Bu finalin öncesine bakmalı... Borç, gırtlağa kadar dayanmış bir Galatasaray'ın, zavallı konumunu konuşuyor ve yazıyor maçın öncesinden bizim medya... Anlaşılan o ki, önünde duran borç yüküyle dolu meftayı kaldırsın ve gelecek sezon da 'yarışmacılıkta!' geri kalmasın, dahası yayıncı kuruluş, reklam gelirlerindeki nemaları azalmasın diye, pompaladıkça pompalıyor, Sarı-Kırmızılı'ları(!) Pardon, bu fikrime karşı çıkan bil-cümle alem ne bilem, içimdeki şeytana kızsın(!) Tarihinin en büyük borcunu yaratan Ünal Aysal beylerle, borç rakkamlarını daha bi artıran Dursun Özbek beylerden sıra bulabilebileceğimi, pek sanmıyorum(!) Çünkü; kuruluşundan bu yana, tarihin en büyük günahkarıdırlar kendileri(!) Sayfayı döndürdüm Lacivert tarafa... Teknik direktör, hakem ve federasyon üyelerine ilişkin durmadan fırçalayan Fenerbahçe'nin sayın başkanı, gözükmüyordu ortalarda! Niye? Yine pardon...
Uğradığı haksızlıkların, boşu boşuna yattığı hapislerin fikir olarak yanında olduğum adamı, niye göremedim o ekranlarda? Niye göstermezler? Mesela; Podolski'nin attığı gol biraz 'ofsayt' olarak gözükürken, eğer oradaysa, niye Fener Başkan'ının hallerini göstermez o ekranlar? Ammmann! Ne halleri varsa görsünler...
Her iki ekip oyuncuları için, kimin postalancağı, kimin kalacağı konusunda medya yargıçları, hükümlerini belirtiyor kendi istekleri doğrultusun da(!) Oyun alanında yer alan futbolculara bakıyorum da, hepsinin kafası o yorumlara takık, bireysel yeteneklerini sergileme çabasında!
Elimin ayağımın tutmadığı, dilim zırnık tat almadığı 'paspal!' bir sezon geçti, bana göre(!) Şu maç gibi.... GS'nin duayen başkanları, kimbilir kaç rekat namaz kılmıştır maç boyunca?
Kim bilir, elleri havadan inmemiştir, doksan dakikada(!) Evet, Ünal Aysal ve Dursun Özbek'in yanlış hamlelerine karşın, 'iflas erteleme!' kararına imza atmıştır, mahkeme hakimi... 'İflas erteleme' alan bir kuruluşu, ne kadar kutlamalı?