Maç öncesi her iki takımın kadrolarını tartıya çıkarsanız Göztepe'yi hükmen galip ilan edersiniz. Yabancılara bir bakın, hepsi geldikleri kulüpleri başarılarıyla taçlandırmış, büyük transfer ücretleri ödenerek sarı-kırmızılı takıma kazandırılmışlardı.
Ama İzmir'in huyundan mıdır, suyundan mıdır, gelen aslanlar futbollarıyla kediye döndüler. Ne "Bu ligin üzerinde" denilen Leroy George, ne Gosso, ne Maah, ne Lamine Diarra, ne de Vleminckx, hiçbiri kapasitesini sahaya yayarak bu takıma tek başına maç kazandırmadı, kazandıramadı.
Göztepe için ne şanssızlıktır, yabancıların hepsi de birlikte kötü mü oynar?
Göztepe taraftarı istediği kadar bu takımın peşinden koşsun istediği kadar yeri göğü tezahüratlarıyla inletsin, boşuna...
Dünkü Boluspor maçı. Sanki bir formalite maçı. Ununu elemiş, eleğini duvara asmış bir takım görüntüsünde Göztepe. Yeni teknik direktör Aurelio tüm yabancıları oyuna sürdü.
Ama onlar dökülürken ben bizim altyapıdan forma verilen Salim İyik'e bayıldım. Sarı-kırmızılı takım bu gençlerin yetenekleriyle yücelecektir.
Salim'i ve onun gibi değerleri kazanalım.
İsmail Can Üzüm'ü, İsmail Köse'yi oynatalım ve gelecek sezon için kazanalım, tecrübe kazandıralım.
Dünkü puan kayıpları Göztepe'nin Play-Off iddiasını tamamen bitirdi. Maratonun bitimine kalan maçlarda altyapı ağırlıklı bir kadroyla mücadele etsek ne kadar güzel olur. Dünkü maçta Lamine Diarra'nın topunun direkten dönmesi, Boluspor'lu Fatih'in ters kafa şutuyla golün kılpayı kaçırılması bizi biraz olsun heyecanlandırdı. Ama Spor Toto Süper Lig'te Gençlerbirliği'nde oynarken güzel golleriyle tanıdığımız Vleminckx bu kadar gol hovardası olabilir mi ? Böyle bir kadro ile Göztepe'nin 24 puan geride kalması akıl alır bir olay değil. Şimdi yapılacak iş hemen yeni sezonun hazırlıklarına başlamalı, isabetli teknik direktör seçimiyle, transferde isimlere bakmayıp, takım için savaşacak her maçta formayı terletecek oyuncuları kazanmalı.