Almanya Milli Takımı'nda 30 yıla yakın görev alan ve 1954 Dünya Kupası'nın kazanılmasında büyük pay sahibi olan teknik direktör Sepp Herberger, "Top yuvarlaktır ve oyun 90 dakika sürer, gerisi teorilerden ibarettir" derken daha o yıllardan bu güzel oyunla ilgili önemli ipuçları vermişti. Sahada yaşanan ve öngörülen hadiselerin bütünüdür futbol evet. Herkesin bu oyuna yönelik kendince bir fikri vardır fakat bazen öyle şeyler olur ki çok iyi bildiklerini iddia edenler bile topun nereden geleceğini tahmin edemeyip ters köşeye yatar. Vakti zamanında Cezayir Üniversitesi takımının kalesini koruyan Nobel ödüllü yazar Albert Camus "Hayata dair bildiğim her şeyi futboldan öğrendim, çünkü top hiç beklediğim taraftan gelmedi" diyerek oyunun belirsizliği ve hayata tesiri ile ilgili bu ters köşe meselesine dair önemli bir tespit yapmıştır zaten.
G.SARAY'IN EV HALİ
Sadece geride kalan haftadaki bu ve buna benzer örnekler bile futbolun neden hala en çok merak uyandırıcı spor olduğunun kanıtı gibi.
Bir hafta önce 5 atan G.Saray'ın evinde 3 yemesi istatiksel olarak ilginç gözükse de meselenin derinliğinde bir normallik olduğu da kesin. Asıl ilginç olan G.Saray'ın deplasmanda 4 maç kaybedip evinde 6 maç kaybetmesidir aslında. Ve bu kaybedişlere çözüm bulunamamasıdır.
Yukarıdaki girişi destekleyen örneklere Mersin-Göztepe ve Beşiktaş-F.Bahçe maçları daha uygun gibi. Göztepe'nin 4-0 öne geçişi kadar peşinden 4 gol yemesi bu oyunun ne derece değişken bir oyun olduğunun en önemli ispatı. Hatta 4-4 ile demoralize olmuş Göz-Göz'ün üst üste 2 gol buluşu da. Durumu tersten okuyup hayati maçında farklı geriye düşen Mersin'in oyuna ortak olup skoru lehine çevirememesi de. Yani neresinden bakarsanız bakın sezonun en tuhaf maçıydı.
Ve kayıtlara geçerek "Futbolun içinde bunlar var" listesine eklendi.
Yani bundan sonra futbolun içinde olmayanlara şaşıracaksak varın siz düşünün şu oyunun zenginliğini.
"NASIL OLUYOR BU İŞ?"
Derbideki takım performansları ve ortaya çıkan sonuç "Nasıl oluyor bu iş?" merakını destekleyecek türden. Yakın süreçte G.Saray'ın yaptığına benzer bir şekilde oyun hakimiyetini elinde tutan Beşiktaş'ın ezeli rakibine karşı sarı-kırmızılılar gibi uzatma golü ile yıkılması tüm maç öncesi ve maç esnasındaki tahminlerin tutmamasını sağladı.
Halbuki bu kez De Souza da yoktu.
Ancak kimse Marcelo ve Fabri'yi hesaba katmadı. Böylesi sonuçlar çıktıkça "Kim şampiyon olur? veya Kimler Avrupa'ya kalır?" sorularının cevabını ancak bir kahin bulur.
Belki de bilinmez Nostradamus söylemiştir de dikkat etmemişizdir.
İyi haftalar.