALIŞMAYA DEVAM

"Kamyonla seyahat, cep telefonuyla yayın" başlığı, o ilginç haberi gözler önüne seriyordu.
Gökhan Özyurtlu'nun Pınar KSK'nin Avrupa Kupaları'nda Oradeo ile oynadığı maçta çektiği ve Ponitka'nın rakibinin neredeyse boyu kadar sıçradığı o fotoğraf, hakkını ancak tam sayfa kullanılarak bulmuştu...İşte bize gurur getiren ödüller ve hikayeleri böyleydi. Yeni Asır Spor Müdürü olarak ödülleriyle bize gurur yaşatan arkadaşlarımı ve onlara bu ödülleri kazandıran sayfalara emeği geçenleri kutluyor, Yeni Asır Spor Servisi'nin siz değerli okuyucularımıza daha nice güzel haber ve fotoğraflar sunmak için gece gündüz çalıştığını belirtmek isterim...

KAYIKÇI KAVGASI BİTİRİR

Ne yazık ki KSK yaşıyor bunları. Rakibi gol yağmuruna tuttukları maçın devre arasında soyunma odasına giden futbolcu, "Gollere neden sevinmiyorsunuz?" sorusuna, "Borç batağındayız nasıl sevinelim" diye yanıt veriyor. Bu ne anlama geliyor biliyor musunuz?
O futbolcunun kafasında sahadayken bile, özel hayatında yaşadığı sorunlar var... Karşıyaka sevdasını çok iyi bildiğim Atilla Güneş, "İçi beni, dışı taraftarı yakar" diyorsa, demek ki takım içinde yaşanan, bilmediğimiz şeyler var. KSK Divan Başkanı Cihan Büyükoral, Atilla Güneş'in dün söylediğini günlerdir tekrarlıyor. "Bu takım dağılmasın" diye bas bas bağırıyor. KSK Başkanı; bu çıkışı üzerine alıp "Bize kimse destek olmadı" diye patlıyor. Herkes kendi cephesinden baktığında haklı...
Haklı da bunun Karşıyaka'ya bir faydası yok. Şimdi KSK için yapılacak şey, herkesin haklılığını ortaya koyup "suçlu arama" psikozuna girmesi değil, asırlık çınarı çaresizliğin içine sürüklenmekten kurtarmaktır. Kimse kimseye "Gelin 50 milyona yakın borcu silin" falan demiyor.
Ancak Karşıyaka camiası, bu takımı bir arada tutma adına somut adımlar atamaz da, zaten sancılı sezonun öfkesini çeken futbolcular başka kulüplere dağılırsa, Kaf-Kaf "parayla da çözülmeyecek" bir girdabın içinde bulur kendini. Transferdeki FIFA yasağı, öyle bir durumda 100 milyon doları da olsa KSK'ye yeni takım kurma şansı bırakmıyor çünkü...
O nedenle "takım elde kalsın" çabasını, "kayıkçı kavgasına" dönüştürmeden bir an önce sonuca ulaştırmak gerek. Aksi halde inanın, Karşıyakalılar önümüzdeki sezon çok üzülecek.

GEYİĞİ BİLE HAK ETMEDİLER

Galatasaray-Fenerbahçe maçlarından sonra internette çok geyik yapılır.
Kazanan, kaybedeni kızdırır. Çok da güzel espriler yapılır. Rakibin ligdeki durumuyla dalga geçmeler ve daha neler neler. Küfüre kaçmadıkça bunlar güzel şeyler... Ama önceki gün öyle bir derbi oynandı ki, ne 90 dakikanın kazananı Fenerbahçeliler Galatasaraylılara yüklenebildi, ne de oyuncu ve teknik adamlar üzerinden bir espri üretilebildi... Herkesin kabul ettiği gerçek, "rezil futbol" olunca, geyikler de kısır ve kalitesizdi. Örneğin bir futbolsever maç oynanırken şunu yazıyordu, internet yorumlarında; "İyi haber 20 dakikası geçti, kötü haber 70 dakika daha var..." Bir başkası, F.Bahçe Teknik Direktörü Advocaat'ın taktiğini açıklıyordu; "Çıkın sahada durun, nasılsa Semih bir hata yapar, golü atarız..." Yani geyiklerin kalitesi bile, futbolla doğru orantılıydı. Fubolseverin ruhuna hitap etmeyen derbide, futbol gibi espriler de pek fazla yaratıcı değildi...

DERBİ HAVASI

Ezeli rekabet ne menen birşeydir anlamıyorum. Hangi milletten olursa olsun, derbide forma giyen, rakibe "düşman" gözüyle bakıyor. Önceki gün G.Saray-F.
Bahçe maçında da durum değişmedi. Bir Türk oyuncu, Alman futbolcuya faul yaptı. Sonrasında iki Hollandalı kapıştı. Onları Çek meslektaşları ayırmaya çalıştı.
Podolski gibi bir profesyonelin, kendisine faul yapana fiili tepki vermesi, Van Persie ile Sneijder'in neredeyse birbirini dövecek kıvama gelmesi, hep "derbi" havasındandır.
İddiasız bile olsa derbilerde yaratılan bu kavga ortamı, "rakebeti rezalete" doğru götürüyor.

BİLMEDİĞİNİZ ŞEYLER VAR!

Sakatlığı nedeniyle 'En uzun süre oynamayan en pahalı futbolcu' kimdir biliyor musunuz? 1994-95 sezonunda İspanya'nın Real Madrid kulübünden, Milan'a 11 milyon pound (yaklaşık 50 milyon lira) karşılığında transfer olan Fernando Redondo. İlk maçında 3. dakikada dizinden sakatlanan Redondo, yaklaşık 2,5 yıl sahalardan uzak kaldı. Redondo, 2.74 milyon pound, ev ve arabayı Milan'a geri vermek istedi, ancak kulüp bu teklifi geri çevirdi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA