Derbi mücadelesi deyince insan bir heyecan fırtınasının içinde düşlüyor kendisini! Futbolda İzmir ibresinin göstergede eksiye düşmesinden olsa gerek derbilerin ne heyecanı ne de tadı tuzu kaldı! Bu nedenledir ki dünkü mücadele derbiden çok, farklı amaçlar için çekişen takımların mücadelesi olarak öne çıktı. İlginç ki ev sahibi Bucaspor, ligde kalabilmek için kazanmak zorundaydı. Karşıyaka için de beklentilerin yüksek olduğu bir maçtı. İlk altı hesaplarını sürdürebilmek için kazanmak istiyorlardı. Yani kaybedenin umutlarını yitirebileceği, kazananın umut tazeleceği bir maçtı. Böylesi maçlarda futbol kalitesinin olmasa da heyecanı yükselmesini bekliyor insan. Ama bizlerle birlikte, sahaya gelenler ve televizyon başında izleyenler ilk 45 dakikada kendilerine oturdukları yerde bile hareketlendiremeyecek pozisyonlara tanıklık ettiler. Futbol kötü olunca gol de gelmiyordu buz gibi havada Arena'da. İkinci yarının başlamasıyla birlikte sonuç getirici bir oyun olduğunu anımsayan rakip Karşıyaka'ydı. Yeşil-kırmızılılar, bu konuda geçtiğimiz haftadan bir hayli deneyimlidirler (6-5'lik Adana Demirspor galibiyeti) işte böyle bir ortamda üst üste kazanılan kornerler ve ataklar KSK'nin öne geçmesini sağladı. Gollerde Bucaspor kalecisi Ömer'in inanılmaz hatalarının yanısıra Ahmet Arı'nın büyük takipçiliği üç puanı gelmesini sağladı. Sonuçta şan derdindeki Karşıyaka, üç puanla sahadan ayrılırken, Play-Off umutlarını yeşertiyordu. Can derdindeki Bucaspor'a ise tek kelimeyle yazık oldu. İlk yarının tümünde, ikinci yarının önemli dakikalarında hep sarı-lacivertli oyuncular hakimdi. Ne var ki fırsatlardan yararlanmasını bilen KSK, olurken ev sahibi Bucaspor kendi evinden puansız ayrılıyordu. Bu sonuç fırtınaya kötü oldu. Herşeye rağmen umutmarını yitirmeden yoluna devam etmeli.