Eğer bir kulüpte renklerini canından çok seven bir başkan ve ona kayıtsız şartsız inanan bir yönetim kurulu varsa sırtı yere gelmez. Herkes kabul eder ki, son 15 yılda Beşiktaş, F.Bahçe ve G.Saray'ın çıkışları karşısında üçüncü plana düşmüştü. Bir idealist, girişimci, risk almaktan kaçınmayan bir başkana ihtiyaç vardı ve aranan kan bulundu: Fikret Orman...Genç başkan öncelikle dev bir projeye soyundu. Tüm kulüplerin efsane stadı (Mithatpaşa, İnönü ne derseniz deyin) bizler dahil herkesin oynamaya can attığı bir futbol mabedini sahiplendi. Tamamen yıkarak ve Vodafone ile de anlaşıp büyük destek sağlayarak muhteşem bir stat yarattı. Beşiktaşlılar semtlerine yürüme mesafesindeki bu stadı her maç tıklım tıklım doldurdu. Bir zamanlar F.Bahçe'nin Saraçoğlu Stadıyla korkuttuğu rakiplerin şimdi Vodafone'a gelirken ayakları titriyor. Bu muhteşem stada iyi bir takım da yakışırdı tabii. Tüm dünyayı ekiplerle kolaçan etti, özellikle eski ünlü futbolcu Gökhan Keskin'in bulduğu Brezilyalı Talisca başta pekçok yıldızı kadroya kattı. Ve bu takımın başına Şenol Güneş gibi hem yapısı, hem karakteri, hem de futbol kültürü olarak mükemmel bir hocayı getirmeleri Beşiktaş'ın artısıydı. Güneş, yabancıların önünde iki yıldır takımını başarıdan başarıya koşturuyor ve Türk antrenörlerinin gururu oluyor. Kartal'ın verimini takdir ederek üç yıllık sözleşme önermesi ona inancın bir göstergesi. Beşiktaş'ın üç yıldızı takması bileğinin hakkı. Bu çizgiyi bozmazlarsa, çalkantılarla boğuşan F.Bahçe ve G.Saray önünde her zaman avantajlılar. Antep maçına gelince. Beşiktaş 5.dakikada Babel'in güzel golüyle, "Beş dakikada Beşiktaş" sloganını yinelettirdi, Oğuzhan ve Talisca'nın golleri çilekti. Kartal, taraftarlarıyla deplasmanda ön kutlama yaptı. Esas kutlama haftaya Vodafone'da Osmanlıspor maçında.
Beşiktaş'ı şampiyonluğu için yürekten kutluyorum.