Geçen hafta, Rize deplasmanında elde edilen 7-2 lik bir sonuç... Bir gün sonra, sen-ben-bizim-bizim oğlan, yapılan tüm yorumlara baktığımda, başta ben, tam tersine de bir sonuçun çıkabileceğinin altını çiziyordu herkes...
Bu gerçeği sıcağı sıcağına ilk söyleyen de, Şenol Hoca oluyor, maçın hemen sonunda...
Yani diyor ki, 'Mükemmel oynamadık, fazla havanmayalım!' Çok haklı... Hele hele rakibin Başakşehir olunca oyuna başlarken, her türlü tedbiri elden bırakmadan, iki dakika da düşünmek lazım. Nitekim maç başladığında, Başakşehir'in daha temkinli olacağı düşünülürken, tam tersi, yüklendikçe yüklendiler Beşiktaş kalesine... Öyle ki; tam teşekküllü bir 'Robot' programına göre hazır edilmişler ile birkaç yetenekli canlının bunlara direnmesini izledik, ilerleyen dakikalarda... Müthişti Başakşehir, özelikle de Visca... On bir gol, on iki asist yapmış bu ele avuca sığmaz adamı, saniye gözden kaçırmamak gerekirken, sağ tarafı hallaç pamuğu gibi atarak verdiği şahane pasla, golün adı 'Robinho' oluyor işte!
2. YARI ROLLER DEĞİŞTİ
İzlediğimiz görüntüye göre, böyle devam edeceğini düşünüyorduk... Doğruya doğru...
Çünkü; Vida ile Mirin, aynı dili konuşamadıklarından, zaaflar bir türlü bitmiyordu Beşiktaş kalesinde... Başakşehir'in attığı şaplakların, bu denli fazlalaştığı bu zamanlarda Atiba'dan gelen gol, aniden değiştirdi Beşiktaş'ın psikolojisini...
İkinci yarı, her nasılsa değişti roller...
Kartallar, evinde oynadığının farkına vardı ki, konuşlandılar rakip alana... Topa daha sahip olan taraftılar ve bunun ödülünü Burak'ın gölüyle aldılar. Bu ara, gözle görüken değişimin gizli kahramanı Medel'in müthiş katkısını atlamayalım, çok ayıp olur çocuğa... Dün akşam, Türk filmi gibiydi sanki... İlk yarının 'Esas Oğlanı' Başakşehir gözükürken, son perdede raconu kesen ev sahibi oldular ve de aldıkları bu galibiyetle, lige ciddi bir heyecan kattı Kara Kartallar... Sanırım bu sonuca da, en çok el ovuşturanlar, Galatasaraylı'lar...