Lig başlamış, ikinci hafta olmuş. Tüm takımlar kadrolarını yapmışlar, artık en iyi 11'leri saptayıp hedefe yürümeye çalışıyorlar, bir tek Fenerbahçe hariç.
Sarı-lacivertliler diğerlerinden daha fazla maç oynadılar, 3 Avrupa Kupası 2 Lig 5 maç geçirdiler, hala Papatya Falı açıyor, "Onu mu alsak, bunu mu alsak" diye.
Mehmet Ekici'yi, Valbuena'yı, Dirar'ı, Isla'yı , Kameni'yi, Guiliano'yu, Soldado'yu aldılar. Kocaman hala istiyor da istiyor.
"Emre Mor gelsin. Milan'dan defans oyuncuları Paletta ile Gomez alınmalı. Nani de dönse fena olmaz...." Mübarek, sen kimi alırsan al Fenerbahçe'ye oynattığın futbol komedi. Vardar gibi mütevazi, Avrupa Piyasasında adı sanı duyulmamış takıma 2-0 yeniliyorsun, favori çıktığın maçta Göztepe'den beraberliği zor kurtarıyorsun.
Nihayet dün gece son darbe. 20 yıldır yenilmediğin Trabzonspor'dan beraberliği 84. dakikada penaltıyla kurtarıyorsun.
Kaleciler tam bomba
Fenerbahçe'de iki kaleci var, ikisi de birbirinden merdane. Volkan Demirel oynuyor, topu kendi kalesine atıyor. Kameni oynuyor, kaleyi terkediyor, Topal'ın kendi kalesine gol atmasına sebep oluyor.
Dün gece tekrar Volkan Demirel'e dönüyorsun yine komik gol yemekte kararlı.
Öyleyse şimdi de kaleci ara bakalım, bulur musun ? Kocaman, defansta bir Şener'i, bir Isla'yı, bir Neustadter'i, bir İsmail'i, bir Hasan Ali'yi deniyor, deneme tahtası.
Forvette Ahmethan'a forma veriyor, acemi. Soldado'yu sokuyor, idmansız. Van Persie'yi oynatıyor, nafile. Guiliano'yu deniyor, imza töreninde bülbül gibi öten ve "Ağları sarsacak, takımı şampiyon yapacağım" diyen Brezilyalı'dan tık yok. Fenerbahçe'nin hali böyle. "Lig uzun maraton, iki maçta iki puan fena değil" diyenler de çıkar ama, gidişattan hiç umutlu değilim.