• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HALUK GÜNEY

BANA MÜSADE...

haluk.güney@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 31.05.2017, 00:00
Çünkü zordur profesyonel gazetecilik. Sevmeyen yürütemez. Sevgin, heyecanın varsa katlanırsın... Sadece para için asla...

1983 yılının Ekim ayıydı... Güneş Gazetesi'nin İzmir Bürosu'ndan içeri girdiğimde, henüz 17 yaşında gepegenç bir üniversite öğrencisiydim. Batar kattaki spor servisinin, daracık demir merdiveninden çıkarken yukarıya doğru, buram buram terliyordum... Benden yaklaşık 10 yaş büyük, sarışın bir adam oturuyordu, odadaki en büyük masada...
Yeşil gözlerini üzerime dikmiş, sert bakışlarıyla beni süzüyordu. "Ege Üniversitesi Basın Yayıl Yüksek Okulu 2. Sınıf öğrencisiyim. Stajyer muhabir aradığınızı öğrendim, onun için geldim..." dedim.

ANINDA KOVDU

Bir süre daha gözlerimin içine baktıktan sonra, "Genç adamsın ne işin var gazetecilikte, başını derde sokma" dedi. Ben ne diyeceğimi bilemezken, "Oğlum çek git başını derde sokma... Sosyal hayatın sıfıra iner, 24 saat çalışırsın" dedi bu kez... Cevap veremiyordum, çünkü ne diyeceğimi bilemiyordum... Karşısında kıvrandığımı görünce; devam etti: "Çok mu istiyorsun gazeteci olmak." "Evet, zaten o yüzden o okulu seçtim" dedim... Gülümsedi; "Geç otur bakalım, benden günah gitti, kendin kaşındın" dedi. O adam, meslek yaşımımın ilk yıllarında beni "ağabey" şevkatiyle kucaklayıp, gazeteciliği, iş disiplinini, iş namusunu bana öğreten kişiydi. Sedat Kaya'ydı ismi...

GÜZELDİ İLK YILLAR

Necmi Tanyolaç'ın yönettiği, Şansal Büyüka'nın yardımcısı olduğu güçlü bir spor ekibi vardı Güneş'in... İzmir'de de Sedat Kaya başta olmak üzere Sadık Narin, İsmail Özelçinler, Hakan Güray, Mustafa Yurt, M.Ali Varış, Çağlayan Sueli ve benimle birlikte işe başlayan stajyer Necmi Güler... Gazetecilik yapmak, herkese haber atlatmak için ter döken, iş dışında aile ortamında bir ekip... Yorucu ama çok güzeldi ilk yıllar.. 14 yıl önce Yeni Asır Gazetesi'nin müdürlük koltuğunu devraldığım Abdi Karagözoğlu'nu da orada tanıdım ve onun arkadaşlığından hep keyif aldım. Neyse duygusala da bağlamayalım..

GAZETECİLİK ZORDUR

Sedat Kaya'nın dediği de doğru çıktı ha... O günden bu güne geçen 34 yıl, gecesi gündüzü, bayramı seyranı olmayan bir koşuşturmacayla geçti... Futbolcusu, siyasetçisi, magazin dünyasının ünlüleri, bir yerlerden eline kalemi geçirir veya kendini ekrana atarsa gazetecilik yaptığını sanır ama, onun adı gazetecilik değildir.
Çünkü zordur profesyonel gazetecilik.
Sevmeyen yürütemez, heyecanı olmayan yapamaz...
Yorucudur, streslidir, gerilimlidir... "Önce insan mıyım, yoksa gazeteci mi?" sorusuna yanıt veremezsin örneğin. Gün gelir işini ailenin önüne koymak zorunda kalırsın. Çocuğun hastalanır, sayfayı matbaaya göndermeden gidemezsin yanına... Çelik gibi sinir, dağ gibi sevgi ister bu iş... Hele hele yöneticilik pozisyonunda...
Akşam gelen bir haber, evine gelen misafirin yanından kaldırır, geceyarısı çalan bir telefon sıcak yatağından...
Sevgin, heyecanın varsa katlanırsın...
Sadece para için asla...

NELER YAŞADIM NELER

Örnek vereyim, ilk 4 yıl amatör kümenin tozunu yuttum. Spor muhabirliği de yaptım, polis muhabirliği de bu meslekte... Haber müdürlüğü koltuğuna oturduğum da oldu, sırtımda kamera haber kovaladığım da. Spor programı da sundum, spor servisi editörlüğü de, spor müdürlüğü de... Kimi zaman bir maçta kavganın, kimi zaman orman yangınının ortasında buldum kendimi... Yeşil sahalarda, parke salonlarda şampiyonluk coşkusu fotoğraflamaya çalıştığım da oldu, bir trafik kazasında yaşanan can pazarını da, bir cinayet mahallindeki dehşet verici görüntülerini de... Geceyarısı karanlık odada film yıkarken haber yazdığım da oldu, Avrupa Futbol Şampiyonası'nı izlediğim de... Yani gazeteciliğin güzelliklerini de yaşadım, çilesini de...

VEDA ZAMANI GELDİ

Neden bunları yazdım şimdi... Veda vakti geldi de ondan. Öyle kuru kuru "eyvallah" demek olmaz, 34 yılın ardından...
Biraz nostalji katmak, biraz da aşık olduğum mesleğimi anlatayım istedim.
Eğilmeden, bükülmeden, kalemin değerini bilerek, ona saygı göstererek yaptığım mesleğimde, aktif yıllar, yarın sona eriyor.
Artık koşuşturmacayı gençlere devredip, dinlenme vakti. Tıpkı, şimdi bir tatil kasabasında emekliliğini yaşayan, ama kalemi hala elinde olan ustamım yaptığı gibi...

UNUTURSAM ÜZÜLÜRÜM

Ustam deyince aklıma geldi. Bu meslekte çok kader arkadaşım, birlikte çalıştığım, omuz omuza verdiğim arkadaşım oldu. İlk çalıştığım servisi yazdım yazmasına da, ilkler hep farklıdır, nostaljiktir de ondan... Ama hepsinin adııı yazsam, sayfalar yetmez. Sayfalar yetse de birinin adını atlarsam, bu veda yazısı içime sinmez... O nedenle meslek hayatım boyunca birlikte ter döktüğümüz tüm meslek büyüklerimin, arkadaşlarımın, kardeşlerimi sevgiyle anıyor, gerek iş, gerek özel yaşamda geçirdiğimiz güzel günler için hepsine teşekkür ediyorum.
Ebediyete uğurladığımız merhum iş arkadaşlarımı, ağabeylerime de Allah'tan rahmet diliyorum. Ama 17 yıllık süreçte bana baba şevkatiyle yardımcı olan Gürkan Ertaç'ı, "kader arkadaşım" dediğim Sinan Genç'i, Yeni Asır Spor Servisi'nde çalışan tüm kardeşlerimi sevgiyle kucaklamadan gidemem. Hepsine bundan sonraki iş yaşamlarında başarı, sağlık ve mutluluk diliyorum.

SEVGİYLE KALIN

Ve siz değerli okuyucular... Sizlere en taze haberi, en güzel fotoğrafı, en çarpıcı yorumu sunma adına geçen 34 yılın ardından, acısıyla, tatlısıyla, anılar bana; haberlerle, yorumlarla hayatınıza birşeyler katabildiysek, onlar size kalıyor... Belki bir gün; bir maç yorumunda, bir televizyon programında, belki gündemi değerlendirdiğimiz bir köşe yazısında buluşuruz... Ama mutfaktaki işimi biraz dinlenmek adına, devretmek zorundayım. Bana müsaade...
Hoşçakalın, sağlıkla kalın...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA