Kim tutar Beşiktaş’ı

Beşiktaş artık Olimpiyat'ta olsun, deplasmanda olsun aynı futbolu oynuyor. Kalede Tolga güven verirken, defansta Beck ile Rodolfo her maç gösterişsiz ama, randımanlı futbollarıyla iyi not alıyor. Atiba ön libero olarak iyi fiziğini mücadele ve presle üst seviyelere taşırken, orta sahada Oğuzhan tekniği ve enerjisini birleştirerek rakip defanslarda gedikler açarken bu sezon futbolunun en iyisini oynayan Gökhan Töre, sol ayağındaki hüneri çalımları ve nefis ortalarıyla, en önemlisi şutlarıyla takımı zirveye taşıyor. Sosa'nın teknik becerisi süper. Beşiktaş'ın şurası muhakkak ki en önemli transferi Alman Mario Gomez. Pozisyon almasını, nerede duracağını iyi bilen Gomez, her maçta attığı gollerle artık Beşiktaş'ın ideal santrforu, golcüsü hüviyetini koruyor. Böyle giderse ligin gol kralı olması çok muhtemel. Dün de Eskişehirspor'a, birbirinden güzel harika goller attı. Rakip defansı da hem yıpratıyor, arkadaşlarına gol kanalları açıyor, hem de son derece etkili vuruşlarla ağları havalandırılyor. Löw'ün onu Alman Milli takımına niye çağırmadığını hayretle karşılıyorum. Beşiktaş'ın Avrupa Kupası ve ligi birarada götürmekte zorlanmayacağı da açık. Sporting'le yapılan hafta ortasındaki zorlu maçın Kartal'ı yorgun düşüreceğini savunanlar, Kartal'ın kondisyon yönünden hiç olumsuz etkilenmediğini ve iki karpuzu bir koltuğa sığdırarak rahatça götürebileceğini gördüler. Beşiktaş bu haftayı da lider geçti. Böyle girderse taraftarlarının özleyeceği şampiyonluğu alabilecek hüviyette görünüyor. Eskişehir Türkiye'nin en önemli futbol kentlerinden biri. Uzun yıllar Türkiye'nin yanısıra Avrupa'da bile ses getirdiler ama, ligde yaşadıkları sıkıntı ve verdikleri olumsuz görüntü üzücü. Orta alanı sıkça geçemedikleri gibi Gekas'a bir türlü top atamadılar. İkinci yarının son 20 dakikasında canlandılar ama Gekas'ın golünün gerisi gelmedi. Şanssızdılar, bir topları direkten döndü. Ligde düşme tehlikesi yaşayan takımların başında sayılmaları ve dünkü Beşiktaş maçı çaresizliği düşündürücü. Bu takımda dikiş tutturamayan Michael Skibbe'nin de artık veda etme zamanı geldi.