Hem 38 yaşında bile hala çok aktif bir şekilde sporunun içinde ve yıl sonu dünya sıralamasında 8 yıldır üst üste ilk üç oyuncu içinde yer almak, hem adam gibi adam olmak, hem de herkes tarafından bu kadar sevilmek çok ayrı bir şey herhalde. Pete Sampras'ı ilk defa yendikten sonra ilk sıralarda yer almaya başlayan, kısa sürede zirvelere ulaşan, kazandığı büyük paralar ile önce kendi adına bir vakıf kuran, bu vakıf ile neredeyse Afrika'nın her köşesinde çocuklar için okullar açan, görsel tenisi yarattığı değişik vuruşlar ile ayyuka çıkaran, kariyeri boyunca tenisçi olarak elde ettiği sayısız rekora imza atan, şimdilerde de tenisin geleceği için yılmadan çalışan ve yenilikler peşinde koşan, dünyanın en büyük ve efsane futbolcularından biri olan Maradona'nın Güney Amerika turu sırasında ona yolladığı videoda, "Sen dünyanın en büyük tenisçisisin usta! Sen en büyüktün, en büyüksün ve daima en büyük olarak kalacaksın. Senin gibi kimse yok..." dediği, onunla ayni dönemde yaşadığım İsviçreli Roger Federer'den sevinçle, gururla bahsediyorum. Güney Amerika'da (Meksika, Arjantin, Şili) Alman Zverev ile oynadığı gösteri maçlarındaki bırakın 45 bin 517 kişi ile kırılan seyirci rekorunu, her şehirde mahşeri kalabalıkla karşılanmış olmasına, insanların gösterdiği sevgi seline insanın inanası gelmiyor vallahi! Ayakta alkışlanması gerek...
TÜRKİYE ŞAMPİYONALARI
Türkiye büyükler şampiyonasının kraliçesi İpek Öz oldu. Yağmurlar yüzünden çok aksayan turnuva programından dolayı milli oyuncumuz İpek Öz son günde 4 maç yaparak ve 4 saat kortta kalarak teklerde birinci, çiftlerde ise turnuvayı ikincilikle bitirmiştir. Aynı hafta gerçekleşen Türkiye Senyörler Şampiyonası'nda da hava muhalefeti tabii ki yine programı aksatmış. 70+ Milli oyuncumuz Nejat Müldür iki yarı final ve iki finali olmak üzere 6 saat kortta kalarak ikisinde de şampiyon olmuştur. Nasıl sakatlanmadıklarına da şaşıyoruz. Tabii ki başarılı şampiyonalarımızı unutmadan candan kutluyoruz. Ancak bu durumların yaşandığını bir daha duymak dahi istemiyoruz. Böyle biline... Dünya tenisini büyük oyuncularının bile zor dayandıkları böylesi maçlarda, yetmiş yaş üstü oyuncuların, Allah korusun düşüp orada kalmadıklarına şükretmek gerek. Ya bir şeyler olsaydı! Kim sorumlu olurdu diye merak etmekten kendimi alamıyorum.
SEKİZ YAŞ İL BİRİNCİLİĞİ!
Bursa'nın Osmangazi ilçesinde yapılan bu tenis turnuvasında, henüz daha çocukluklarına, oyun oynamaya doymamış 8 yaşındaki kız ve erkek 240 çocuk mücadele etmiş ve dereceye girenler koskoca adamların ellerinden ödüllerini almışlar. Keşke diyorum, bu çocuklar aralarında, daha henüz ne olduğunu bile bilmedikleri ve anlamadıkları tenis kortunda şu veya bu şekilde mücadele etmek yerine arkadaş olmak, eğlenmek, oyun oynamak için bir araya getirilselerdi de dostluk, sevgi yoluna bir adım atsalardı daha iyi bir iş yapılmış olmaz mıydı?