• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HALUK GÜNEY

O ıslık susmuyor

haluk.güney@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 03.05.2017, 00:00

"İzmir'e yeni statlar yapılacak" cümlesinin ilk dillendirildiği günden bu yana neredeyse 10 yıl geçti. O tarihten bu yana, Antalya, Mersin, Eskişehir, Bursa, Trabzon, Malatya, Konya, Kocaeli, Sakarya, Hatay, Çorum, Afyon, Samsun, Sivas, Gaziantep, Eskişehir yepyeni statlara kavuştu. Hepsi pırıl pırıl. Peki ya İzmir? Süreci anlatmak istemiyorum.
Önce yer arandı, sonra KSK ve Göztepe statlarına belediyelerin itirazı, Alsancak'ta benzer problemler, mahkemeler, inşaatların durdurulması ve ihalelerin iptaliyle başlayan yeni ihale süreci... Bu arada sorunlar çözüldü sandık... Belediyelerden "İtiraz etmeyeceğiz" sözü aldık. Daha doğrusu öyle sandık.

SEVİNCİMİZ YARIM KALDI

Bir baktık ki, Göztepe Stadı'na Şehir Plancıları Odası itiraz etmiş. Oda yönetiminin neredeyse tamamı belediyelerde görevli. Bir isyan, bir kıyamet, sonra beklemeye koyulduk.
Alsancak'a yapılan şahsi itirazı pek kafaya takmadık. "Karşıyaka'ya itiraz yok" diye seviniyorduk, sevincimiz kursağımızda kaldı. Meğer Karşıyaka Belediyesi, işi daha önce olmaza sokmuş. 23 Kasım 2016'da Şehircilik Bakanlığı'nın talep ettiği imar düzenlemesine, 30 Kasım 2016'da, daha önce dava konusu yapılan gerekçeleri aynen ekleyip, bir de "yapı yoğunluğu nedeniyle çekme mesafesi" isteyerek olumsuz yanıt vermiş. Hem de meclise bile sokmadan. Hem de teknik anlamda, yapılması mümkün olmayan taleplerle.

AKLIMIZLA ALAY ETMEYİN ARTIK

Benim bu işe diyecek bir şeyim yok... Yapacak bir yorumum da... Çünkü daha önce söylediklerimin arkasındayım... Ne mi demiştim... İşte size 4 Nisan'da yazdığım "Aaaah statlar" başlıklı yazıdan bir pasaj; "Yeter artık, aklımızla alay etmeyin... Çünkü şahsen ben artık "aptal yerine konulduğumuzu" düşünmeye başladım...
Sezen Aksu'nun güzel bir şarkısı var; "Kavaklar..." Nakaratında "Aaaah kavaklar, aaaah kavaklar... Acı düştü peşime... Aaaah kavaklar, aaaah kavaklar ardımdan ıslık çalar" der...
Biz İzmir'de yaşayanlar, başka kentlere "stadını bir maçlığına ödünç versene" diyen kulüplerimiz, "aaaaah statlar" diye feryat ederken, sanki arkamızdan birileri ıslık çalıyor gibi geliyor..." İşte böyle yazmıştım, 4 Nisan'da...
Şimdi yine aynı şeyleri düşünüyorum.
Siz ne dersiniz, galiba birileri ıslık çalmaya devam ediyor...

Advocaat kriterleri

Fenerbahçe Teknik Direktörü Dick Advocaat Hollanda Milli Takımı'na gidiyor. Söylenti değil, Başkan Aziz Yıldırım açıkladı. Oysa bize göre "hoca değil" Advocaat. Her yaptığı olay oldu. Sözleşmesine yazdığı ülkesine gitme şartını bile eleştirdiler. "Hollanda Milli Takımı'nda Hiddink'in yardımcısıydı, tecrübesi yok, takım çalıştıramaz" bile dediler. Advocaat'ı Hollanda Milli Takımı için tercih etmelerinin gerekçelerini duydum, şaşırdım kaldım.
Birincisi "tecrübeli bir teknik adam" olması. İkinci neden takımı tanıyor olması. Hadi bunu geçelim,o takımda yardımcı antrenörlük yapmıştı. Şimdi sıkı durun; üçüncüsü saygı duyulan bir teknik adam olması. Oysa F.Bahçe'de adama beş kuruşluk saygı göstermediler. Adının Türkçe söylenişini bile "belden aşağı espri" konusu yapıp alay ettiler. Dördüncüsü sert yapısı.
Disiplinli oluşu yani. Hakikaten F.Bahçe'de kimseye taviz vermedi Hollandalı. Gerektiğinde yönetimle bile çatışıp, kendi doğruları konusunda işini yaptı.
Ve son gerekçe; gerçekçi olması.
Doğru. Hatırlayın; "Takım bu haldeyken ülkesine gitti" diye eleştirdiler, "Sözleşmemde yazıyor, ben işimi ne zaman yapacağımı bilirim" dedi. Oyundan çıkardığı için kendisine tepki gösteren oyuncuya, "Tepkin umurumda bile değil, ben buraya futbolcularla arkadaş olmaya değil, F.Bahçe'yi çalıştırmaya geldim" dedi. Yani Advocaat, "emekli olacağım" derken, kendisini Hollanda Milli Takımı'na götüren tüm kriterlere uyuyor.
Kimse "hak etmiyor" diyemez.
Hayaller ve gerçekler
Dursun Özbek açık açık söyledi; "Galatasaray'ı Çinliler istiyor." Ve ardından hemen ekledi, "Satılmasına müsaade etmeyiz.
Galatasaray Galatasaraylılarındır..." Kulağa hoş geliyor. Sarı-kırmızı aşıklarının duygularını okşuyor. Galatasaray tutkunuz, hemen beyinde şu algıyı oluşturuyor,;
"Bizim kulübü almaya kimin gücü yeter? Galatasaray'ı almak o kadar kolay mı?" İşin duygusal yönü böyle. Peki ya realite?

ZİRVEYE OYNATIRLAR

Hayaller, "borçsuz, harçsız, UEFA'dan kupalardan ihraç cezası alma korkusu yaşamadan Avrupa'da zirveye oynayan bir Galatasaray" ise realite, duygusallığın tam tersine şeyler söylüyor. "İtalyanlar koskoca Milan'ı Çinliler'e sattı" diyor. İngiltere'de "Chelsea'nin sahibi Rus, Liverpool, Arsenal, Manchester United ve Aston Villa ABD'li işadamlarının.
Manchester City'yi Birleşik Arap Emirlikleri sermayesiyle yönetiliyor.
Cardif City'nin sahibi Malezyalı, Hull City'nin sahibi Mısırlı" diyor.
Kimsenin bu kulüpleri alıp, bir yere götürdüğü yok.
Çinlilerin Milan'a ödediği rakam 800 milyon Euro. Üstelik bir de yatırım yapacak, kulübü yıldızlarla güçlendirip, zirveye oynatacaklar.
Sermayenin gücünü düşünebiliyor musunuz?

BİLANÇO ORTADA

Duygusal bakıp, realiteyi ıskalarsa Galatasaray, her ay divan kurulunda "borç hesapları" yapılır. Sürekli "UEFA'dan yasak gelir mi?" endişesiyle yaşanır.
Transferler, UEFA'nın cenderesi içinde beş kuruşa, beş düğüm atılarak yapılır. Ucuz hoca, ucuz oyuncu peşinde koşulur.
Çünkü G.Saray'ın şu anki bilançosunda, açıklandığı kadarıyla 430 milyon lira borç var.
Oysa "futbol bir sektördür" deyip, yabancı sermaye alternatifi değerlendirilirse, dünya yıldızlarının isimlerinin Galatasaray ile anılması kimseye garip gelmez.
Yani konuyu çok iyi düşünmek lazım. Çünkü hayaller "Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu", gerçekler ise eksi 430 milyonluk bir bilanço...
Balotelli tam bize göre
Futbolun haşarı çocuğu o.
Oynadığı futbol kadar, özel yaşamıyla da gündemde.
Benzin istasyonuna giriyor, kim yakıt alıyorsa, hepsinin ücretini ödüyor. Kuralsız yaşıyor. Bu nedenle İngiltere'de 10 bin pound otopark cezası ödedi.
Instagram'dan Kim Kardashian'ın fotoğrafı paylaşıp, "Düyada estetik ameliyatı olup, tek çirkinleşen kadın" diye yazmış.

HEP MANŞETTE

Ceza, tazminat ödeme kaygısı yok. Dilinin kemiği de yok.
Konuşuyor, yazıyor, olay yaratıyor.
Balotelli şimdi G.Saray'ın gündeminde. Anlaşma sağlanır, sağlanamaz bilemem ama, eğer pahalı geldiyse, gazeteciler olarak para toplayıp tamamlayalım üzerini. Neden mi? Baksanıza Balotelli her gün manşet. Hem de sadece spora değil, magazine de...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA