Kartal’ı Sosa kurtardı

Maç başlayınca gözlerime inanamadım. Sanki şampiyon adayı, kazanarak liderliği yeniden ele geçirmek zorundaki Beşiktaş değil de Osmanlıspor'du. Başkent ekibi Tisdell, Aminu, N'diaye ve Rusescu ile sürekli gol kovalarken ve kalesine yeniden dönen Tolga güç anlar yaşarken, Kartal bocalıyordu. Bundan yararlanan Osmanlıspor yüreklendi, daha fazla saldırmaya başladı. Ve Rumen Rusescu nefis bir aşırtma şutla Beşiktaş'a ilk ihtarı verdi. Pabucun pahalı olduğunu anlayan Beşiktaş golün üzerine yatmaya çalışan Osmanlıspor'un üzerine üzerine gitti ve siyah-beyazlıların 34.dakikadaki ilk tehlikeli atağında kalitesi tartışılmaz golcü Alman Gomez, güzel bir vuruşla eşitliği sağlayarak 11.golüne imza attı. Ama Beşiktaş o bildiğimiz hırslı, top çalan, ikili mücadelelerde galip gelen ve rakibi presle boğan hüviyetinden çok uzaktı. Ve N'diaye devre biterken Beşiktaş'a harika bir golle ikinci ihtarı da çekti. İkinci yarıda Beşiktaş dirilir, eski hüviyetine girer, yüklenir diye bekliyoruz, nafile. Osmanlıspor yine üstün oynuyor ama sayısız fırsatı harcayarak neticeye gidemiyor. Sosa'nın şutunu kaleci Ahmet'in dışarı gidiyor sanarak bırakması Beşiktaş için tam bir Yılbaşı Piyangosu beraberlik golüydü. Webo'nun, Tolga'yı geçen topunu Ersan'ın kurtarması da maçın kırılma anıydı. Bu tip maçlar yıldız futbolcularla kazanılır. Beşiktaş'ta da sahneye Arjantin'li Sosa çıktı, dökülen takımını iki golle sırtlayan adamdı. 90.dakikada muhteşem bir şutla galibiyet golünü atışı gerçekten övgüye değerdi. Beşiktaş'ta Şenol Güneş'in, Gökhan Töre gibi bir silahı iki haftadır değerlendirmeyişine şaşıyorum. Gökhan, Olcay Şahan'dan çok daha etkili bir futbolcu. Adam eksiltiyor, asistler yapıyor, goller atıyor. Geçen hafta G.Saray'a galibiyet golünü attığı halde niye oynatılmıyor anlamak zor. Kerim Frei'ı da formda olduğu halde Güneş ancak ikinci yarıda hatırlıyor. Beşiktaş öyle veya böyle kazandı, zirveyi korudu. Ama Şenol Güneş, Sosa'ya dua ederken özeleştiriyle hatalar yaptığını artık kabullenmesi gerek.