"Dere geçilirken at değiştirilmez" derler. Altay'ın geçen sezon takımı yoktan vareden teknik direktör Serdar Sabuncu'nun işine son vermesini hayretle karşılamıştım. Ama daha ilginci, başkan Özgür Ekmekçioğlu'nun Sabuncu'nun gönderilmesini açıklarken, "Bizim büyük hedeflerimiz var. Sabuncu bu hedefleri karşılayamazdı" demişti, anlayışla karşıladık ve Altay'a daha yetkin, bilgili bir hoca getirilmesini bekledik. Ancak gördük ki, göreve iki numaralı antrenör Özgür Doğramacı getirildi.
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Sakın ola Doğramacı'yı küçümsediğim sanılmasın ama, bu genç teknik adam, şampiyonluk iddiasındaki bir Altay'ın şu andaki hocası değil. Bu gömlek ona bol gelir. Altay, Güneydoğu'nun vasat temsilcisi Cizre önünde ilk yarıda hayal kırıklığı yaratan bir futbol sergiledi. Sanki kepenkleri indirmiş, bir formalite maçı oynar havasındaydılar.
Forvet yok, atak yok, orta sahadan destek yok, sizin anlayacağınız pozisyon da yok. Yılların tecrübesi İbrahim Akın ikinci yarıda oyuna katılınca, "Hahhh tamam.
Şimdi Altay'ın çehresi değişir, maçı kazanacak tempoya erişir" diye düşünmüştük. Ama o da bekleneni veremedi. Zaten bir kişi tek başına ne kadar etkin olabilirdi ki. İzmir'e zaten tek puanı alıp gitmeyi hedeflemiş olarak gelmiş görünen Cizrespor 90 dakika boyunca savunma yaparak amacına ulaştı. Orta sahadan öteye geçmediler, Altay'ın ataklarını her topta çoğalarak önlemeyi bildiler. Sonuçta Altay 3 puandan ikisini kaybederken puan cetvelinde de çok önemli bir kayba uğradı. Tabii lig uzun maraton. Sayın Başkan Ekmekçioğlu... Doğramacı'yı göreve getirirken 3 haftalık bir avans tanımıştınız. Ama zaman çok kıymetli. Başka kayba uğramadan Altay'a hedefe götürecek bir teknik adamı hemen seçin. Taraftarın sesine de kulak vererek zaman kaybetmeden...