Melo ve Burak Yılmaz, G.Saray'ın geçen yıl kazanılan üç kupanın en fazla hammallığını yapan iki oyuncusu... Gelin görün ki; en büyük problem oluverdiler aniden! Melo, fazla havaya girip piyasasını arttırmaya çalışırken Burak, Hamza Hoca'nın yeni formüller arama çabalarından olacak, 'Tom Amca'nın Kulübesi'n de!' oturtulup, küskünler kervanına!' dahil edilmesini ayıplamıştım. Attığı golle de, yüzünü kızartmıştı hocasının... Melo ile başlamamasından dolayı, öfke dolu etrafımdakiler! Doğruya, doğru... Burnu sürtmeliydi Brezilyalı'nın ve bu seferki hamlesinde, en doğru kararı vermişti Hamza... Lakin, hücumcu ağırlıklı bir kadroyu sahaya sürmesine karşın, bekleye bekleye haller oldum, dişe dokunur bir gol pozisyonu izlemek bağlamında! Topa sahip olma oranı yüzde yetmiş yedi olan bir takım, rakibini nasıl ısıramaz? Nasıl golü görür, kendi kalesinde? İzlediğim kadarıyla GS'de sıkıntı; Orta alan oyuncularının geride kalması! Podolski'nin, rakibin arkalarına koşular yapamaması!! Ve Telles'in, gereği kadar sol kanattan top taşıyamaması! Haa, en geriden servis edilmesi gereken topların ağır-aksak çıkması da, işin cabası! Galatasaray, Selçuk'tan gelen gol gibi tokat yemeden, tokat atmasını beceremiyor bu sezon! Bizim Oğlan'da (Muslera) sağolsun, tokatı yemek için elinden geleni, ardına koymuyor! Traoje'den yediği o gol, ne öyle? Maçın ortamının karalar bağladığı bu zamanlarda, Hamza'nın yaptığı değişikler sonrası, vuracaktım kafamı duvarlara(!) En çok çabalayan forvet Burak ile en az hatayla oynayan Rodrigez'i dışarıya alan kardeşime demeliyim; 'Ayağına sıkıyorsun(!)' Böyle takıntılarından kurtulamazsan eğer, ardından da kafana(!)